Ey Rabbimiz! Tembellikten, fakirlikten, zilletten, miskinlikten, borçtan, ihtiyarlayıp elden-ayaktan düşmekten, günahtan, zenginliğin şerrinden, hayatın ve ölümün fitnesinden, kabir azabından, ateşin fitnesinden, sana sığınırız.
Ey Rabbimiz! Gafletten, küfürden, fısktan, muhalefet edip düşmanlık çıkarmaktan, başkaları duysun ve görsün diye bir şey yapmaktan sana sığınırız.
Ey Rabbimiz! Sağırlıktan, dilsizlikten, delilikten, cüzamdan, alaca hastalığından ve her türlü kötü hastalıklardan, nimetinin zevalinden, afiyetinin değişmesinden, azabının ansızın gelip çatmasından sana sığınırız.
Ey Rabbimiz! Fayda vermeyen ilimden, ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten ve icabet edilmeyen duadan sana sığınırız.
Ey Rabbimiz! İşlediğimiz ve işlemediğimiz amellerin şerrinden, bildiğimiz ve bilmediğimiz şeylerin şerrinden sana sığınırız.
Ey Rabbimiz! Enkaz altında kalmaktan, yukarıdan yuvarlanmak ve düşmekten, boğulmaktan, yanmaktan, trafik kazalarından, her türlü kaza ve belalardan, yılan, akrep vb. şeylerle sokulmuş olarak ölmekten, ve ölüm anında şeytanın çarpmasından sana sığınırız.
Ey Rabbimiz! Huyların, amellerin, arzuların kötülerinden, düşmanın galebesinden ve kulların başımıza gelen kötü şeylerden dolayı sevinmesinden sana sığınırız.
Ey Rabbimiz! Üzüntüden, tasadan, cimrilikten, açlıktan, hıyanetten sana sığınırız. Bize kendimizi bulmayı ilham et, bizi nefslerimizin şerlerinden koru.
Ey Rabbimiz! Bizi fitne-i nisadan koru.
Ey Rabbimiz! Eğer unuttuk veya kasıtsız olarak yanlış yaptıysak bundan dolayı bizi sorumlu tutma.Takat getiremeyeceğimiz şeylerle bizi yükümlü tutma, bizi affet, lütfunla kusurlarımızı bağışla, bize merhamet et. Bizim yardımcımız sensin kafir topluluklara karşı bize yardım et.
Ey Rabbimiz! Bizi dini ve dünyevi fitnelerden ve ahir zaman fitnesinden Mesih-i Deccal’ın ve Süfyan’ın fitnesinin şerrinden, dinsizlerin tecavüzünden, münafıkların şerrinden, fasıkların fitnesinden koru.
Ey Rabbimiz! Bizi dalaletten, bid’atlardan, belalardan, kötülüğe sevk eden nefsin şerrinden koru. Bizi bir an olsun nefsimizle baş başa bırakma.
Ey Rabbimiz! Bizi kabir azabından, kıyamet günü azabından, cehennem azabından ve kahrının azabından koru.
Ey Rabbimiz! Bizi gösterişten, başkaları duysun ve görsün diye ibadet etmekten, ameline güvenmekten ve övünmekten koru.
Ey Rabbimiz! Bizi ana-babamızı iman ve Kur’an hizmetinde çalışan bütün kardeşlerimizi, eşlerimizi, çocuklarımızı, mümin dostlarımızı, akrabalarımızı, ecdadımızı ve ahirete intikal eden bütün mü'min ve müslümanları cehennem azabından koru. Affına sığınıyoruz. Bizi her türlü şer, fitne ve azaptan kurtar! Fazlınla ikram eyle .Bütün günahlarımızı bağışla. Ayıplarımız setreyle.
Ey Rabbimiz! Nefislerimize zulmettik, sana isyan ettik, eğer bizi bağışlamaz, bize acımazsan dünyada da ahirette de kaybedenlerden oluruz. Bizi hüsrana uğrayanlardan eyleme. Şeytanın kalbimize girip saptırmasına fırsat verme.
Ey Rabbimiz! Bizi İslam’dan ve Kur’andan ayırma. Bizi daima sırat-ı müstakimde tut. İslâm nurunu söndürmek isteyenlere fırsat verme. Bizim yüzümüzden insanları helak etme. AMİN ve sallalahu ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve ashabihi ecmain Velhamdulillahi Rabbil alemin..Selam ve Duâ İle..
