12-21-2011, Saat: 12:40 PM
Kadınlar için;
Öncelikle şuna bir açıklık getirelim; 'şu an bir ilişkiye hazır değilim.' diye bir şey yok. Eskidi, yemeyin artık bunu. Hiçkimse bir sabah uyandığında gözlerini bir ilişkiye hazır olarak açmıyor. İster uzun bir ilişkiden yeni çıkmış olsun, ister işinden dolayı zaman problemi çeksin farketmez, seviyorsa yanınızda olur. Bu sizi elinde tutup dilediği anda kapınızı çalmaktan başka bir amaç gütmez.
Adamları eve hapsetmeyin. Her arkadaşlarıyla dışarı çıktığında suratınızı asıp trip atmayın. bu ilişkinizi yormaktan başka bir işe yaramaz. Aldatmak isteyen her insan bir yolunu bulup mutlaka yapar. üstünde baskı kurmaya çalışmak ilişkinizi yıpratmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Telefonunu karıştırıp şifrelerini bulmaya çalışırken bilgisayarınıza saçmasapan programlar yükleyip virüs manyağı olmayın. Büyük ihtimal o programları ezbere biliyorlardır zaten.
Evde yalnızken veya tanıdık bir arkadaş çevresinde istediğiniz kadar içmenizde bir problem yok. Ama alkole karşı dayanıklı değilseniz ve içince dağıtıyorsanız, birlikte dışarı çıktığınızda sınırı aşmayın. Aşırı laubali tavırlar bütün insanlara itici gelir ve keyifli olması muhtemel bir gece ciddi bir kavgayla sonuçlanır.
Eğer bağlanmaktan korkan bir erkek varsa karşınızda - ki belirli bir yaştan sonra çoğu korkar - üstüne gitmeyin. Kendinize bağlamak için burç yorumları ve kadın dergilerinde okuduğunuz saçmasapan taktikleri uygulamayın. İlişkiyi kendi haline bırakın, içinizden geldiği gibi davranın.
Sizi sevdiğinizi direkt söyleyemese de, emin olmadan asla 'seni seviyorum.' demeyin. Korkup kaçmaları mümkündür. İlişkide belirli bir yoğunluğa ulaşmadan duygularınızı açmaktan itinayla sakının. Bunun üzerine bana 'Hani içimizden geldiği gibi davranıyorduk?' demeyin, gidin bunu adamlara söyleyin yavrum ben ne yapayım? Dimi? Neyse.
'Beni seviyor musun?' diye sormayın!
Regl döneminizden veya çeşitli sebeplerden dolayı kendinizi sinirli hissettiğinizde durduk yere ona sarmayın. Kendinizi kötü hissediyorsanız ve sebebinden emin değilseniz bunu ona aynen bu şekilde söyleyin.
Çeşitli tutkularına zaman ayırdığında başında dikilip kapris yapmayın. Müzikle mi ilgileniyor? Birlikte dinleyin. spor mu yapıyor? siz de ona katılın.
Bilgisayar oyunu bağımlısı mı? Bu yüzden suratınızı asıp trip atacağınıza siz de ona katılın ve bu bağımlılığı azaltıp bir hobiye dönüştürün. Özellikle wow gibi online oyunlarda sandığınızın aksine birlikte çok keyifli vakit geçirebilirsiniz.*
Kendinizi tamamen ona adayıp vazgeçilmez olduğunu düşünmesini sağlamayın. Bütün hayatınızı ona göre yönlendirip herşeyi birlikte yapmak için diretmeyin. Kendinize zaman ayırın !
Hiçbir erkeğin sizi kullanmasına izin vermeyin. Bu illa ki cinsel anlamda olmak zorunda değil. yani karşılıklı bir kullanma durumu varsa ve bu durumdan iki taraf da memnunsa orası sizden başka kimseyi ilgilendirmez... Ama herhangi bir konuda kendinizi biraz bile 'kullanılmış' hissediyorsanız buna derhal bir son verin!
not: Bunların çoğu erkekler için de geçerli. bütün bunları yaptığınız halde uzlaşamıyorsanız o ilişkinin suyu kaynamış demektir. Arkanıza bakmadan uzaklaşın.
Gelelim erkeklere...
- İlişki başlamadan önce veya yeni yeni filizlendiğinde çekingen, ürkek davranmayın. Bundan kastım aşk sözcükleri fısıldayıp hemen 'seni seviyorum.' demek değil, sakın ha. Hele dakika başı mesaj atmalar, aramalar, sormalar kadının sizi garantileyip bir kenara koymasıyla sonuçlanır, ilişki yalan olur, yapmayın. Mümkünse kalbinden önce dürtülerine dahil olmaya çalışın; keza cinsel dürtüler kadınların duygularını direkt etkiler ve bir erkek fiziğiyle değil; zekasıyla hemen her kadının aklını çelebilir.
Sonuç olarak; günün muhtelif zamanları, herhangi bir yerde denk geldiğinizde onunla ilgilendiğinizi belli edin. Ama bunu devamlı yapmayın. sıcak-soğuk, sıcak-soğuk... heh aferin.
- İlişki içinde bütün ipleri kadının eline vermeyin, 'sen bilirsin aşkım.' diyip durmayın, insanın sinirini bozmayın. Bakmayın siz türk kadınlarının 'italyan erkeği' diye mızmızlanmasına, her kadın biraz sert, maço bir erkek ister. Kontrolü elinize alın ama bunu yaparken hayvanlaşmayın, onun istediklerini kendi yöntemlerinizle uygulayın. Bakın ne güzel demiş bir yazar, 'sen onun dilencisi iken, o senin olsun!' diye. Aynen bu şekilde.
Zaten her türk erkeği kadınını sahiplenir, buraya kadar gayet güzel. Ama sahipleneyim derken saçmasapan, bakın normal bir kıskançlıktan bahsetmiyorum; gerçekten liseli seviyesinde kıskançlıklar yapınca bütün o kadını sahiplenen, sert erkek imajınız çiziliyor, haberiniz olsun.
- Platonik aşıksanız, ilişki başlamadan önceki kurallara bir kez daha göz atmanızı rica edicem, elbet bir yerde hata yapmışsınızdır. Eğer öyle değilse, vazgeçin bu sevdadan; yeni yeni taktikler aramayın. Keçi gibi inatçı olayım derken boynuzları yersiniz azizim.
- Eğer erol evgin'in tabiriyle imkansız aşkların erkeğiyseniz, duygularınız karşılıklıysa ama sevdiğinize kavuşamıyorsanız; ilişki başlamadan önceki kuralları siktir etmenizi rica edicem. Bu noktada gururunuzu bir kenara koymanız gerekli. Çoğunuz böyle durumlarda kadere boyun eğer, 'kısmet değilmiş, olacağı varsa olurdu.' der ve bu ilişkimsi bir noktadan sonra boka sarar, kendi kendini tüketir. Seviyorsanız gözlerinin içine baka baka söylemekten çekinmeyin, boğazınızda düğümlenmesin kelimeler, emin olun sonradan çok pişman olursunuz.
Onu seviyor, onu istiyorsanız; o da aynı şeyleri hissediyorsa unutun gitsin önyargıları, silin gitsin geçmişi, bir kenara koyun kriterlerinizi...
Gidin ve alın onu. Cesur olun biraz, aşkta korkuya yer olmaz.