:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Hayvanların İnsanlara Zararları
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Hayvanların İnsanlara Zararları

Modern toplumlarda olduğu gibi ülkemizde de evcil havyan besleme alışkanlığı giderek yaygınlık kazanmakta. Pek çok insan evinde kedi, köpek, kuş gibi hayvanlarla beraber yaşamakta. Bu durum evdeki bireylerin sağlığı açısından herhangi bir kaygı yaratmamakla birlikte bireylerden bir hamile kaldığında ya da hamile kalmayı planladığında bu sevimli dostlarımız kadının ve bebeğin sağlığı açısından ciddi endişelere neden olabilmekte.


Evde beslediğiniz evcil hayvanınız eğer düzenli veteriner kontrolünden geçiyorsa, belirli hastalıklara karşı düzenli olarak ilaçlarını alıyor ve aşılanıyorsa sizin ve bebeğiniz için tehlike oluşturması uzak bir olasılıktır. Ancak tehlikeyi en aza indirmek yine sizin elinizdedir. Alacağınız bazı basit önlemler sizi ve bebeğinizi koruyacaktır.


Kedi: Eğer evinizde bir kedi besliyorsanız bu minik dostunuzun sizin için yaratacağı en büyük risk toksoplazmozis adı verilen hastalıktır. Bir parazit enfeksiyonu olan toksoplazmozis düşüklere neden olabileceği gibi bebeğin beyninde de bazı hasarlara yol açabilir. Kediler toksoplazmozis için taşıyıcı vektör görevi görürler. Kendileri hasta olmadan parazitin kendi vücutlarında üremesini sağlarlar. Üreyen parazitler kedinin dışkısı ile atılır ve bu dışkı ile temas eden insanlara bulaşır. Genelde ticari mamalar ile beslenen ve dışarısı ile temas etmeyen kedilerde toksoplazmosiz olmaz. Ancak kediniz bu paraziti çiğ et, ya da çiğ süt yoluyla da alabilir.



Toksoplazmosis parazitini bulaştıran tek etken kediler değildir. Çiğ et ya da uygun şekilde yıkanmamış çiğ sebze ve meyveler özellikle salata yoluyla da toksoplazmosize yakalana bilisiniz. Kedi tırmalaması da çoğu zaman sorun yaratmamakla birlikte cildin bütünlüğü bozulduğundan enfeksiyonlara karşı duyarlı hale gelir. Kedi tırmaladığında mutlaka zaman kaybetmeden tırmalanan yer sabun ile yıkanmalıdır.


Eğer hamileyseniz ve evde bir kediniz varsa aşılarının mutlaka tamam olmasına dikkat edin. Kedinizin dışkısını yaptığı kumu günde 2 defa değiştirin ve değiştiriken mutlaka eldiven kullanın. Kedinizin kumunu değiştirdikten sonra mutlaka ellerinizi yıkayın. İdeal olan kedinizin kumunu sizin değil başka bir bireyin değiştirmesidir.

Köpek: Köpeklerden insana gelebilecek en büyük risk kuduzdur. Sadece hamileler değil tüm bireyler bu ölümcül hastalığa karşı önlem almalı tanımadıkları köpekler ile temas etmekten kaçınmalıdır. Ayrıca köpeklerden insanlara kist hidatik ve diğer bazı parazit enfeksiyonları bulaşabilir. Hamilelik bu durumlar açısından fazladan bir risk oluşturmaz. Ortaya çıkan bu enfeksiyonlar da bebeğiniz açısından ciddi bir risk artışına neden olmaz.


Kuşlar: Kuşlar evlerde beslenmek üzere en fazla tercih edilen hayvanlardır. Teorik olarak kuşlardan insanlara bazı hastalıkların bulaşması mümkün olmakla birlikte pratikte pek rastlanılan bir durum değildir. Kuşlardan insanlara en fazla bulaşma olasılığı olan hastalık Psittakozis'tir.Hemen hemen her kuş türü klamidya psittaci adı verilen bir mikroorganizmanın neden olduğu bu hastalığın taşıyıcısı olabilmekle birlikte en sık papağanlardan bulaşır. Bugüne kadar hamilelikte görülen psittakozis enfeksiyonu sayısı son derece azdır. Genelde grip benzeri bulgular verir. Son dönemlerde hasta ya da ölü bir kuşla temas öyküsü olan bir hastada zaatürre bulguları saptandığında psittakozisten şüphelenilmelidir. Psittakozisin gebelikteki etkileri konusunda elde yeterli veri yoktur ancak kafesin temizlenmesi sırasında eldiven kullanılması, ve temizlik sonrası ellerin mutlaka yıkanması yeterlidir. Hamilelik evinizdeki kuşu başka bir yere göndermenizi gerektirmez.

