09-14-2011, Saat: 05:34 PM
ÇOCUKLARDA ‘HAYIR’ DÖNEMİ
Çocuklarda
‘hayır’ dönemi, 1 yaştan hemen sonra başlar. Bazı çocuklarda bu süre
kısadır ve kendini çok hissettirmez. Bazı çocuklarda ise çok uzun süreli
ve şiddetli olabilir. Bu dönemin normal ve sağlıklı bir dönem olduğunu,
çocuğun birey olabilmesinde ve kendisini ifade edebilmesinde önemli bir
yer tutttuğunu unutmamak gerekir. Bu dönemi kolay ve sağlıklı
geçirebilmek için nelere dikkat etmemiz gerektiğini gözden geçirelim:
Onunla
konuşurken, ondan birşey yapmasın veya yapmamasını isterken, bir birey
olduğunu, kendi kararlarını kendisinin verebildiğini ve bizler gibi onun
da direktiflerden hoşlanmadığını unutmayın.Hayatıyla
ilgili kararları kendisinin verebildiğini düşünmesini sağlayın.
‘Yemeğini televizyon izlerken mi yemek istersin, yoksa benimle birlikte
masada mı yemek istersin’ gibi bir mesaj, kararlarına saygı duyulduğunu
düşündürecektir. Böyle bir mesajla onu yemeğe davet etmeniz ‘hayır,
yemek yemek istemiyorum’ gibi bir yanıt alma olasılığınızı da azaltır.Ona
karşı negatif bir tutum içine girmeyin, olabildiğince az ‘hayır’ deyin.
Siz ona ne kadar negatif bir tutumla yaklaşırsanız, o da size o kadar
nefatif bir tutumla yaklaşacaktır. Siz ona ne kadar çok ‘hayır’
derseniz, o da size o kadar çok ‘hayır’ diyecektir.Negatif
cümleler kurmaktan da kaçının. Yapılmasını istediğiniz şeyi
olabildiğince pozitif cümleler kullanarak ifade etmeye çalışın.
‘Ayakkabılarını çıkart’ demek yerine, ‘Terliklerimizi giyelim haydi’
demek daha etkilidir. Mesajlarınızı,
‘hayır’ yanıtı alamayacak şekilde iletin. ‘Sütünü iç’ yerine, ‘sütünü
balıklı bardağınla mı, yoksa kupanla mı içmek istersin’ şeklinde
mesajınızı iletin.‘Hayır’
dediğinde, onunla alay etmeyin, küçümsemeyin, gülmeyin, onunla
inatlaşmayın, ona kimin güçlü olduğunu ispat etmeye çalışmayın,
sinirlenmeyin ve asla ona ceza vermeyin.Aranızda
çıkan sorunu ortadan kaldırmaya çalışmak yerine, uzlaşmacı bir tavırla
çözüm üretmeye çalışın ve onu da çözüm üretmeye davet edin.
Kurallar çocuğun ruh sağlığını bozar mı?
İnatlaşma
döneminde olması çocuğunuza hiç ‘hayır’ demeyeceğiniz anlamına gelmez.
Çocuğunuza zaman zaman kısıtlamalar, yasaklar koymak zorundasınız, bunun
çocuğunuzun ruh sağlığını bozmasından korkmayın. Dikkat edilmesi
gereken en önemli şey koyduğunuz yasakların gerekli olduğundan emin
olmanızdır. Gereksiz konularda da yasaklamalar getiriyorsanız, bir süre
sonra çocuğunuza çok fazla ‘hayır’ demeye başlarsınız. Bu da
çocuğunuzda, hem bağımsızlığının elinden alındığı, hem de her şeyi
yanlış yaptığı hissini uyandırmaya başlar. Her iki duygu da onun kendine
olan güvenini sarsar ve onu rahatsız eder. Bu yüzden, öncelikli olarak
‘hayır’ demeniz gerekenlerin listesini yapın, bunlar dışında da gereksiz
zamanlarda ve durumlarda ‘hayır’ dememeye özen gösterin. Ayrıca, aşırı
kurallarla büyüyen çocukların, kuralları koyan yetişkinler yanlarında
olmadığı zamanlarda bu kuralları ihlal etme eğilimi duyduklarını da
unutmayın.
Kurallara uyumu nasıl kolaylaştırabiliriz?
Çocukların
kurallara uygun davranmalarını ve kurallardan daha az rahatsız
olmalarını sağlamanın en iyi yolu bu kuralların gerekçesinin açıklanması
ve kuralların çocuklarla birlikte konmasıdır. Bazı kuralların
anne-babalar için de konduğunu bilmek çocuğu rahatlatır ve kurallara
uyumunu kolaylaştırır. Çocuk anne-babasının sırf kendisine muhalefet
olmak için değil, onun iyiliğini istedikleri için bazı kurallar
koyduğunu bilmelidir.
