:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Süt Çocukluğu Dönemi –Kritik Dönem
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Süt Çocukluğu Dönemi –Kritik Dönem
İlk 2 yıl içinde nasıl
ana-babalık yaptığınız, çocuğunuzun daha sonraki yıllardaki davranışını
büyük bir oranda belirler. Ana-babalık taahhütünüz ve çocukluk
dönemindeki yatırımınız, ileriki yıllarda problemlerin önlenmesine
yardımcı olacak güçlü bir ana-baba-çocuk bağlılığını yaratır. Süt
çocukluğu, sevgi ve güven bağlarının ve çevreye güvenmenin oluştuğu
kritik bir dönemdir. Bir çocuk sevgisini ve güvenini, kederini ve
mutluluğunu ifade edebilmek için bütün yeteneklere sahiptir. Süt
çocukluğu ayrıca olumsuz ana-babalık davranışlarından en kolay yara
alındığı bir dönemdir.
Kişilik özellikleri, bebeğin temel bakımını
üstlenen kişiden, genellikle anneden gelen davranış modellerinden
etkilenir. Eğer çocuk temel bakımını sağlayan kişiden tutarlı ve olumlu
veri alırsa, bu kişiyi ve çevresini sevmeyi ve güvenmeyi öğrenir. Ayrıca
olumlu bir kişilik imajı geliştirmeye başlar.
Farzedin ki bir
çocuk devamlı kendisine bakan kişiden olumsuz veri alıyor. Örneğin,
acıktığında beslenmiyor veya ağladığında teselli edilmiyor. Çeşitli
durumlarda ne bekleyeceğini bilemeden büyüyor ve dünyanın rahatlatıcı
bir yer olmadığını öğreniyor. Bu çocuğun, Selma Fraiberg’in yoksunluk bulguları
diye adlandırdığı hastalıklar (saldırganlık ve nefret gibi) geliştirme
olasılığı yüksek bir risktir. “Ego”nun bu hastalıkları, şekillendirici
ilk 18 ayda başlar. Güvenmeyi hiç öğrenmemiş bir çocuğun üstünde bu
etkilerin nasıl çığ gibi büyüdüğünü hayal edebilir misiniz? Bunlar ömür
boyu sürebilir ve sonraki yıllarda çocuğun bu kusurlu ana-baba modeli
kendi ana-babalığına yansıyabilir.
Ana-babalık ile ilgili
açıklamak istediğim bazı yanlış fikirler, ana-babalığın ilk 2 yılında
var olur. Öncelikle, bir çocuğu “şımartamazsınız”. Bu terim bütün bebek
kitaplarından sonsuza kadar çıkarılmalıdır. Şımarık çürüğü ima eder. Çok
fazla sevgi yüzünden bir çocuğun çürüğe döndüğünü hiç gördünüz mü?
Fazla beğeni ve sevginin (düşkünlüğün) çocuğu “kibirli” yapacağı
düşüncesi veya ana-babaya çok düşkün olmanın onu “çok bağımlı”
yapabileceği düşünceleri yanlış anlaşılmaktadır. Aslında tam tersi
doğrudur. Çocuklar sevgi ve düşkünlük atmosferinde iyi gelişirler. Güven
içinde büyürler ve hazır olduklarında bağımsız ve kendine güvenen
çocuklar olurlar.
Ana-babalar sık sık “Çocuğumun beni
kullanmasını, manipüle etmesini istemiyorum” derler. Bu yanlış anlama,
yetişkin değerlerini küçük bir çocuğa atfetmenizden oluşur. Yetişkinler cognitive (bilişsel) seviyede hareket ederler; çocuklar temel olarak refleks seviyesinde hareket ederler.“İstediğimialana
kadar bağıracağım” diye düşünmez. Aksine, davranışı, onun duygusal ve
fiziksel ihtiyaçlarını yansatan refleksleridir. Hayır, ele
geçirilmediniz, onun gerçekten size ihtiyacı var.
Ana-babalar:
bebeğinizi ve kendinizi dinlemekten korkmayın. Bir bebeğin ağlaması,
bebeğin yaşaması ve annenin gelişimi için hazırlanmış tek özel
sinyaldir. Bir anne, biyolojik olarak, bebeğinin ağlamasını dinleyip
tepki verecek şekilde yaratılmıştır. Örneğin, bir anne bebeğinin
ağlamasını duyduğunda memelerine giden kan akımı artar ve buna bebeğini
alıp emzirme biyolojik dürtüsü eşlik eder. Sezgisel ve kısıtlanmaksızın
tepki vermekle, anne bebeğine karşı bir duyarlılık oluşturur. Zaman
içinde anne bebeğine karşı daha duyarlı olur ve bebek “daha iyi
ağlamayı”, yani ağlamadan iletişim kurmayı öğrenir.
"Fakat her
ağladığında kucağıma alırsam ve devamlı kucağımda taşırsam bebeğim çok
bağımlı olmaz mı?” sorusu yeni ana-babaların ortak korkusudur. Yeni
araştırmalar bu bağımlılık korkusuna biraz ışık tutmuştur. Araştırmalar
göstermiştir ki ağlamalarına anında cevap verilen çocuklar büyüdükçe
daha az ağlayıp sızlanmaktadırlar. Askılarda (kanguru) taşınan bebekler
“kucak” bebeği olmayan çocuklardan yaklaşık yüzde elli daha az ağlarlar.
Bebekleri
için zenginleştirilmiş bir çevre yaratmaya motive olmuş ana-babalar:
yeni pek çok çalışma bir çocuğun cognitive (bilişsel) gelişimini
etkileyen en önemli tek faktörün bebeğin işaretlerine bakımını üstlenen kişinin cevap vermesi
olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bebeğe karşı açık ve cevap vermeye hazır
olmak sadece bebek için iyi değildir; ana-babalar da bundan
faydalanırlar. Çocuk gelişimi araştırmacıları odaklarını genişletiyorlar
ve ana-babalar ve bebek birlikte uyum içindelerse bebeğin ana-babayı
geliştirdiğinin farkına varıyorlar. Ana-babalık ilişikisi, ana-babaların
ve bebeğin birbirlerindeki en iyi şeyleri ortaya çıkarmasına yardımcı
oluyor. Ana-babalık kariyerinize giriştiğinizde elde etmenizi istediğim
üç hedef var: bebeğinizi tanımanız, bebeğinizin kendisini iyi
hissetmesine yardımcı olmanız ve bebeğinizin gerçekten zevkine varmanız.