Kemirgenler: Son zamanlarda hamster ya da benzeri kemirgenlerin evde beslenmesi giderek popülarite kazanan bir alışkanlıktır. Genelde zararsız olan bu hayvanlar özellikle hamile kadınlar açısından risk taşırlar. Bu riskin adı Lenfositik Koriyomenenjit virüsüdür (LCMV) ve gelişmekte olan bebeği olumsuz yönde etkileyebilir. Erişkin bir insan bu virüsle karşılaştığında ya hiçbir belirti görülmez ya da hafif grip benzeri belirtiler ortaya çıkabilir. Ancak asıl tehlike bebek açısındandır. LCMV ile enfekte olan bebekte en sık görülen bulgu görme bozukluklarıdır. Bunun yanı sıra serabral palsi, zeka geriliği ve sara benzeri nöbetler gibi sinir sistemini etkileyen bozukluklar olabilir. İlk kez 1933 yılında fark edilen bu virüsü insanlar enfekte kemirgen ile temas ederek ya da enfekte hayvanın bulunduğu ortamdaki havayı soluyarak alabilirler. Bu nedenle hamile olan kadınların evlerinden ve bulundukları ortamlardan bu tür kemirgenleri uzaklaştırmaları uygun olur.


Sürüngenler: Son zamanlarda bazı çevrelerde popülarite kazanan bir başka alışkanlık da iguana gibi sürüngenlerin evcil hayvan olarak beslenmesidir. Tüm sürüngenlerde olduğu gibi minyatür dinazorlara benzeyen iguanaların da barsak sistemi içinde salmonella adı verilen bir bakteri normalde bulunur.Salmonella genelde ishal, bulantı, kusma ve halsizlik gibi belirtilerle kendini gösteren ve çoğu zaman basit önlemler ile tedavi edilebilen besin zehirlenmelerine neden olur. Yaşlılar, bağışıklık sistemi sorunu olanlar, 5 yaşından küçük çocuklar ve hamile kadınlar ise salmonella enfeksiyonu açısından yüksek risk grubunu oluştururlar. Salmonella enfeksiyonu hamile kadınlarda ciddi enfeksiyonlara ve düşüklere neden olabilir. Hamile kadınların iguana ve benzeri sürüngenler ile temas etmemesi uygun olur.


Tüm bunların yanı sıra her türlü hayvan ve bunların tüyü insanlarda alerjik yakınmalara neden olabilir.


Anne olmak, bir can dünyaya getirmek, onu yetiştirip hayırlı bir evlat sahibi olmak ne güzel duygular değil mi? Peki bir can dünyaya getirirken başka bir cana kıymak zorunda olmadığınızı biliyor muydunuz?


Evinde kedi ya da köpek besleyen birçok anne adayı yerli yersiz kulaktan dolma bilgilerle beraber yaşadığı minik dostunu sokaklarda yalnızlığa terk ediyor. Bazıları da kendince bir teselli bularak onu eşine dostuna veriyor. Acaba bu yapılanlar ne kadar doğru? Evinde kedisi ya da köpeği olan anne adayı gerçekten tedirgin olmalı mı? Minik dostundan uzaklaşmalı mı? Anneyi gebelikte hangi zoonozlar (hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar) tehdit ediyor? Küçük tedbirlerle bu korkuların anlamsız olduğu doğru mu?


En başta tepki aile büyüklerinden gelir genelde. Kızım aman artık şu sarmanı birine verin çocuga bir şey olur. Bu da sizin içinize bir kurt düşürür adeta. Bu yazımızda size genel konu ile ilgili bilgi vereceğiz .




