05-30-2011, Saat: 03:14 AM
[INDENT]Ama silmek zor... Allah daha zoruyla sınamasın, ne beni ne sizi...
Derin, büyük, etimizden et, canımızdan can alan kederlerle sınamasın... Ama...
Bu ara beni insan silmekle sınıyor Allahım...
Tepemizdekiler nasıl gezegenlerse kardeşim nasıl bir yan yana dizilmişlerse... Ne oynadılar yeryüzüyle bizimle kalbimizle...
Bitti gitti onca yıllık tanışıklıklar...
Sil sil sil bitiremedim temizleyemedim kişisel defterimi...
Kime sorsam aynı dert kimi görsem aynı telden çalıyor...
Oysa bakın şimdi ne güzel söylüyor Sezen Aksu yeni albümünde: “Ben hâlâ dolaşıyorum Avare...”
Aynı Sezen diyordu ki bir başka albümünde “Ben bu yüzden kimseden geçmem geçemem...”
Ah be güzelim Ah be Sezenim... Kelimelerden yıldızlar söküp gözyüzünden en güzel kolyeleri yapıp asmışsın boynuna senden güzel nasıl yapılır bundan iyisi...
***
Bakın... Bence bir aşkta bir çocuklukta bir gençlikte unutulamayan aslında “o” kişi değil...
O kişinin taşıdığı bütün parçalar ve o parçaların toplamındaki mutluluktur gerçekten özlenen...
“Ne güzel gülerdik ne güzel ağlardık ne güzel susardık ne güzel şarkı söylerdik” inancı... Kahvaltıda bir yeşil çay fincanı radyoda denk gelen mutlak bir Sezen şarkısı Gemlik’te karşına çıkan deniz tekneye zıplayarak attığın ilk adım çamurda ayağının kayışı alışveriş torbasından çıkan nanenin kokusu hediye edilen bir kavanoz ev reçeli kızarmış hamurlar ardında beyaz köpükler bırakan gemiler çalmayan telefonlar susmayan mesaj sesleri... Birini unutamamak bunların hepsinin toplamından oluşan bir mutluluğu anımsamaktan gelir...
Ve ayıp değildir...
Hiç ayıp değildir...
Unutan utansın bence...
***
Ve ama... Aslında unutmamak kıymet vermektir. Yerine yenisini açamamak değildir... Bence değildir... “Ne kadar sık taşınıyorsun” diyorlar bana...
“Deliyim çünkü” diyorum...
Deliyim...
Yer açmam gerekiyor...
Ben hangi eski aşkımı hangi eski acımı görsem kucaklarım. Kucaklarım şaşırmayın...
Ben çünkü seve seve vedalaşırım.
Çünkü Sezen’in dediği gibi; “Ey aşk neredesin şimdi sen de mi terk ettin beni/ Ne hata ettiysem affet/ Büyüklük sende kalsın e mi? / Sen de olmasan eğer batar bu gemi...”
***
Hacıyatmaz nedir bilirsiniz...
Bir oradan bir buradan vurulduğunda devrildi devrilecek sandığınız o oyuncak devrilmez batmaz bir türlü... Bir hacıyatmaz gibiyiz hepimiz bir o yana bir bu yana batmadan idare ediyoruz işte. Ayakta zor durarak boyaları kazınarak üzerinden yıpranarak duruyoruz suyun üzerinde... İki sene dolmadan taşınıyorum bu kez. Kitaplarımı koli koli dağıttım eşe dosta. Elbiselerimi eski eşyalarımı anılarımı...
Gemi batmasın diye...
Kınamayın beni! Kınamayın beni ki kınamasınlar sizi...
Yazım bitti... Şimdi saçlarımı kestirmeye gidiyorum....
Kalbimizde yeni bir aşka yer açmazsak ölürüz çünkü... [/INDENT]
Derin, büyük, etimizden et, canımızdan can alan kederlerle sınamasın... Ama...
Bu ara beni insan silmekle sınıyor Allahım...
Tepemizdekiler nasıl gezegenlerse kardeşim nasıl bir yan yana dizilmişlerse... Ne oynadılar yeryüzüyle bizimle kalbimizle...
Bitti gitti onca yıllık tanışıklıklar...
Sil sil sil bitiremedim temizleyemedim kişisel defterimi...
Kime sorsam aynı dert kimi görsem aynı telden çalıyor...
Oysa bakın şimdi ne güzel söylüyor Sezen Aksu yeni albümünde: “Ben hâlâ dolaşıyorum Avare...”
Aynı Sezen diyordu ki bir başka albümünde “Ben bu yüzden kimseden geçmem geçemem...”
Ah be güzelim Ah be Sezenim... Kelimelerden yıldızlar söküp gözyüzünden en güzel kolyeleri yapıp asmışsın boynuna senden güzel nasıl yapılır bundan iyisi...
***
Bakın... Bence bir aşkta bir çocuklukta bir gençlikte unutulamayan aslında “o” kişi değil...
O kişinin taşıdığı bütün parçalar ve o parçaların toplamındaki mutluluktur gerçekten özlenen...
“Ne güzel gülerdik ne güzel ağlardık ne güzel susardık ne güzel şarkı söylerdik” inancı... Kahvaltıda bir yeşil çay fincanı radyoda denk gelen mutlak bir Sezen şarkısı Gemlik’te karşına çıkan deniz tekneye zıplayarak attığın ilk adım çamurda ayağının kayışı alışveriş torbasından çıkan nanenin kokusu hediye edilen bir kavanoz ev reçeli kızarmış hamurlar ardında beyaz köpükler bırakan gemiler çalmayan telefonlar susmayan mesaj sesleri... Birini unutamamak bunların hepsinin toplamından oluşan bir mutluluğu anımsamaktan gelir...
Ve ayıp değildir...
Hiç ayıp değildir...
Unutan utansın bence...
***
Ve ama... Aslında unutmamak kıymet vermektir. Yerine yenisini açamamak değildir... Bence değildir... “Ne kadar sık taşınıyorsun” diyorlar bana...
“Deliyim çünkü” diyorum...
Deliyim...
Yer açmam gerekiyor...
Ben hangi eski aşkımı hangi eski acımı görsem kucaklarım. Kucaklarım şaşırmayın...
Ben çünkü seve seve vedalaşırım.
Çünkü Sezen’in dediği gibi; “Ey aşk neredesin şimdi sen de mi terk ettin beni/ Ne hata ettiysem affet/ Büyüklük sende kalsın e mi? / Sen de olmasan eğer batar bu gemi...”
***
Hacıyatmaz nedir bilirsiniz...
Bir oradan bir buradan vurulduğunda devrildi devrilecek sandığınız o oyuncak devrilmez batmaz bir türlü... Bir hacıyatmaz gibiyiz hepimiz bir o yana bir bu yana batmadan idare ediyoruz işte. Ayakta zor durarak boyaları kazınarak üzerinden yıpranarak duruyoruz suyun üzerinde... İki sene dolmadan taşınıyorum bu kez. Kitaplarımı koli koli dağıttım eşe dosta. Elbiselerimi eski eşyalarımı anılarımı...
Gemi batmasın diye...
Kınamayın beni! Kınamayın beni ki kınamasınlar sizi...
Yazım bitti... Şimdi saçlarımı kestirmeye gidiyorum....
Kalbimizde yeni bir aşka yer açmazsak ölürüz çünkü... [/INDENT]