06-09-2011, Saat: 10:37 PM
[INDENT][SIZE="3"]Rüyanın en tatlı yerinde uyanmak gibiydi seni kaybetmek!
Tam düzlüğe çıkmışken; bir uçurumun kıyısında bitmesiydi yolumun.
Dalında apansız solmasıydı sarı gülümün.
Kırk yıllık pınarımın kurumasıydı ateşten.
Artık sen
Yokluğuna methiyeler düzdüğümdün!
"Sen mutlulukla kıydığım; ölüm ayırana kadarlık bir nikahtın.
Sıranın acıya geldiği bir bedeldi yokluğun!
Sen yazılarıma eni konu yerleşmiş; adı cismi belirsiz bir sevda; mutlulukla sarmaş dolaş bir hüzündün!
Kalemimi tutuşturan; ölümü hasreti cümlelerime taşıyan bir ateşti yokluğun!
Sen hayatla yaptığım bütün savaşların ganimetiydin.
Namlusu yüzüme dönük bir silahtı yokluğun!
Sen vazgeçmemin engeliydin; anlaşmaya hep uydum.
Ölümle hayat arasında gidip gidip geldiğim Rus ruletiydi yokluğun!
Gözlerim ağlarken gülümseten hatıralardın sen!
Söylediğim türküler okuduğum şiirler en içli şarkıydın!
Oysa uyarmıştım da seni sakın gitme! demiştim.
Gidersen bütün şarkı sözleri hicaz olur bütün türküler ağıt!
Gidersen dönülmez akşamın ufkunda kala kalırım yapayalnız!
Bir uçurumun kenarında yüzüm gökyüzüne dönük beklerim beni sana getirecek rüzgarın esmesini.
Gidersen yazamam da ardından kelimelere sığdıramam sensizliği.
Ansızın vuruyor acın
Zamanıymış değilmiş hiç umursamadan.
Ölüm
Yollarını değiştiriyor yol arkadaşlarımın.
Keder yüklü bir kervan kalkıyor yüreğimden.
Her yitirdiğimle
Bir vagonu eksiliyor yaşam trenimin.
Ve
Yaklaşıyor son istasyon.
Oysa
Beni beklemeliydin.
Vasiyet eden bendim!
Kanatlarını çırpmaktan yorgun düşerse mutluluk sevda türküleri hasretten dem vurmaya başlarsa
Öyle sağanak değil ince ince yağarsa yağmur
Başının üstüne çöreklenirse hüzünlü bulutlar amber gibi kokarsa toprak
Beni hatırla sevdiğim; bir yağmuru bir yüreğini çok sevdim.
Büyük bir trende yalnız bir kompartıman görürsen penceresinden akıp gidiyorsa şehirler
Dur durak bilmeden soluksuz yaşanıyorsa yolculukların
Koltuğun üzerinde açık duruyorsa eski bir kitap okudukça savruluyorsan zamanın suyunda
Hangisi hayal hangisi gerçek karıştırıyorsan
Beni düşün sevdiğim; uzun bir yolculuğun tam ortasında
Hiç istemeden gittim.
.
Sadece gömüldüğüm gün gel mezarımın başına bir kaç dakika daha kal
Herkes çekildikten sonra;Ben yüreğine yuva yapmış bir kuştum
Gitmeden önce azat etmeyi unutma!
Önce hanginiz diye sormadı ki Azrail!
.yazı-tura attı sanki; sen kazandın ben kaybettim!
Şimdi öfkeden çıldırıyorum hasret nöbetlerinde; vuslat için çırpınıyor bir yanım
Gel gör ki celladım olamıyorum; dönemiyorum sözümden.
Ölemeyişim bu yüzden![/SIZE][/INDENT]
Tam düzlüğe çıkmışken; bir uçurumun kıyısında bitmesiydi yolumun.
Dalında apansız solmasıydı sarı gülümün.
Kırk yıllık pınarımın kurumasıydı ateşten.
Artık sen
Yokluğuna methiyeler düzdüğümdün!
"Sen mutlulukla kıydığım; ölüm ayırana kadarlık bir nikahtın.
Sıranın acıya geldiği bir bedeldi yokluğun!
Sen yazılarıma eni konu yerleşmiş; adı cismi belirsiz bir sevda; mutlulukla sarmaş dolaş bir hüzündün!
Kalemimi tutuşturan; ölümü hasreti cümlelerime taşıyan bir ateşti yokluğun!
Sen hayatla yaptığım bütün savaşların ganimetiydin.
Namlusu yüzüme dönük bir silahtı yokluğun!
Sen vazgeçmemin engeliydin; anlaşmaya hep uydum.
Ölümle hayat arasında gidip gidip geldiğim Rus ruletiydi yokluğun!
Gözlerim ağlarken gülümseten hatıralardın sen!
Söylediğim türküler okuduğum şiirler en içli şarkıydın!
Oysa uyarmıştım da seni sakın gitme! demiştim.
Gidersen bütün şarkı sözleri hicaz olur bütün türküler ağıt!
Gidersen dönülmez akşamın ufkunda kala kalırım yapayalnız!
Bir uçurumun kenarında yüzüm gökyüzüne dönük beklerim beni sana getirecek rüzgarın esmesini.
Gidersen yazamam da ardından kelimelere sığdıramam sensizliği.
Ansızın vuruyor acın
Zamanıymış değilmiş hiç umursamadan.
Ölüm
Yollarını değiştiriyor yol arkadaşlarımın.
Keder yüklü bir kervan kalkıyor yüreğimden.
Her yitirdiğimle
Bir vagonu eksiliyor yaşam trenimin.
Ve
Yaklaşıyor son istasyon.
Oysa
Beni beklemeliydin.
Vasiyet eden bendim!
Kanatlarını çırpmaktan yorgun düşerse mutluluk sevda türküleri hasretten dem vurmaya başlarsa
Öyle sağanak değil ince ince yağarsa yağmur
Başının üstüne çöreklenirse hüzünlü bulutlar amber gibi kokarsa toprak
Beni hatırla sevdiğim; bir yağmuru bir yüreğini çok sevdim.
Büyük bir trende yalnız bir kompartıman görürsen penceresinden akıp gidiyorsa şehirler
Dur durak bilmeden soluksuz yaşanıyorsa yolculukların
Koltuğun üzerinde açık duruyorsa eski bir kitap okudukça savruluyorsan zamanın suyunda
Hangisi hayal hangisi gerçek karıştırıyorsan
Beni düşün sevdiğim; uzun bir yolculuğun tam ortasında
Hiç istemeden gittim.
.
Sadece gömüldüğüm gün gel mezarımın başına bir kaç dakika daha kal
Herkes çekildikten sonra;Ben yüreğine yuva yapmış bir kuştum
Gitmeden önce azat etmeyi unutma!
Önce hanginiz diye sormadı ki Azrail!
.yazı-tura attı sanki; sen kazandın ben kaybettim!
Şimdi öfkeden çıldırıyorum hasret nöbetlerinde; vuslat için çırpınıyor bir yanım
Gel gör ki celladım olamıyorum; dönemiyorum sözümden.
Ölemeyişim bu yüzden![/SIZE][/INDENT]