09-14-2011, Saat: 05:19 PM
Çalışan Anneler
Çocuklarını çalışarak
büyüten anneler bunun yaşamlarındaki en zor şey olduğunu söylerler.
Çalışan annelerin bir bölümü ekonomik yetersizlikler nedeniyle çalışmak
zorunda oldukları, diğer bir bölümü ise ekonomik bağımsızlıklarını
kaybetmemek veya mesleklerinden uzak kalmamak için çalışır. Her iki
koşulda da çalışan annelerin en önemli sorunları aşağıdaki şekilde
gruplandırılabilir;
- Çocuk bakıcısı arayışı,
- Aşırı sorumluluk yüklenme, zihinsel ve bedensel yorgunluk,
- Suçluluk duygusu.
Çocuğunuza kimin bakacağına doğumdan önce anne ve baba birlikte karar verin.
Çocuğunuza bakmasına karar verdiğiniz kişi bir akraba ise:
- Bu kişinin çocuğunuza bakmaya gerçekten gönüllü ve uygun olduğundan emin olun,
- Bu kişiden çocuğunuza mümkünse kendi evinizde bakılmasını isteyin,
- Çocuğunuzun geceleri ve hafta sonları sizinle kalmasını sağlayın,
- Bu kişiye çocuğunuzun bakımı ve eğitimi ile ilgili tüm beklentilerinizi açık bir şekilde ve anne-baba biraradayken bildirin.
- Bu kişinin çocuk bakıcılığı için gerçekten yeterli ve uygun olduğundan emin olun,
- Bu kişiden çocuğunuza kendi evinizde bakılmasını isteyin,
- Evinizde yatılı kalarak çocuğunuza bakmasını talep etmeyin,
- Bakıcının
çalışma düzenini ve iş tanımını önceden belirleyin, çocuğunuzun bakımı
ve eğitimi ile ilgili tüm beklentilerinizle birlikte açık bir şekilde ve
anne-baba biraradayken bu kişiye bildirin, - Yeterli bir süre
çocuğunuza bu kişiyle birlikte bakın ve çalışmaya başlamadan önce
aşamalı olarak günün belirli saatlerinde evden uzaklaşarak çocuğunuzu bu
uzun süreli ayrılığa yavaş yavaş alıştırın.
- Bakıcıda
aradığınız özellikleri önceden sıralayın ve önceliklerinizi belirleyin
(tıpatıp beklentilerinize uygun biri karşınıza çıkmayabilir), - Bakıcıyı mümkünse evinde ziyaret edin, çocuklarıyla ilişkisini gözlemleyin,
- Referanslarıyla ve komşularıyla görüşün, gerekli belgeleri temin edin.
- Temiz, düzenli ve dürüst olmasına,
- Aile yaşantısının düzenli olmasına,
- Dakik ve elinin çabuk olmasına,
- Sevecen ve güleryüzlü olmasına,
- Esnek ve hoşgörülü olmasına, katı-kuralcı olmamasına,
- Yeniliğe ve değişime açık olmasına, sabit fikirli olmamasına,
- Sorumluluk ve insiyatif sahibi olmasına,
- İletişim becerisinin olmasına,
- Yaş ve kişilik olarak bakılacak çocuğun annesine benzemesine,
- Sabırlı olmasına,
- Eğitimli, kendini yetiştirmiş ve bilinçli olmasına,
- Çocuğu ya da işe devamını etkileyecek bir rahatsızlığının olmamasına,
- Sigara içmemesine.
Çalışan
annenin en önemli sorunu aşırı sorumluluk yüklenmesi ve yorgunluktur;
çünkü bu sorun annelere çözümsüz ve başa çıkılamaz gibi görünür.
Alışıldık bir düzen vardır; evde ve işte yapılacaklar zaten belirlidir,
şimdi hepsine geceyi gündüze katan bir bebek eklenmiştir ve gün 24
saattir, dolayısıyla yorgunluk kaçınılmazdır. Böyle değerlendirince,
gerçekten de çalışan anne için yapılacak pek birşey yok gibi görünüyor.
Oysa ki, durum hiç de öyle umutsuz değil, çalışan anneler iş listelerini
pekala hafifletebilirler;
- Gerek evde gerekse işte, yükünüzün arttığı dönemlerde bir süre yalnızca acil ve önemli olan işlerinizle ilgilenin
- Bazı
işleri başkalarına devretmeyi deneyin, işyerinde iş arkadaşlarınızdan;
evde ise eşinizden, varsa diğer çocuklarınızdan veya yakınlarınızdan
yardım isteyin. Çocuğunuz yokken evinizle, kadın olduğunuz için
eşinizden daha çok ilgilenmiş olabilirsiniz, bu aynı düzenin devam
edeceği anlamına gelmez.