Amin,amin,,aminnnnnnnnn..Allah razı olsun.
amin cümlemizden inşallah
Allahım!
Alemlere Rab olan Sensin.
Görüyorsun her şeyi, Sen öğrettin bana görmeyi .
Duyuyorsun her sesi, Sen öğrettin bana duymayı .
Biliyorsun her ne varsa, Sen öğrettin bana bilmeyi .
Ben "hiçbir şeydim, Sen varettin, bir "şey" oldum.
Varlığı Sen'le bildim, yokluğu Sen'le öğrendim.
Sen ki, bana sayısız nimetler bahşettin.
İsimlerle donattın içimi ve dışımı, hem var hem yâr ettin.
Sen ki, beni dünya evine buyur ettin, ağırladın, ikram ettin
Hamd de şükür de yalnız Sana'dır.
Sen ki, bana
"Konuşmak' için 'Dil',
'Sevmek' için 'Kalp'
'Düşünmek' için 'Akıl' verdin.
Sen ki, bana
'Görmek' için 'Göz',
'Duymak' için 'Kulak',
'Dokunmak' için 'El' verdin.
O kadar fakirim ki zenginliğin karşısında, kabul eyle acziyetimi.
O kadar zayıfım ki gücün karşısında, geri çevirme abdiyetimi.
O kadar kulum ki, öyle bir Rab'sın Sen.
Kelimeleri ihsan eyledin bana.
En güzel kelimeler Senin'dir, en güzel kelimelerim Senin içindir.
Beni bağışla, hatalarım, kusurlarım, günahlarım için.
Bilirim ki Senin merhametin,
Cömert topraktan daha çoktur.
Bilirim ki, Senin rahmetin
Yağan yağmurdan daha fazladır.
Yine bilirim ki, Senin şefkatin
Annenin çocuğuna duyduğundan daha ötedir.
Kapına kul olarak geldim, şereftir bu benim için, karşındayım Ya Rab!.
Anahtarı almaya layık eyle beni.
Kapını açıp gark olayım sonsuz rahmetine, imdâd eyle.
Beni kendini bilenlerden eyle, kendinden habersiz eyleme beni.
Beni güzel bir vesile kıl şu yalan dünyada, düşürme şer yollara.
Beni İman'a ehil, İslam'a delil, Hakikate râm, Saadete merâm eyle.
Yarattığın 'Su' ve 'Toprak' ve 'Hava' ve 'Ateş' hikmetine,
'Eşref-i Mahlukat' sırrına ulaştır beni Ya Rab! .
Elif'ten Yâ'ya, anlamayı ve anlaşılmayı nasip eyle
Amin
Allahım, ben bir hiçtim !
Beni Sen kudretinle yarattın.
Bana Sen vücut verdin, hayat verdin, ruh verdin.
Bunları Sen bağışlamasaydın eğer, hiç kimse beni hiçlikten ve yokluktan çıkarıp bu dünyaya gönderemezdi.
Ben bir anne ile babadan doğdum. Ama ben dünyaya gözümü açmadan önce, onlar da nasıl bir bebek beklediklerini bilmiyorlardı.
Bana Sen, kendi dilediğin gibi bir suret verdin.
Hana, dünyada hiç kimseye vermediğin bir sima verdin:
Alemlerin Rabbi benim yüzümde, sadece bana ait bir eserini nasıl işlemiş, göreyim ve göstereyim diye.
Bana göz verdin, Senin eserlerini göreyim diye.
Bana kulak verdin, Senin yarattıkların seni nasıl zikrediyor, işiteyim diye.
Bana akıl verdin, Seni bulayım diye.
Bana dil verdin, Seni zikredeyim diye.
Bana kalb verdin, Seni seveyim diye.
Dünya ve âhiretin bütün nimetlerini önüme serdin. Ve bana bir arzu verdin: Senden isteyeyim diye.
Vermek istedin. Çünkü vermek Senin şÃ¢nındandır. Onun için bana istemeyi öğrettin.
AL D 1 Ğ I M M E R NEFES Senin rahmetindendir, yâ Rabbi.
Eriştiğim her nimet Senin ihsanındır, yâ Rabbi.
Neş'em, sevincim, mutluluk ve huzurum hep Sendendir, yâ Rabbi.
Senin gizli ve açık nimetlerinin sayisını bilemem, hayal bile edemem. Bilsem de saymakla bitiremem, yâ Rabbi.