İlk akla gelen toksoplasmadır; toksoplasma gondi denilen bu hastalığı oluşturan etkenler pişmemiş et ve bir çok evcil hayvanın dışkısında bulunmakta. Hamile kadınlarda eğer daha önce enfeksiyonu geçirmemiş ve bağışıklık gelişmemişse bebeğin düşmesine sebep olabilir. Ancak bunun için hamilelik öncesi hiç bir şekilde toksoplasma etkeni almamış, bağışıklık edinilmemiş ve hamilelik sırasında enfeksiyona yakalanmış olmanın gerekliliğini tekrarlıyorum. Yani hastalığı geçirmiş ve bağışıklık kazanmış kadınların hamileliklerinde toksoplasma yönünden bir problem yaşanmaz. En doğrusu çoğu hanımın yaptığı gibi bebek sahibi olmak istendiğinde doktora başvurularak diğer testlerle beraber toksoplasma testini de yaptırmaktır. Eğer testle bağışık olunduğu anlaşılırsa zaten evdeki kediyle ilgili bir problem yoktur. Test sonucunda bağışık olmadığı anlaşılırsa veteriner hekimle görüşülüp kediden kan alınarak toksoplasma yönünden serolojik muayeneleri yapılır. Eğer kedinin enfekte olduğu anlaşılırsa enfeksiyon kontrol altına alınıncaya ve bağışıklık oturuncaya kadar hamike hanımdan ayrı bir ortamda bulunması sağlanabilir. Ya da burada eşlere hamilelik süresince kedinin dışkılarını temizlemek tedbirini almak düşer.


Kist hydatid, hani hep duymuşuzdur ‘falancanın karaciğerinde kist varmış, evlerinde köpek varmış onun tüyünden bulaşmış’. Aslında hemen suçlu bulunmuştur. Ama aslı; ekinokokus granulosus denilen bir parazittir etken. Parazit minik dostumuzun bağırsağında yaşar. Yetişkin döneme gelince yumurtlar, bağırsak kanalında dışkıyla karışır ve yumurta minik dostlar tuvaletini yaparken tüylere yapışır. Bizler bu yumurtayla bulaşık tüyleri ağız ya da solunum yolu ile alırız çoğu zaman da dışkının zamanla kuruması ile sokaktaki tozla dahi bulaşma olabilir. Organizmamız savunma sistemini devreye sokarak bu yumurtayı egale etme amaçlı bir takım reaksiyonlar gösterir ve yumurta hapsedilmeye çalışılır. Bu da kistin oluşma sebebidir. Dediğimiz gibi bu etken sadece evinizdeki dostunuzdan değil sokaktaki havadan dahi bulaşabilmekte. Korunma yolu belirli periyotlarla yapılan parazit tedavisi ile hiç köpek beslemeyen bir fertle aynı risk grubuna dahil olmaktasınız. Özellikle hamilelik veya bebek dünyaya geldiğinde veteriner hekiminizin minik dostunuzu düzenli olarak uygun ilaçlarla tedavi etmesi gerekir.

Alerji : Gebelikte alerjenlerden uzak durmalıdır. Doktorumuz genelde bunu tembihler. Bu alerjenlerden sık rastlananlardan biri de tüylerdir. Genelde alerjik bünyeye sahip anne adayları evlerinde bir pet beslemezler. Ama yinede birçok alerjik ilaç gebelikte kullanılamadığından temkinli olmakta fayda vardır.

Zoonoz parazitler gebelikte anne karnında bebek beslenirken bebeğin ve annenin gıdalarına ortak olan iç parazitler tabii ki istenmeyen bir durumdur. Elbette bütün çevre parazitin bulaşması için bir faktörken ilk akla gelen yine masum dostumuzdur. Parazit tedavisi düzenli yapılan minik dostumuzu pişmemiş gıdalarla beslememek, dışarıda gezerken kontrol dışı gıdalar almamasını sağlamak tedbirlerin başında gelir.


Diger zoonozlara gelince kuduz, zoonoz askaritler, şap burusella, gebelikte size bu hastalıkları en son bulaştıracak varlık, kurallarına uygun ve aşısı yapılmış evdeki yoldaşınızdır.


Bu yazıklarımız genel bakım ve besleme kurallarına uyulan minik dostlarımızın gebelikte bize ne kadar az zarar verdiğini göstermektedir. Olağanüstü bir durum olmadığı sürece evden onları uzaklaştırmanın gereksiz olduğu unutulmamalıdır. Tabii ki doktorunuzun tavsiyesi en doğru olanıdır. Ama kulaktan dolma bilgilerle hareket edilmemelidir. Unutulmamalı ki, bütün dünyada petlerin büyüyen çocuğun gelişiminde ne kadar katkı sağladıkları ispatlanmıştır. Öyleyse bırakın bebeğiniz daha anne karnındayken onunla tanışsın. Çünkü ilk oyun arkadaşı o olacaktır. Böylece hem minik dostunuz onun dünyaya gelişini hazmedecek hem de bebeğiniz daha anne karnındayken oyun arkadaşıyla tanışmış olacaktır.