Eşiniz yeni doğan bebeğinizi emziremez belki
ama, bugüne kadar hep sizin hazırladığınız akşam yemeğini
hazırlayabilir. Aile içinde yapılabilecek ufak düzenlemeler size kısacık
da olsa rahat bir nefes alma olanağı sağlayacaktır.
çok arttığını hissettiğiniz yerde bazı alışkanlıklarınızdan tamamen
vazgeçin, bunun için kendinize önceden "vazgeçilebilirler listesi" bile
hazırlayabilirsiniz. Örneğin, ev işleri için düzenli bir yardımcı
alamıyorsunuz ve iki haftada bir mutlaka mutfağın dolaplarının
temizlenmesini gerekli buluyorsunuz ve artık buna ayıracak zamanınız
yok. Eşiniz hayatta yapmaz böyle bir işi, anneniz çok yaşlı, akadaşınıza
böyle bir şeyi teklif etmeyi düşünemezsiniz bile… O zaman bu
alışkanlığınızdan vazgeçin ya da bu düşüncenizi terkedin; iki haftada
bir mutlaka mutfağının dolaplarının silinmesini gerekli bulan bir kadın
değilsiniz artık. Mutfak dolapları bekleyebilir, arkadaşlarınız
bekleyebilir, müşteriler ve hatta müdürünüz bile bekleyebilir, ama
çocuğunuz bekleyemez. İnsan yaşamında pek çok şeyden istifa edebilir
herhalde, ancak annelikten istifa edemez.
c. suçluluk duygusu
Dozu
değişmekle birlikte hemen her çalışan annenin yaşadığı bir duygudur
suçluluk. Bu duyguyu hafifletmek için şöyle düşünebilirsiniz;
- çalışmak zorundayım (çocuğum için para kazanmam gerekiyor)
- çalışmayı seviyorum (çocuğum mutlu bir anneyi hakediyor)
Çalışan
annelerin çoğu (ekonomik zorunluluklar nedeniyle doğumdan sonra işe
başlayanlar dışında) çocuk sahibi olmadan önce de, çalışan kadınlardır.
Önceden çalışma hayatı olan, üretken bir kadının uzun süre evde
oturması, mesleki kaygılar, sosyal ve duygusal tatminsizlikler doğurur.
Oysa her çocuk mutlu, üretken, kendisiyle barışık bir anneyi, kendisi
için işini terketmiş, saçını süpürge etmiş bir anneye tercih eder.
Unutmayın ki çocuğunuz sizin aynanızdır; siz mutluysanız o da mutlu
olur, siz kaygılıysanız o da kaygılıdır, siz hayatla hep kavga ederseniz
o da kavga eder.
İşlerinizi planlı yaparak, hiçbir şey için
çocuğunuza ayırdığınız zamandan çalmayarak ve bu zamanı en verimli
şekilde değerlendirerek suçluluk duygusundan kurtulmaya çalışın. Hafta
sonu onunla başbaşa yapacağınız bir doğa gezisi, haftanın 5 günü
sabahtan akşama kadar onunla birlikte olup hiçbir şey paylaşmamaktan çok
daha iyidir. Çocuğunuzla birlikte olduğunuz süre değil, bu süreyi nasıl
değerlendirdiğiniz önemlidir. Bu sürenin azlığına ya da çokluğuna
değil, çocuğunuzla kurduğunuz ilişkinin kalitesine ve bunu geliştirmeye
odaklanmaya çalışın.
Suçluluk duygusundan kurtulmaya çalışırken
pratikte sizi zorlayan durumlarla karşılaşırsınız, bunların üzerinde çok
fazla durmamaya gayret edin. Örneğin; çocuğunuzu kreşe veya bakıcı
annesine bırakıp işe giderken ilk zamanlar arkanızdan bir süre
ağlayacaktır, bu çok doğaldır.*
Çocuğunuz bazen size bir yabancı gibi davranacaktır, babaannesine daha
düşkün olacaktır veya bakıcı annesine "anne" diyecektir. Bunlar kuşkusuz
her anneyi üzer ve suçluluk duygusunu artırır. Bu gibi durumları
çocuğunuza bakan kişiye atfetmemeye çalışın, hatta çocuğunuz kendisine
bakan kişiyi bu kadar sevdiği için sevinin. Bu durumları çocuğunuzun
size verdiği bir mesaj olarak da algılayabilirsiniz; onunla daha çok
birlikte olun ve oynayın.*2
Unutmayın,
çalışan bir annenin çocuğu olmak hayatta insana kaybettirdiklerinden çok daha fazla şey kazandırır.
* Haftalarca süren ağlamalar ve bunlara eşlik eden başka sorunlar varsa, mutlaka bir uzmana başvurun.
*2 Annenin
herhangi bir sebeple çocuğuna karşı ilgisiz olduğu durumlar burada söz
edilenin dışındadır ve bunlar ayrıca ele alınmalıdır.