12-05-2011, Saat: 09:33 PM
Sorma !
Vakit
huznu doguruyor . !
Eylul'ler de karalaniyor takvimden
ekimlerin en ayaz gecelerine adimlarimizi atiyoruz . !
Sorma
ellerimiz yuzumuz askin acimsi tadiyla bulaniyor. Cikis yok gonul himayesinin altindan . .
Eskimis bir hazan oluyor son huzunlerimiz . . . Eskiyor mazi
eksiliyoruz teker teker .
Sorma !
Gonul unuttu kalem tutmasini . Cumleler birlesmiyor eskisi gibi . Tadi tuzu kalmiyor yazmisliklarimin .
Tadi gelmiyor mutlulugun . Oyle uzak ki yuregime
tutar tutmaz kiriliyor ellerimde .
Can kiriklari kanatiyor icden ice .
Bense kan yetmezliginden saliveriyorum icimdeki can'i sonu ucsuz olan ucurumlarin en dibine .
Kayiplardayim . Ordan oraya gidip kendimle yuzlesmekteyim .
Sonucu sormayin !
Hiç'likler diyarindan herhangi biri olarak yeniden aciyorum gozlerimi .
Inadina guldurmeye calisdiriyorlar bugun
bense onlara inat yapar gibi aglamasini ogretiyorum benden sonra ki gelenlere .
Oyle bir lisan ki bu diyarda kendimi harciyorum bile bile .
Konusur gibi yapiyorum bazen
konusur gibi susduruyorum icimdeki haylaz cocugu .
Hep bir gec gelen patlama olusuyor icerimde
hep geceye denk geliyor bu kendime susamis huzun patlamalari .
Bir sir gibi karanliga ulasiyor huznun her bir damlasi .
Ne yâr merhem oluyor
nede bir baskalari . .
Sabr
diyorum ustune basa basa yuregimin .
Sabr . . . .
Sorma !
Felaketim oluyor mazide kalan yasanmisliklar
zamanin icine hapsettigim ani
hatiralar .
Mazinin her bir karesi delik desik ederken yuregimi
gunler aylari
aylar yillari kostutturuyor hazan mevsimlerinde .
Her birsey olumsuz ekiyle karsima cikiyor sokak sonlarinda .
Karanligin aydinliga susadigi bu gunlerde
gunes bile isik vermiyor zift karasi gunduzlerime.
Ne gun yardim ediyor
nede bir ani . .
Sahte tebessumlerimin ardinda saklaniyor cocuklukdan kalma gamzelerim .
Sahteliklerin
iki yuzluluklerin bolca yasandigi bir iç kanama geciriyor bedenim .
Kendi kendime aldatiyorum
kendi kendimi ele veriyorum . .
Ne tuhaf yollar bile hep ayni soru isareti ? .
" Nereye gidiyorsun boyle sinsi sinsi ? . "
- Sahi nereye gidiyorum ben ?. Hangi yollara ayak basmaliyim
Hangi yollara izlerimi birakmaliyim ? .
Sorma !
Bana soru sorma ey gonul lisani.
Kaybediyorsun butun cikis yollarini. !
Ne sana kaliyor bu yollar
nede baskalarina .
Hakikati anlamayan gonul
hep boyle darda kalir her zaman .
Sen sorma yuregimin huzun fasli .
Sen sorma !!
Huzun herkezin ensesinde degilmidir bu vakit .
Mutluluk sadece fotograf karelerinde kalan bir yansitmacadir ; oyle demisdi icimin ciz sesi .
Mutluluk gelip gecicidir . Kimsede kalmaya gelmez oyle .
Huznun tadini cikarin bugun ; Her aci diger aciya benzemez .
O yuzden huzun ; geldi mi siz sevinin ileriye donuk olsun yuzunuz.
Sasirtin nefsinizi . Dimdik ayakda durabildiginizi sadece kendinize degil etrafinizdakilere de hissettirin .
ISTE ; mutluluk huznun arkasindan gelen bir saniyelik zaman zarfinda bulunan tadimlik bir ruh halidir .
