:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Kısırlığın Çözümü Çikolatada Mı Saklı?
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
syah-cikolata.jpg
Günlük yaşamda kullandığımız musluk suyu, pet şişe, plastik saklama kapları, gıda torbaları, mikrodalga fırınlar, klor-amonyak-parfüm içeren temizlik malzemeleri, sebze ve meyve yetiştirmede kullanılan tarım ilaçlarının ‘Sebebi Bilinmeyen Kısırlığın’ başrol oyuncuları olduğunu biliyor musunuz? Üzülmeyin… Siyah çikolata yiyereküreme sağlığınızı koruyabilirsiniz…
Dr. Burçak Erzik
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Bahçeci Fulya Tüp Bebek Merkezi

Vücut dokularında yıllarla beraber biriken ağır metaller, kimyasallar ve diğer toksinlerin üreme sağlığınızı olumsuz etkiliyor. Yaşamınızı kontrol etmezseniz sebebi bilinmeyen infertilite vakası olabilirsiniz. Toplumumuzda infertilite (kısırlık) problemi yaşayan 1.5 milyon çift yani üç milyon insan var. Bu üç milyon kişinin üçte biri ‘nedeni bilinmeyen infertilite’ sorununu yaşıyor. ‘Neden’ diye sorarsanız cevabı çok basit: Modern yaşamın insanlığa bir hediyesi bu… ‘Nedensiz’ nedenlerden dolayı çocuk sahibi olma sorunu yaşamak istemeyen çiftlerin yaşamlarını kontrol etmeleri şart! Üreme sağlığınızı korumak veya tekrar kazanmak istiyorsanız; sağlıklı ve dengeli beslenin, sigara-alkolden uzak durun, çevrenizdeki bulunan toksinleri azaltın ve destek tedavi alın. Ve, siyah çikolata tüketin. Çünkü siyah çikolatanın içindeki flavenoidler kan pıhtılaşma elemanları olan trombositlerin bir araya gelmesini engeller ve yumurtalıklarda kan akışını düzenler.


Kimyasal Zehirler (Dioxinler Ve Pestisidler)
İşlenmiş gıdalarla bulunan kansorejen maddeler (Dioxinler ) ve sebze-meyve üretiminde kullanılan bazı tarım ilaçları (Pestisidler)“hormon bozucudur”. Sinir uçlarına bağlanarak sinyal yollarını bozarlar. Tek başlarına infertilite sebebi olmasalar da bozucu etken olarak rol oynayabilirler. Özellikle düşük tedavisi gören hastalarda, tekrarlayan başarısız IVF denemeleri, ileri kadın yaşı, düşük yumurtalık rezervi, sınırlı sayıda sperm sayısında bu etkenler önem kazanır.
Çevresel Toksinler Nelerdir, Doğurganlığımızı Etkiler mi?
Çevresel toksin olarak adlandırdığımız ve farkında olmadan maruz kaldığımız “dioksin” ve “pesticide” grubu kimyasal maddeler tek başlarına kısırlık sebebi olmasalar da sperm ve yumurta üzerinde yarattıkları olumsuz etkilerle bozucu faktör olarak rol oynarlar.
Dioksinler endüstriyel işleme uğramış tüm ürünlerde bulunan, çevre kirliliğine yol açan kimyasal bileşkenlerdir. İnsanlara geçiş yolu %90 gıda ile olur. Besin zincirinde geçiş, gübre ve suni yem ile hayvanlara, hayvansal gıdalardan da insanlara şeklindedir. Dioksinler yüksek oranda toksik maddelerdir ve “Dünya Sağlık Örgütü” 2010 bildirgesinde dioksinleri doğurganlığı azaltan, çocuklarda gelişimsel problemlere yol açabilen, bağışıklık sistemini bozan ve kansere yol açan toksik maddeler olarak kabul etmiştir. Dioksin vücutta yağ dokularında depolanır ve yarılanma ömrü 7 ile 11 yıl arasındadır. Dioksinler endüstriyel atıklarda, kağıt beyazlatma işleminde, tarım ilaçlarında, katı atıkların ve hastane atıklarının yetersiz yakılması sonucunda açığa çıkarlar. En yüksek oranda toprakta, hayvansal gıdalarda, kabuklu deniz hayvanlarında bulunur. En düşük oranda ise bitkilerde, suda ve havada mevcuttur.
Bu Toksinler Doğurganlığımız Nasıl Etkiler?
Sperm üzerindeki olumsuz etkileri;
Sperm hareketliliğini azaltırlar ve en önemlisi sperm içerisinde yer alan ve genetik aktarımı yapan DNA yapısını bozarlar. DNA yapısında ki bozulma spermin yumurtayı dölleme kabiliyetini azaltır ve erken dönemde gebelik kayıplarına, yani düşüklere yol açar.
Yumurta üzerindeki olumsuz etkileri;
Kadınlarda hormon düzenini bozarak doğurganlığı azaltırlar. Dioksin ve pestisidler kadınlarda doğurganlıkta çok önemli olan “estrojen” hormonunu taklit ederler. Vücudun salgıladığı estrojen hormonunun yerine hormon alıcı noktalara bağlanarak, o bölgeyi etkisiz kılarlar. Bu şekilde hormonal denge bozulur ve yumurtlama problemi, buna bağlı olarak da adet düzensizliğine yol açarlar.
