11-25-2011, Saat: 12:04 PM
Aşk...
Bizim kaderimiz...
Kaçmayı denediğimiz ama beceremediğimiz...
Uzak durmaya çalıştıkça fark etmeden içine düştüğümüz.
Hep “Hiç sırası değil†dediğimiz ama içten içe “Nerede kaldı?†diye beklediğimiz...
...Yokluğunda “Gelsin†diye dua ettiğimiz
varlığında acı çektiğimiz.
Bir kez tattıktan sonra hayat boyu özlediğimiz.
“Hayatın anlamı ne?†diye sorduklarında hiç düşünmeden adını verdiğimiz.
Kırılgan olduğunu bile bile kırmaktan hiç çekinmediğimiz.
Kıymetini bilmediğimiz
saçma sapan şeylere kurban ettiğimiz...
Anlamak için uğraştığımız ama asla anlayamadığımız.
“Bir daha asla†dediğimiz halde hep yeniden yakalandığımız...
En büyük sevinçleri birlikte yaşadığımız
mutluluk kaynağımız.
Zaman zaman küstüğümüz ama barışmadan duramadığımız...
Aklımız
vicdanımız
insafımız...
Her yolculuktaki menzilimiz
kavuşmayı bekleyen sevgilimiz.
Andığımızda yüzümüzde gülücükler oluşturan
eh bazen de gözyaşlarına sebep olan geçmişimiz...
“Tanrıya şükür yaşıyorum†dedirten şimdimiz...
Olmayacak hayalleri kurduran ve başkalarının bize deli gözüyle bakmasına neden olan geleceğimiz...
‘Ezel’imiz
‘ebed’imiz... ‘Uğruna ölümlere gidip
geldiğim’iz...
Her mevsim güneşimiz
hayat veren nefesimiz...
Sahip olduğumuz en büyük değerimiz.
Arayıp da bulamadığımız
kimselere soramadığımız.
Gittiğinde arkasından binlerce kez lanet ettiğimiz ama sonra yokluğuna dayanamadığımız.
Bizimleyken dünyayı unuttuğumuz
olmadığında yaşamaktan soğuduğumuz...
Canımızı yakacağını bile bile peşinden gittiğimiz
gitmediğimizde de deli gibi pişman olduğumuz.
İçimizde biriktirdiğimiz çığlığımız
ayırmaya kalkanlara karşı en büyük başkaldırışımız.
Korkumuz
korkusuzluğumuz ve hiçbir zaman büyümeyen çocukluğumuz.
Umudumuz
umutsuzluğumuz ve hiçbir zaman dinmeyecek olan susuzluğumuz.
Kötülüğümüz
iyiliğimiz
en büyük gerçeğimiz.
Güzelliğimiz
çirkinliğimiz
sonsuz belirsizliğimiz.
Her alışkanlığımızı terk ettiğimiz halde
bir türlü vazgeçemediğimiz...
Gözümüzü budaktan sakınmadığımız
bazen köşe buçak saklandığımız.
Huzurumuz
huzursuzluğumuz
alınganlığımız
kırılganlığımız.
Hiç kimseye söylemediğimiz sırrımız.
Yüreğimizdeyse her şeyimiz
değilse hiçbir şeyimiz...
Yürek öyle ya
ta kendisi...
Yüreğimiz...
Aşk...
Bizim kaderimiz...
Bizim kaderimiz...
Kaçmayı denediğimiz ama beceremediğimiz...
Uzak durmaya çalıştıkça fark etmeden içine düştüğümüz.
Hep “Hiç sırası değil†dediğimiz ama içten içe “Nerede kaldı?†diye beklediğimiz...
...Yokluğunda “Gelsin†diye dua ettiğimiz

Bir kez tattıktan sonra hayat boyu özlediğimiz.
“Hayatın anlamı ne?†diye sorduklarında hiç düşünmeden adını verdiğimiz.
Kırılgan olduğunu bile bile kırmaktan hiç çekinmediğimiz.
Kıymetini bilmediğimiz

Anlamak için uğraştığımız ama asla anlayamadığımız.
“Bir daha asla†dediğimiz halde hep yeniden yakalandığımız...
En büyük sevinçleri birlikte yaşadığımız

Zaman zaman küstüğümüz ama barışmadan duramadığımız...
Aklımız


Her yolculuktaki menzilimiz

Andığımızda yüzümüzde gülücükler oluşturan

“Tanrıya şükür yaşıyorum†dedirten şimdimiz...
Olmayacak hayalleri kurduran ve başkalarının bize deli gözüyle bakmasına neden olan geleceğimiz...
‘Ezel’imiz

geldiğim’iz...
Her mevsim güneşimiz

Sahip olduğumuz en büyük değerimiz.
Arayıp da bulamadığımız

Gittiğinde arkasından binlerce kez lanet ettiğimiz ama sonra yokluğuna dayanamadığımız.
Bizimleyken dünyayı unuttuğumuz

Canımızı yakacağını bile bile peşinden gittiğimiz

İçimizde biriktirdiğimiz çığlığımız

Korkumuz

Umudumuz

Kötülüğümüz


Güzelliğimiz


Her alışkanlığımızı terk ettiğimiz halde

Gözümüzü budaktan sakınmadığımız

Huzurumuz



Hiç kimseye söylemediğimiz sırrımız.
Yüreğimizdeyse her şeyimiz

Yürek öyle ya

Yüreğimiz...
Aşk...
Bizim kaderimiz...
Alıntıdır