04-25-2011, Saat: 04:18 PM
[INDENT] Aslında ne tür erkek olunmaması konusunda bir kadının yazdığı bir yazı. Erkeğim ama söylediğinin birçok kısmına katılıyorum. Özellikle "slip don" tarifi yapan bu bayanın yazdığı satırlarda kahkahamı tutamadım.
Buyrun o güzel ve komik yazı.....
Biz kadınlar detayları görmek için yaratılmışız. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar incelemek, üzerine yorum yapmak, bildiğimiz/gördüğümüz her şeyi paylaşmak için var olmuşuz. Erkekler bu huyumuzdan nefret etse de bizi biz yapan özelliklerden birisidir detaycılık...
Eğer kadın detaycı olmasaydı, dünyanın halini hadi dünyayı geçtim evlerin halini bir düşünsenize? Ütüsüz pantolonlar, yamuk kravatlar, kolasız gömlekler, yıkanmamış çamaşırlar, sümüklü çocuklar, düzensiz bir yaşam, yemeksiz sofralar...
İşte her ne kadar erkekler bu halimizden nefret etse de erkeği erkek yapan kadındır. Erkekler de bunun farkında! Mesela bir erkek hoşlandığı kadınla buluşacak; ilk randevu. Tanrım, bir hazırlıktır sorma gitsin, ne giysem, saçımı sağa mı atsam sola mı tarasam, sakal tıraşı olayım paniği, sahneye çıkarcasına paçalara kadar sıkılan parfümler! İlişki rayına oturdu zaman da sal kendini gitsin… İşte kadın, detaycılığını bu trajikomik sayılacak zamanlarda ortaya koyar. Sami dişlerini fırçaladın mı bugün? Cık... Sami, banyo yapsana göbeğini kaşıyacağına! Cık... Sami, bir berbere gitsen artık yelelerin rüzgârda savruluyor! Cık... Sonra bu Sami gece sırnaşır, kadın da başım ağrıyor dediğinde; suçlu olur!
Bir de bu kadar hazırlık yapsa da bazı detayları atlayan erkekler vardır. Düşünsenize dişlerini fırçalamayan ya da dişçi fobisi olduğu için iki asırdır doktora gitmeyen bir adamla öpüştüğünüzü! Kaç, meydanı terk et! Cadı Sila’nın amcaoğlu tescilini alacak kadar uzun ve bakımsız tırnaklara sahip bir adam, aman Tanrım...
Ya ayakları kokan erkekler, onları nasıl ıslah edeceğiz? Ucuz parfüm kullananlar var bir de; oda spreyi tadında keskin bir koku yayıp mekândaki herkesi bayıltabilen türden...
Düşünsenize size sarılmak için yaklaşıyor; bir adım, iki adım, üç adım güm yerdesiniz. Ambulansın gelmesi an meselesi!
A en önemli detay tabii ki de; slip don giyen erkekler! Onlar ölmediler, hala aramızda yaşıyorlar! Hatta ben onların bir örgüt kurduklarını düşünüyorum. Ayda bir buluşup slip donlarını ellerinde sallayarak halay çekiyorlar, deşarj olup aramıza geri dönüyorlar. Kör olasıca dışarıdan anlayabileceğimiz bir detay değil ki, gördün slip donu kaç hadi bakalım! Nereye kaçacaksın? Ocakta yemeğim var deyip gidebileceğin bir an değil ki!
Bir de ilginç yemek yeme stillerine sahip erkekler vardır. Ağzını şapırdata şapırdata tabağındaki her şeyi silip süpürür. Sonra da size gülümser, bir bakarsınız maydanoz kardeş şapırdatıdan kendinden geçmiş ve sindirim sistemine girememiş. Ya ince bir ses tonuyla kesik kesik gülen erkekler! Rezilliğin son perdesi, bütün gece espri yapmamak için kastığınız anlar boşa gider, o adam illa ki gülecek bir sebep bulur. Bugüne kadar kimse ona çok kötü bir gülüşü olduğunu söyleyememiştir, çünkü ilk taksiyle olay mahallini terk ediyordur. İhalenin sizde kaldığını düşünseniz de sakın uyarmayın, suçlu siz olursunuz.
Altı kaval üstü şeşhane giyinenleri ne yapmalı? Kahverengi pantolon üzerine, kırmızı gömlek. Ayrılmaz ikili; beyaz çorap ve siyah ayakkabı... Vazoya zorla sığdırılmış çiçek demeti gibi kotun üstünden fırlayan göbek ve gömlek kombini... Bunlara kim dur diyecek? Nerede bu devlet!
Metroseksüellik çıktı çıkalı fondöten süren, rimelle kirpiklerini belirginleştiren, sürme çeken adamlar türedi. Tamam, bir erkek bakımlı olmalı da bu kadarı da abartı değil mi? Nasıl yani, ben mi yanlış düşünüyorum, bilemedim. Fondöten süren bir adam istemem hayatımda yahu! Ben kullanmıyorum, ona ne oluyor!
Evet, erkek bakımlı olmalıdır. Temiz tırnakları, beyaz dişleri, hoş bir parfümü, uyumlu bir giyimi ve tok bir gülüşe sahip olmalıdır. Ama daha ötesini bünye kabul etmiyor! Bunlar ilk anda aklıma gelen detaylar... [/INDENT]
Buyrun o güzel ve komik yazı.....
