04-25-2011, Saat: 11:28 AM
[INDENT]Aklar Düşünce…
Med-cezir gibi bu duygular; bir geliyor, giderken çok fazlasını götürüyor. El mi yaman, ben mi bilemeden, ömür hep sevdanın peşinde geçiyor.
Geriye dönüp bakmıyorum, zaten elimde acılarım. Alınacak ne dersim varsa, koymuşum cebime yürüyorum. Keşkeler, belkiler, aslalar olmadan yaşıyorum. Aşk, hiçbir şey öğretmediyse bana, büyük konuşmamayı öğretti. Kelamımı nerede keseceğimi biliyorum.
Evrensel yasa, biyoenerji, kuantum, secret, yoga, meditasyon, mucize gibi önümüze sunulan ne varsa; hepsini içimde buluyorum. Yaşamdan daha büyük bir öğretmenim olmadı ama hep onun dersinden sınıfta kalıyorum.
Yine gece, yine yalnızlık ve yine eskimişlik kokuyor bedenim. Üstelik bugün saçıma düşen aklarla ilk karşılaşmam. Yaş demek kemale erdi!
Ne kadar çok yürürsem, o kadar az acıyacak canım diye düşünüyorum. O yüzden sanırım, gözümün kenarındaki çizgileri, bir de yeni tanıştığım bu akları seviyorum.
Ömürden geriye ne kalacak? Sevdiklerim… Aşklarım… Varsa kıymete binen iki cümle yazdıklarım.. Sesimden birkaç notayı bile, belki kimse hatırlamayacak.
O yüzden daha çok sevmeliyim! Aşkı damarlarımda kan yerine gezdirmeliyim. Madem bir damla olacağım semada, en azından aşkı doyasıya yaşayabilmeliyim.
Ama bu yüreğin dalgalanmasına ne denir? Ne denir bir gelip, bir giden duygulara? Yaş, aklı da büyütüyor galiba. Yoksa bendeki bu yürek, çoktan uçup konmuştu bir dala…
Candan Ünal
[/INDENT]
Geceyi sabaha döndürmüyor kalp, oysa nasıl keyifliydim yaz günlerinde.. Sızı desen değil, acı desen değil, burkulup duruyor kendi kendine..
[INDENT][INDENT][INDENT][INDENT]
[/INDENT][/INDENT][/INDENT][/INDENT]Aklar Düşünce…
Med-cezir gibi bu duygular; bir geliyor, giderken çok fazlasını götürüyor. El mi yaman, ben mi bilemeden, ömür hep sevdanın peşinde geçiyor.
Geriye dönüp bakmıyorum, zaten elimde acılarım. Alınacak ne dersim varsa, koymuşum cebime yürüyorum. Keşkeler, belkiler, aslalar olmadan yaşıyorum. Aşk, hiçbir şey öğretmediyse bana, büyük konuşmamayı öğretti. Kelamımı nerede keseceğimi biliyorum.
Evrensel yasa, biyoenerji, kuantum, secret, yoga, meditasyon, mucize gibi önümüze sunulan ne varsa; hepsini içimde buluyorum. Yaşamdan daha büyük bir öğretmenim olmadı ama hep onun dersinden sınıfta kalıyorum.
Yine gece, yine yalnızlık ve yine eskimişlik kokuyor bedenim. Üstelik bugün saçıma düşen aklarla ilk karşılaşmam. Yaş demek kemale erdi!
Ne kadar çok yürürsem, o kadar az acıyacak canım diye düşünüyorum. O yüzden sanırım, gözümün kenarındaki çizgileri, bir de yeni tanıştığım bu akları seviyorum.
Ömürden geriye ne kalacak? Sevdiklerim… Aşklarım… Varsa kıymete binen iki cümle yazdıklarım.. Sesimden birkaç notayı bile, belki kimse hatırlamayacak.
O yüzden daha çok sevmeliyim! Aşkı damarlarımda kan yerine gezdirmeliyim. Madem bir damla olacağım semada, en azından aşkı doyasıya yaşayabilmeliyim.
Ama bu yüreğin dalgalanmasına ne denir? Ne denir bir gelip, bir giden duygulara? Yaş, aklı da büyütüyor galiba. Yoksa bendeki bu yürek, çoktan uçup konmuştu bir dala…
Candan Ünal
[/INDENT]