Zevkini cikartin . .!
Vakit
huznu doguruyor . !Eylul'ler de karalaniyor takvimden
ekimlerin en ayaz gecelerine adimlarimizi atiyoruz . !Sorma
ellerimiz yuzumuz askin acimsi tadiyla bulaniyor. Cikis yok gonul himayesinin altindan . . Eskimis bir hazan oluyor son huzunlerimiz . . . Eskiyor mazi
eksiliyoruz teker teker . Sorma !
Gonul unuttu kalem tutmasini . Cumleler birlesmiyor eskisi gibi . Tadi tuzu kalmiyor yazmisliklarimin .
Tadi gelmiyor mutlulugun . Oyle uzak ki yuregime
tutar tutmaz kiriliyor ellerimde . Can kiriklari kanatiyor icden ice .
Bense kan yetmezliginden saliveriyorum icimdeki can'i sonu ucsuz olan ucurumlarin en dibine .
Kayiplardayim . Ordan oraya gidip kendimle yuzlesmekteyim .
Sonucu sormayin !
Hiç'likler diyarindan herhangi biri olarak yeniden aciyorum gozlerimi .
Inadina guldurmeye calisdiriyorlar bugun
bense onlara inat yapar gibi aglamasini ogretiyorum benden sonra ki gelenlere .Oyle bir lisan ki bu diyarda kendimi harciyorum bile bile .
Konusur gibi yapiyorum bazen
konusur gibi susduruyorum icimdeki haylaz cocugu .Hep bir gec gelen patlama olusuyor icerimde
hep geceye denk geliyor bu kendime susamis huzun patlamalari .Bir sir gibi karanliga ulasiyor huznun her bir damlasi .
Ne yâr merhem oluyor
nede bir baskalari . .Sabr
diyorum ustune basa basa yuregimin . Sabr . . . .
Sorma !
Felaketim oluyor mazide kalan yasanmisliklar
zamanin icine hapsettigim ani
hatiralar .Mazinin her bir karesi delik desik ederken yuregimi
gunler aylari
aylar yillari kostutturuyor hazan mevsimlerinde .Her birsey olumsuz ekiyle karsima cikiyor sokak sonlarinda .
Karanligin aydinliga susadigi bu gunlerde
gunes bile isik vermiyor zift karasi gunduzlerime.Ne gun yardim ediyor
nede bir ani . . Sahte tebessumlerimin ardinda saklaniyor cocuklukdan kalma gamzelerim .
Sahteliklerin
iki yuzluluklerin bolca yasandigi bir iç kanama geciriyor bedenim .Kendi kendime aldatiyorum
kendi kendimi ele veriyorum . . Ne tuhaf yollar bile hep ayni soru isareti ? .
" Nereye gidiyorsun boyle sinsi sinsi ? . "
- Sahi nereye gidiyorum ben ?. Hangi yollara ayak basmaliyim
Hangi yollara izlerimi birakmaliyim ? . Sorma !
Bana soru sorma ey gonul lisani.
Kaybediyorsun butun cikis yollarini. !
Ne sana kaliyor bu yollar
nede baskalarina .Hakikati anlamayan gonul
hep boyle darda kalir her zaman .Sen sorma yuregimin huzun fasli .
Sen sorma !!
Huzun herkezin ensesinde degilmidir bu vakit .
Mutluluk sadece fotograf karelerinde kalan bir yansitmacadir ; oyle demisdi icimin ciz sesi .
Mutluluk gelip gecicidir . Kimsede kalmaya gelmez oyle .
Huznun tadini cikarin bugun ; Her aci diger aciya benzemez .
O yuzden huzun ; geldi mi siz sevinin ileriye donuk olsun yuzunuz.
Sasirtin nefsinizi . Dimdik ayakda durabildiginizi sadece kendinize degil etrafinizdakilere de hissettirin .
ISTE ; mutluluk huznun arkasindan gelen bir saniyelik zaman zarfinda bulunan tadimlik bir ruh halidir .
Zevkini cikartin . .!