06-17-2011, Saat: 10:53 AM
Sevmek, sevgiyle yaşayabilmek; ömrümüz boyunca sahib olduğumuz cevherlerdir Sevgi etrafındakiler için aydınlatan bir ışık, yıkayıp arındıran bir Rahmet, besleyip büyüten bir gıda, kazandırıp zengin eden bir sermaye demektir Sevgi; ilahi bir tılsımdır Girdiği her yere inanmayı, güvenmeyi, yardım etmeyi ve hoşgörüyü getirir Sevgiyle yola çıkan her yolcu; engelleri aşar Menzillere ulaşır Aradığını bulur Sevgi; bütün güzelliklerin tohumudur Bizler sevgi dolu yüreklerle, tebessümlerle çevremize sevgi ışıkları saçarsak bizim bir sevgimiz bin sevgilere gebe kalır inşaallah Sevgi fidanları büyüyüp muhabbet çınarları yetişir Kökü sevgiyle beslenmiş gövdesi muhabbetle sulanmış bu çınarlar ise kolay kolay devrilmez toplumlar oluşturur İlahi vuslatlara ererler
Sevmek gönül işidir, sevmek her kişinin değil, er kişinin hakkıdır Seven kişi her olaya sevgiyle, merhametle bakar Her şeyde sevilebilecek bir güzellik görür Hatta en çetin imtihanlar en zorlu kişilerde bile bunu Vedud olan Rabbim yarattı O sevgi kaynağının yarattığı varlık nasıl kötü olabilir? Nasıl sevilemez diye merhamet eder Ve her şeyi sever Sevdiği için de Hz Hamzanın ciğerini vahşice parçalayan Vahşi gibi tevbe edip birer sevgili olmaya and içen yürekler çoğalır
Sevmeyenler ise yaşamayanlardır Onlar ölü kalplerdir Hayatı anlamsız ve tatsız duygularla bitkisel hayatta yaşarlar Gönüllerinde sevgi yerine menfaat, kin, hırs, nefret beslerler Bunun için de bulundukları ortamlarda anarşiye ve bunalıma düşerler Etrafındaki en yakın insanlarla bile çatışma içindedirler Yürekleri sevgiden mahrum oldukları için de hiç bir zaman güzellikleri göremezler Nimetlere ulaşamazlar Devamlı kısır dünyalarında egoistçe yaşarlar
Sevgiyle yaşayarak, birer sevgi insanı olabilmek en çok özlenen şeyler
Herkesi ama Rabbimin yarattığı herkesi istisnasız sevmeli, tanıdıklarımıza Seni seviyorum, bunun için de arıyorum, önem verip ziyaretine geliyorum, seviyorum, sevdiğim için de seccademde oturup Ganiyy olan Rabbimden isterken senin için de istiyorum desek, hastalandığında biz de onunla ağrı çeksek, işleri bir ucundan biz de tutsak Mutlu olduğunda tebessümümüzle katkıda bulunsak, zor anlarında yemeğimizi onlarla bölüşsek herhalde hayat bir başka olurdu
Hz Ali gibi sevdiğimiz için ölüm döşeklerine yatabiliyor muyuz? Hz Ebu Bekir gibi yılan deliklerini ayağımızla tıkayabiliyor muyuz? Ensar gibi kardeşlerimiz için evimizin yarısını, aşımızın tamamını verebiliyor muyuz? Yunusun deyimiyle dost için ağuları şeker gibi yutabiliyor muyuz? Varımızı yoğumuzu bir gönül karşılığında kıyabiliyor Yoksa sevgi mağdurları olarak sevgisiz, aşksız, muhabbetsiz, Bunlar olamaz mı diyoruz? Ama büyük bir yitiğimiz de var Sevgi, muhabbet, samimiyet Sevginin tadını doyasıya yaşamış Mevlanamız da öyle söylemiyor mu?
Altın ne oluyor? Can ne oluyor? İnci mercan da nedir? Bir sevgiye harcanmadıktan, bir Sevgiliye feda edilmedikten sonra
Niye herkesi gönülden sevip, sevginin yollarına dökmüyoruz her şeyleri Hele bir verelim sadakaları tebessümlerle
Niye Efendimiz (sav) ısrarla Sevdiğini sevdiğine söyle diye nasihat etmiş Belki de sevgiler ortalara dökülsün, konuşulsun Çağlayanlar gibi coşsun, diye sevdigine,sevdigini söyle
Sevmek gönül işidir, sevmek her kişinin değil, er kişinin hakkıdır Seven kişi her olaya sevgiyle, merhametle bakar Her şeyde sevilebilecek bir güzellik görür Hatta en çetin imtihanlar en zorlu kişilerde bile bunu Vedud olan Rabbim yarattı O sevgi kaynağının yarattığı varlık nasıl kötü olabilir? Nasıl sevilemez diye merhamet eder Ve her şeyi sever Sevdiği için de Hz Hamzanın ciğerini vahşice parçalayan Vahşi gibi tevbe edip birer sevgili olmaya and içen yürekler çoğalır
Sevmeyenler ise yaşamayanlardır Onlar ölü kalplerdir Hayatı anlamsız ve tatsız duygularla bitkisel hayatta yaşarlar Gönüllerinde sevgi yerine menfaat, kin, hırs, nefret beslerler Bunun için de bulundukları ortamlarda anarşiye ve bunalıma düşerler Etrafındaki en yakın insanlarla bile çatışma içindedirler Yürekleri sevgiden mahrum oldukları için de hiç bir zaman güzellikleri göremezler Nimetlere ulaşamazlar Devamlı kısır dünyalarında egoistçe yaşarlar
Sevgiyle yaşayarak, birer sevgi insanı olabilmek en çok özlenen şeyler
Herkesi ama Rabbimin yarattığı herkesi istisnasız sevmeli, tanıdıklarımıza Seni seviyorum, bunun için de arıyorum, önem verip ziyaretine geliyorum, seviyorum, sevdiğim için de seccademde oturup Ganiyy olan Rabbimden isterken senin için de istiyorum desek, hastalandığında biz de onunla ağrı çeksek, işleri bir ucundan biz de tutsak Mutlu olduğunda tebessümümüzle katkıda bulunsak, zor anlarında yemeğimizi onlarla bölüşsek herhalde hayat bir başka olurdu
Hz Ali gibi sevdiğimiz için ölüm döşeklerine yatabiliyor muyuz? Hz Ebu Bekir gibi yılan deliklerini ayağımızla tıkayabiliyor muyuz? Ensar gibi kardeşlerimiz için evimizin yarısını, aşımızın tamamını verebiliyor muyuz? Yunusun deyimiyle dost için ağuları şeker gibi yutabiliyor muyuz? Varımızı yoğumuzu bir gönül karşılığında kıyabiliyor Yoksa sevgi mağdurları olarak sevgisiz, aşksız, muhabbetsiz, Bunlar olamaz mı diyoruz? Ama büyük bir yitiğimiz de var Sevgi, muhabbet, samimiyet Sevginin tadını doyasıya yaşamış Mevlanamız da öyle söylemiyor mu?
Altın ne oluyor? Can ne oluyor? İnci mercan da nedir? Bir sevgiye harcanmadıktan, bir Sevgiliye feda edilmedikten sonra
Niye herkesi gönülden sevip, sevginin yollarına dökmüyoruz her şeyleri Hele bir verelim sadakaları tebessümlerle
Niye Efendimiz (sav) ısrarla Sevdiğini sevdiğine söyle diye nasihat etmiş Belki de sevgiler ortalara dökülsün, konuşulsun Çağlayanlar gibi coşsun, diye sevdigine,sevdigini söyle