Yasakladığınız şeyleri yapmaya kalktığında,
nazikçe ona yasakladığınız şeyi yeniden hatırlatın ve yapabileceği
alternatif bir şey önerin. Örneğin yemekten önce gofret yemek istiyorsa,
‘yemekten önce gofret yenmez’ demek yerine ‘yemekten önce gofret yersen
yemeğini yemek istemeyebilirsin, ama istersen bu gofreti saklayabiliriz
ve yemekten sonra yiyebilirsin’ diyerek ona alternatif bir gofret yeme
zamanı sunabilirsiniz. Veya duvarları çiziyorsa, ‘duvarı çizme’ demek
yerine, ‘duvarları çizersen duvarlar kirlenir, ama eğer istersen sana
kağıt verebilirim veya çizmen için duvara kağıt yapıştırabilirim’
diyebilirsiniz. Böylece, hayırlarınız onu daha az rahatsız edecek,
bağımsızlığının elinden alındığını düşünmeyecek, onun isteklerinize önem
verdiğiniz düşünecek, kuralların gerekçelerini öğrenecek ve sizinle
çatışmaya girmeyecektir.
Yasaklara uymadığında cezalandırmak
yerine, kurallara uyduğunda onu ödüllendirin. Ödül veriken de ‘benim
oğlum söz dinler, annesinin her dediğini yapar’ gibi sizin
üstünlüğünüzün altının çizildiği bir cümle kullanmak yerine ‘sen
harikasın, bunu ne güzel yaptın’ gibi onu onayladığınızı belirtir bir
cümleyi tercih edin. Onun yanında başkalarına, çocuğunuzdan övgüyle
sözedin.
Ondan olumsuz bir davranış beklentisi içinde olmadığınız
mesajını verin. ‘Bıçaklarla oynamamak gerektiğini unuttun sanırım,
unutmasaydın tehlikeli oldukları için oynamazdın zaten biliyorum. Onları
tekrar çekmeceye bırakacağın için teşekkür ederim’ gibi bir mesaj ‘sana
kaç kere söyledim, bıçaklarla oynama’ gibi bir mesajdan çok daha
sağlıklıdır ve çocuğunuzun uyumunu kolaylaştırır.
Çocuklarda
‘hayır’ dönemi, 1 yaştan hemen sonra başlar. Bazı çocuklarda bu süre
kısadır ve kendini çok hissettirmez. Bazı çocuklarda ise çok uzun süreli
ve şiddetli olabilir. Bu dönemin normal ve sağlıklı bir dönem olduğunu,
çocuğun birey olabilmesinde ve kendisini ifade edebilmesinde önemli bir
yer tutttuğunu unutmamak gerekir. Bu dönemi kolay ve sağlıklı
geçirebilmek için nelere dikkat etmemiz gerektiğini gözden geçirelim:
Onunla
konuşurken, ondan birşey yapmasın veya yapmamasını isterken, bir birey
olduğunu, kendi kararlarını kendisinin verebildiğini ve bizler gibi onun
da direktiflerden hoşlanmadığını unutmayın.Hayatıyla
ilgili kararları kendisinin verebildiğini düşünmesini sağlayın.
‘Yemeğini televizyon izlerken mi yemek istersin, yoksa benimle birlikte
masada mı yemek istersin’ gibi bir mesaj, kararlarına saygı duyulduğunu
düşündürecektir. Böyle bir mesajla onu yemeğe davet etmeniz ‘hayır,
yemek yemek istemiyorum’ gibi bir yanıt alma olasılığınızı da azaltır.Ona
karşı negatif bir tutum içine girmeyin, olabildiğince az ‘hayır’ deyin.
Siz ona ne kadar negatif bir tutumla yaklaşırsanız, o da size o kadar
nefatif bir tutumla yaklaşacaktır. Siz ona ne kadar çok ‘hayır’
derseniz, o da size o kadar çok ‘hayır’ diyecektir.Negatif
cümleler kurmaktan da kaçının. Yapılmasını istediğiniz şeyi
olabildiğince pozitif cümleler kullanarak ifade etmeye çalışın.
