:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Frenler
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Bir yolculuga çiktiginizi düsünün. Yillardir hayalini kurdugunuz bir yolculuk olsun bu. Hele hayatinizda bu tip hayalleriniz pek gerçeklesmemisse degeri iki kat daha fazla artacak bir yolculuk düsünün. Yaninizda birini istiyorsunuz ve yanınızda bulunana dönüp soruyorsunuz. "Tabii ki, seve seve" diyor. Sizinle gelmek istiyor!!! Seviniyor, içinizden "Iste sonunda bu
kez olacak galiba" diyorsunuz. İçinizi bir sevinç, bir umut kaplıyor, gözleriniz parlıyor, yola çıkıyorsunuz.

Konuşarak ilerliyorsunuz yol boyu. Birbirinizi daha yakından tanımaya başlıyorsunuz. küçük gülüşmeler, küçük tartışmalar, derken yol daha bir güzelleşiyor sanki. Yol boyu çok güzel bir şekilde ilerlerken biraz ileride yanınızdaki insan frene basıyor. Şaka zannediyor, yola devam ediyorsunuz.
Fakat bu hareket kafanızı bulandırıyor.
Tekrar yola devam ediyorsunuz. Kafanızda bir kaç soru işareti...
Sorulara cevap bulmayı bir kenara bırakıp ilerliyorsunuz. Yine güzelleşiyor sohbet, güzelleşiyor yolculuk. Biraz ileride yanınızdaki insan yine frene
asılıyor. Bu kez sinirleniyorsunuz. Bu hareketlere bir anlam veremiyorsunuz. Araçtan inip biraz yürüyorsunuz. Neyse deyip, araca geri dönüyorsunuz. Aklınızda binlerce soru işareti ve yanında "Acaba"lar...
"Biraz daha deneyelim" diyorsunuz. Bu kez şüphe içinizi kemirmeye, sizi yiyip bitirmeye başlıyor. "Yok canım" deyip kendinizi kandırmaya başlıyorsunuz. Tekrar son bir güçle herşeyi bir yana bırakıyor ve ilerliyorsunuz. Ama gülüşmeler değişmiş, sohbetlerin arasına soru işaretleri sıkışmaya başlamış bir kere. Herşey yine yolunda gitmeye başlıyor. Bir "Oooohhh" çekiyor, rahatlıyorsunuz. "Yanlış düşündüm herhalde" diyorsunuz. Dediğiniz anda da birden çok ani bir şekilde sarsılarak duruyorsunuz. Gözünüz hemen frene gidiyor. Fakat fren serbest, herşey normal. Tam o sırada yanınıza dönüp te bakıyorsunuz ki el freni çekilmiş. Düşünüyorsunuz. Önce hiçbir anlam veremiyorsunuz. Sonra anlıyorsunuz. Aslında yanınızdaki insanın sizinle gitmek istemediği apaçık ortada. Sizinle aslında istemeden gelmiş, bunun sonradan farkına varmış ama bir türlü size söyleyememiş. Anlıyorsunuz herşeyi. Frenlerin anlamını çözüyorsunuz.
Kelimeleri kurup "Geri dönelim, bu yol buraya kadar" demek bile size düşüyor. Aracı çevirip başladığınız noktaya geri dönüyorsunuz. Elinizde öfke, üzüntü, belki biraz gözyaşı ve bolca hayal kırıklığı. Hala sorular
var beyninizde. En sonunda soruları da, o insanı da boşveriyorsunuz.

Herşeyi kendi haline bırakıp vazgeçiyorsunuz...




Can ASAF