Özellikle tüp bebek tedavisinde kötü prognozlu grup olarak adlandırdığımız yani gebe kalma şansının azaldığı durumlarda bu etkenler daha da önem kazanırlar. Bu çiftler; tekrarlayan başarısız tüp bebek denemeleri olan, tekrarlayan gebelik kayıpları yaşayan, yumurtalık rezervinin azaldığı veya ileri kadın yaşına sahip olunduğu, sperm sayısının sınırlı olduğu gruptur.
Toksik Kimyasalardan Uzak Durarak Doğurganlığınızı Arttırın
Gündelik yaşamımızda kullandığımız eşyalar nedeniyle maruz kaldığımız kimyasallar doğurganlığımızı azaltan toksinler olabilirler. Dikkat edilmesi gerekenler;
  • Yiyecek paketleri, ped şişeler, plastik torbalar, stretch filmalüminyum folyolar
  • Tarım İlacı (Pesticideler)
  • Giysilerimizdeki kimyasal boyalar
  • Halılar
  • Kişisel bakım ürünleridir.
Nelerden uzak duralım?
  1. “Klor” – temizlik ürünlerinizi klor içermeyen ürünlerden seçin
  2. Amonyak
  3. Uçucu Organik Bileşikler (VOC)
  4. Kokulu ürünleri azaltın
  5. PVC –esnek plastik ürünler- banyo perdesi, yer döşeme, çocuk oyuncakları, plastik yemek kapları, elektronik eşyalar, plastik süs bitkileri
  6. BPA– konserve kutuları ve elektronikler
  7. Güvenli deniz ürünleri yiyin: taze, kısa ömürlü, küçük mevsim balıkları, bulamıyorsanız Omega 3 vitamin desteği balıklardan gelebilecek civa fazlasını engeller
  8. Gübre – ev çiçeklerinizde doğal gübre kullanın, mevsime ait taze ve organik meyve sebze tüketin
  9. Sebze ve meyvenizi bol suyla yıkayın, doğal besinler tüketin
10. PFC-yapışmayan tava/tencereler, mikrodalga fırın ve pişirme poşetleri, diş ipleri ve halı gibi ürünlerde yapışmayı önleyici olarak kullanılırlar
Overlerinizin Kanlanmasını Arttıran ve Serbest Radikalleri Temizleyen Gıdalar
Yumurtalıklarımızı besleyen damarlar çok ince bir ağdan (mikrovasküler yapı) meydana gelir. Sigara, kilo, yüksek kolesterol oranı gibi kan akışındaki bozulmaya yol açan faktörler kolaylıkla ince damarlarda tıkanıklığa yol açar ve hormonların etki mekanizmasını bozar.
  • Omega 3 – mikrovasküler ağda tıkanıklığı engeller, serbest radikal birikimini azaltır. Yüksek miktarda balık tüketimi civa birikimine yol açabileceğinden omega 3 kapsülleri tercih edilir.
  • Bitkisel proteinler – ceviz, yerfıstığı, peynir, haşlanmış yumurta
  • D vitamini – süt ürünleri, balık, yumurta sarısı ve güneş ışığı
  • Siyah çikolata – flavenoidler kan pıhtılaşma elemanları olan trombositlerin bir araya gelmesini engeller ve yumurtalıklarda kan akışını düzenler.
Toksik maddelere maruz kalma yolları;
  • Musluk suyu
  • Sigara
  • Alkol
  • Kafein
  • Plastikler (günlük kullanım eşyaları, gıda torbaları, saklama kapları, oyuncaklar, elektronik eşyalar)
  • Temizlik malzemeleri (klor, amonyak, parfüm)
  • Meyve ve sebze yetiştirmede kullanılan zirai ilaçlar ve böcek ilaçları
  • Mikrodalga fırınlar
  • Elektrikli battaniye
  • Kırmızı et
  • Tatlandırıcılar
  • Gıda boyaları, katkı maddeleri, aromalar (MSG)
Üreme Sağlığını Korumanın Yolları
  1. Sigara içmeyin
  2. Alkol kullanmayın
  3. Kafein içeren – kahve /siyah çay / çikolatalı içeceklerden uzak durun
  4. Çevresel olarak güvenli temizlik malzemeleri ve zararlı organizmaları engelleyen, kontrol altına alan ya da zararlarını azaltan ürünler
kullanmak ( pestisitler) – meyve ve sebzelerinizi bol suyla yıkayın
  1. Klor ve diğer kimyasallardan kaçınmak için arıtılmış su kullanın
  2. İşlenmiş gıdalardan uzak durun – fast food
  3. Et, sebze ve meyvenizin organik olmasına özen gösterin
  4. Plastik kullanmayın – saklama kaplarınızı cam kullanın, yapışmaz tabanlı tencerelerinizin güvenli ürünler olduğundan emin olun
  5. Hafif ama düzenli egzersiz yapın
10. Detoks tedavilerini uygulayın
11. Destekleyici vitaminler kullanın Vit E (400 IU), Selenium (200 mcg), Vit C (3000 mg)