‘Ayakkabılarını çıkart’ demek yerine, ‘Terliklerimizi giyelim haydi’
demek daha etkilidir. Mesajlarınızı,
‘hayır’ yanıtı alamayacak şekilde iletin. ‘Sütünü iç’ yerine, ‘sütünü
balıklı bardağınla mı, yoksa kupanla mı içmek istersin’ şeklinde
mesajınızı iletin.‘Hayır’
dediğinde, onunla alay etmeyin, küçümsemeyin, gülmeyin, onunla
inatlaşmayın, ona kimin güçlü olduğunu ispat etmeye çalışmayın,
sinirlenmeyin ve asla ona ceza vermeyin.Aranızda
çıkan sorunu ortadan kaldırmaya çalışmak yerine, uzlaşmacı bir tavırla
çözüm üretmeye çalışın ve onu da çözüm üretmeye davet edin.
Kurallar çocuğun ruh sağlığını bozar mı?
İnatlaşma
döneminde olması çocuğunuza hiç ‘hayır’ demeyeceğiniz anlamına gelmez.
Çocuğunuza zaman zaman kısıtlamalar, yasaklar koymak zorundasınız, bunun
çocuğunuzun ruh sağlığını bozmasından korkmayın. Dikkat edilmesi
gereken en önemli şey koyduğunuz yasakların gerekli olduğundan emin
olmanızdır. Gereksiz konularda da yasaklamalar getiriyorsanız, bir süre
sonra çocuğunuza çok fazla ‘hayır’ demeye başlarsınız. Bu da
çocuğunuzda, hem bağımsızlığının elinden alındığı, hem de her şeyi
yanlış yaptığı hissini uyandırmaya başlar. Her iki duygu da onun kendine
olan güvenini sarsar ve onu rahatsız eder. Bu yüzden, öncelikli olarak
‘hayır’ demeniz gerekenlerin listesini yapın, bunlar dışında da gereksiz
zamanlarda ve durumlarda ‘hayır’ dememeye özen gösterin. Ayrıca, aşırı
kurallarla büyüyen çocukların, kuralları koyan yetişkinler yanlarında
olmadığı zamanlarda bu kuralları ihlal etme eğilimi duyduklarını da
unutmayın.
Kurallara uyumu nasıl kolaylaştırabiliriz?
Çocukların
kurallara uygun davranmalarını ve kurallardan daha az rahatsız
olmalarını sağlamanın en iyi yolu bu kuralların gerekçesinin açıklanması
ve kuralların çocuklarla birlikte konmasıdır. Bazı kuralların
anne-babalar için de konduğunu bilmek çocuğu rahatlatır ve kurallara
uyumunu kolaylaştırır. Çocuk anne-babasının sırf kendisine muhalefet
olmak için değil, onun iyiliğini istedikleri için bazı kurallar
koyduğunu bilmelidir.
Yasakladığınız şeyleri yapmaya kalktığında,
nazikçe ona yasakladığınız şeyi yeniden hatırlatın ve yapabileceği
alternatif bir şey önerin. Örneğin yemekten önce gofret yemek istiyorsa,
‘yemekten önce gofret yenmez’ demek yerine ‘yemekten önce gofret yersen
yemeğini yemek istemeyebilirsin, ama istersen bu gofreti saklayabiliriz
ve yemekten sonra yiyebilirsin’ diyerek ona alternatif bir gofret yeme
zamanı sunabilirsiniz. Veya duvarları çiziyorsa, ‘duvarı çizme’ demek
yerine, ‘duvarları çizersen duvarlar kirlenir, ama eğer istersen sana
kağıt verebilirim veya çizmen için duvara kağıt yapıştırabilirim’
diyebilirsiniz. Böylece, hayırlarınız onu daha az rahatsız edecek,
bağımsızlığının elinden alındığını düşünmeyecek, onun isteklerinize önem
verdiğiniz düşünecek, kuralların gerekçelerini öğrenecek ve sizinle
çatışmaya girmeyecektir.
Yasaklara uymadığında cezalandırmak
yerine, kurallara uyduğunda onu ödüllendirin. Ödül veriken de ‘benim
oğlum söz dinler, annesinin her dediğini yapar’ gibi sizin
üstünlüğünüzün altının çizildiği bir cümle kullanmak yerine ‘sen
harikasın, bunu ne güzel yaptın’ gibi onu onayladığınızı belirtir bir
cümleyi tercih edin. Onun yanında başkalarına, çocuğunuzdan övgüyle
sözedin.
Ondan olumsuz bir davranış beklentisi içinde olmadığınız
mesajını verin. ‘Bıçaklarla oynamamak gerektiğini unuttun sanırım,
unutmasaydın tehlikeli oldukları için oynamazdın zaten biliyorum. Onları
tekrar çekmeceye bırakacağın için teşekkür ederim’ gibi bir mesaj ‘sana
kaç kere söyledim, bıçaklarla oynama’ gibi bir mesajdan çok daha
sağlıklıdır ve çocuğunuzun uyumunu kolaylaştırır.