05-21-2011, Saat: 12:17 AM
Stresle başa çıkma tarzındaki seçimler sağlığımıza, ilişkilerimize ve performansımıza zararlı olabilir.
Günlük yaşam içinde çok kullandığımız bir kelime oldu ‘stres’. Baş ağrısı, uykusuzluk, gerginlik, aşırı yemek yeme gibi birçok durum çözülemediğinde stres kaynaklı diye düşünülebiliyor. Psikologlara göre stres onu zihninde taşıyan kişiye aittir ve her insan her olaya aynı tepkiyi vermez. Birisi çok kaygılanır, diğeri tükenmişlik duygusu yaşar, başkası umursamaz. Benzer türde bir olay farklı kişilerde, hatta bazen aynı insanda farklı zamanlarda farklı tepkiler ortaya çıkarabilir, bu konuda genelleme yapılamaz. Burada en önemli değişken bireye özgü farklılıklar gösteren psikolojik mekanizmalardır.
Bir olayı algılayışımız ve onunla başa çıkabilecek becerilerimizin gücü o olayı stresli veya stres yaratmayan olarak değerlendirmemize sebep olur. Bazı insan kaygılı ve gerilimliyken diğeri olay karşısında soğukkanlı ve sakin olabilir. Bu çok doğaldır. Herkesin kendine özgü stresle başa çıkma tarzı vardır. İşte yeme davranışını etkileyen de bu bireysel yöntemlerdir. Stresle başa çıkma tarzındaki seçimler sağlığımıza, ilişkilerimize ve performansımıza zararlı olabilir.
Stres varoluş süresince hep vardı çünkü her canlı tehlikeyle karşılaşınca kendini korumaya çalışır. Eğer savaşabileceği türden tehlikeyse bununla savaşır ama savaşamayacağı bir durum varsa o zaman kaçar. Stres genellikle olumsuz bir şey olarak düşünülür. Aşırı stres ciddi sorunlar yaratsa da dozunda stresin olumlu bir yanı da vardır. Herkes için değişebilen ama belirli dozda stres, varoluşun olumlu bir özelliğidir ve etkili bir işleyiş için gereklidir. Bu tür stres organizmada fiziksel ve ruhsal gelişmelere, büyümeye ve olgunlaşmaya yol açar. Stresli durumların metabolizmamızda yarattığı etkilerden birisi de hormonların etkilenmesidir. Stresle glikoz metabolizmasını sağlayan ve böbreküstü bezleri tarafından salgılanan önemli bir hormon olan kortizol etkilenir.
Yağ rezervi artar
Kortizolün sinirlilik ve stres hallerinde bedenin göstereceği tepkileri frenleyici etkisi vardır. Stres ve sinirlilik hallerinde bütün vücudumuz bir alarm verilmiş gibi tepkiye hazırdır. Kortizolün yükselmesi durumunda insan bünyesi enerji yakmaktan daha çok enerji üretme ve depolama halinde olur. Haftalarca, aylarca devamlı stres altında olan insanın yağ rezervleri artabilir. Sonuç olarak kortizolün yükselmesi, kişiye kendini daha aç hissettirir. Kendini aç hisseden kişinin eli de sık sık yiyeceklere uzanır! Kortizol salgısı kişiden kişiye değişir. Bazı insanlar strese karşı farklı tepkiler vermek üzere ‘kurulmuştur’. Benzer durumlarda iki kişi farklı seviyelerde kortizol salgılayabilir.
Yüksek seviyelerde kortizol salgılayan kişiler daha çok yemek, özellikle de karbonhidratlı gıdalar seçme eğiliminde olabilirler. Bu yüzden iş değişikliği, boşanma veya bireylerin bir yakınını kaybetmesi gibi durumlarda hızlı ve ani kilo değişiklikleri gözlenebilir. Böyle durumda bireyin kilo vermesi için diyetisyen, hekim ve psikolog işbirliği çok önemlidir.
Gevşeme tekniği kullanılabilir
Kortizol salınımını etkilemeyen stres düzeylerindeyse en büyük yanılgı duygularımızla fizyolojik açlığın birbirine karışmasıdır. Çünkü birçok duygu açlıkla karışır. Güvensizlik, yalnızlık, üzüntü, ağır kayıplar, ayrılık, belirsizlik, endişe gibi duygu durumlarına birey yemeği bir koltuk değneği olarak görüp çareyi yiyeceklerde ararsa geçici ama tehlikeli bir kısır döngü içinde kendini iyi hisseder. Ancak bu durumu çözebilmek için bireyin kendi farkındalığı ve inancı en önemli anahtardır. Çoğu zaman çevremizdeki arkadaşımız veya ailemizdeki bazı bireylerde bu durumu fark edip onlara anlatırız ama çoğu zaman bizi dinlermiş gibi yapıp hiç aldırmazlar İşte bu noktada farkındalık için mutlaka psikolog desteği önemlidir. Birey kendi motivasyonunu keşfetmediği sürece kilo kaybı kısa süreli olur yaşam biçimi ve beslenme alışkanlığında kalıcı çözüm için bireyin adanmışlık diyebileceğimiz ölçüde arzulu olması gerekir.
Stresle baş etmek için problem çözme teknikleri veya meditasyon, egzersiz gibi gevşeme teknikleri kullanılabilir. Meditasyon nefes gibi derinlemesine gevşeme teknikleri sinir sistemi rahatlatır, kasların gerginliğini azaltır. Çok gergin ya da üzüntülü durumlarda gevşeme egzersizleri bu gerilimi tümüyle yok etmez ama azaltabilir.
Sorunun ne olduğunun açığa kavuşturulması da stresin çoğunu hafifletir. Sorunu saptadıktan sonra olabildiğince çok seçenek üretilip çözüme odaklanmak gerekir. Bir çözüm yolu seçme ve eyleme geçmenin ardından sonuçları takip etmek de değişimin devamı için önemlidir.