Her ne kadar erkekler bu halimizden nefret etse de erkeği erkek yapan kadındır. Erkekler de bunun farkında!
Biz kadınlar detayları görmek için yaratılmışız. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar incelemek, üzerine yorum yapmak, bildiğimiz/gördüğümüz her şeyi paylaşmak için var olmuşuz. Erkekler bu huyumuzdan nefret etse de bizi biz yapan özelliklerden birisidir detaycılık...
Eğer kadın detaycı olmasaydı, dünyanın halini hadi dünyayı geçtim evlerin halini bir düşünsenize? Ütüsüz pantolonlar, yamuk kravatlar, kolasız gömlekler, yıkanmamış çamaşırlar, sümüklü çocuklar, düzensiz bir yaşam, yemeksiz sofralar...
İşte her ne kadar erkekler bu halimizden nefret etse de erkeği erkek yapan kadındır. Erkekler de bunun farkında! Mesela bir erkek hoşlandığı kadınla buluşacak; ilk randevu. Tanrım, bir hazırlıktır sorma gitsin, ne giysem, saçımı sağa mı atsam sola mı tarasam, sakal tıraşı olayım paniği, sahneye çıkarcasına paçalara kadar sıkılan parfümler! İlişki rayına oturdu zaman da sal kendini gitsin… İşte kadın, detaycılığını bu trajikomik sayılacak zamanlarda ortaya koyar. Sami dişlerini fırçaladın mı bugün? Cık... Sami, banyo yapsana göbeğini kaşıyacağına! Cık... Sami, bir berbere gitsen artık yelelerin rüzgârda savruluyor! Cık... Sonra bu Sami gece sırnaşır, kadın da başım ağrıyor dediğinde; suçlu olur!
Bir de bu kadar hazırlık yapsa da bazı detayları atlayan erkekler vardır. Düşünsenize dişlerini fırçalamayan ya da dişçi fobisi olduğu için iki asırdır doktora gitmeyen bir adamla öpüştüğünüzü! Kaç, meydanı terk et! Cadı Sila’nın amcaoğlu tescilini alacak kadar uzun ve bakımsız tırnaklara sahip bir adam, aman Tanrım...
Ya ayakları kokan erkekler, onları nasıl ıslah edeceğiz? Ucuz parfüm kullananlar var bir de; oda spreyi tadında keskin bir koku yayıp mekândaki herkesi bayıltabilen türden...
Düşünsenize size sarılmak için yaklaşıyor; bir adım, iki adım, üç adım güm yerdesiniz. Ambulansın gelmesi an meselesi!
A en önemli detay tabii ki de; slip don giyen erkekler! Onlar ölmediler, hala aramızda yaşıyorlar! Hatta ben onların bir örgüt kurduklarını düşünüyorum. Ayda bir buluşup slip donlarını ellerinde sallayarak halay çekiyorlar, deşarj olup aramıza geri dönüyorlar. Kör olasıca dışarıdan anlayabileceğimiz bir detay değil ki, gördün slip donu kaç hadi bakalım! Nereye kaçacaksın? Ocakta yemeğim var deyip gidebileceğin bir an değil ki!
Bir de ilginç yemek yeme stillerine sahip erkekler vardır. Ağzını şapırdata şapırdata tabağındaki her şeyi silip süpürür. Sonra da size gülümser, bir bakarsınız maydanoz kardeş şapırdatıdan kendinden geçmiş ve sindirim sistemine girememiş. Ya ince bir ses tonuyla kesik kesik gülen erkekler! Rezilliğin son perdesi, bütün gece espri yapmamak için kastığınız anlar boşa gider, o adam illa ki gülecek bir sebep bulur. Bugüne kadar kimse ona çok kötü bir gülüşü olduğunu söyleyememiştir, çünkü ilk taksiyle olay mahallini terk ediyordur. İhalenin sizde kaldığını düşünseniz de sakın uyarmayın, suçlu siz olursunuz.
Altı kaval üstü şeşhane giyinenleri ne yapmalı? Kahverengi pantolon üzerine, kırmızı gömlek. Ayrılmaz ikili; beyaz çorap ve siyah ayakkabı... Vazoya zorla sığdırılmış çiçek demeti gibi kotun üstünden fırlayan göbek ve gömlek kombini... Bunlara kim dur diyecek? Nerede bu devlet!
Metroseksüellik çıktı çıkalı fondöten süren, rimelle kirpiklerini belirginleştiren, sürme çeken adamlar türedi. Tamam, bir erkek bakımlı olmalı da bu kadarı da abartı değil mi? Nasıl yani, ben mi yanlış düşünüyorum, bilemedim. Fondöten süren bir adam istemem hayatımda yahu! Ben kullanmıyorum, ona ne oluyor!
Evet, erkek bakımlı olmalıdır. Temiz tırnakları, beyaz dişleri, hoş bir parfümü, uyumlu bir giyimi ve tok bir gülüşe sahip olmalıdır. Ama daha ötesini bünye kabul etmiyor! Bunlar ilk anda aklıma gelen detaylar... [/INDENT]