Yalnız, üzerimdeki en büyük nimetini bilirim:
Bana şükretmeyi öğreten de Sensin, yâ Rabbi.
Ya Rabbî!
Beni daima şükreden kullarından eyle
Bana verdiğin maddi ve manevi rızıkları senin yolunda senin namına kullanmayı bana lutfet
Bütün dualarımı kabul et
Bütün günahlarımı bağışla!
"Allahım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen Kendini sena ettiğin gibi yücesin.
"Allahım, şayet ismimi saîdler defterine yazdıysan, orada sabit kıl. Şayet ismimi şakiler defterine yazdıysan oradan sil. Çünkü Sen buyurdun ki,
'Allah dilediğini siler yok eder, dilediğini de sabit bırakır, Levh-i Mahfuz Onun katındadır."
Yâ Rabbî!
Efendimize, onun âl ve ashâbına sonsuz salât ve selam eyle!
Âmîn,Âmîn,Âmîn
Ey Hayy, ebedî diri olan Rabbim!
Taleb ve duâ üzerine nasıl olur da kerem etmezsin. Sen kerem sâhibisin.Ey mahlûkâtın, yaratıkların canlıların ihtiyâcını gideren Rabbim! Sen varken hiç bir kimseyi hatırlamak ve ondan bir şey ummak lâyık değildir.
Yâ Rabbî!
Rûhumda bir ilim katresi var. İlâhî onu hevâ rüzgarıyla ten toprağından muhâfaza eyle.
Ey ihsânı çok olan Rabbim!
Cefâ içinde geçip giden ömre merhamet et.
Ey affetmeyi seven Rabbim!
Bizi affeyle. İsyân derdimize çâre eyle.
Ey yardım isteyenlerin yardımcısı!
Bizi hidâyete çıkar.
Yâ Rabbî!
Duâ ve yakarışlarımızda sana lâyık olmayan sözleri bilmeyerek söyleyip hatâlarda bulunmuş isek, o kelimeleri sen ıslâh et ve duâmızı kabul buyur.
Çünkü sözlerin hâkimi ve sultanı ancak sensin.
Ey âlemin yaratıcısı!
Kasvetli, kararmış, katılaşmış âdetâ taş gibi olmuş olan kalbimizi mum gibi yumuşat, feryâdımızı, âh u vâhımızı, hoş eyle ki rahmetini celbetsin, çeksin.
Bizi köle gibi kullanan bu serkeş nefisten bizi satın al.
O nefis bıçağı kemiğe dayandı (zulmü canımıza yetti).
Yâ Rabbî! Sana ne arz edeyim. Çünkü sen gizli ve açık her şeyi bilirsin.â€
Hz. Mevlâna son demlerinde iken, dostu Siraceddin Tatari’yi yanına çagırarak, kendisine su duayı ögretmis ve sıkıntılı zamanlarında okumasını tavsiye etmistir:â€Ya Rabbi!
Bana ne senin zikrini unutturacak,
sana şevkimi söndürecek, seni tesbih ederken duyduğum lezzeti kesecek bir hastalık; ne de beni azdıracak, şer ve kötülüğümü artıracak bir sıhhat ver.â€
Ey Merhamet edenlerin merhametlisi!
Merhametinle bu duamı kabul et.
Amin Amin Amin
Allahım! Kur'ân'ı bize dünyada bir dost, kabirde ünsiyetli bir yoldaş, kıyamette bir şefaatçi, sırat üzerinde bir nur, Cehennem ateşine karşı bir siper ve örtü, Cennette bir refik, bütün hayırlara bir delil ve imam kıl.
Allahım! Kalblerimizi ve kabirlerimizi iman ve Kur'ân nuruyla nurlandır. Üzerine Kur'ân indirilen zâtın-Rahmân-ı Hannân'ın salât ve selâmı onun ve âlinin üzerine olsun-hakkı ve hürmeti için, bize Kur'ân'ın burhanlarını aydınlat. Âmin.
‎~~Allahım~~
Ben üşüyorum, Sen, Dost’un gözleriyle ısıt beni.
Ben kanıyorum, Sen, dokunuşu merhamet olanlarla sar beni.
Ben korkuyorum, Sen, kalbime verdiğin îmanla koru beni.
Ben ağlıyorum, Sen, ülfetinle avut beni.
Ben savruluyorum, bilinmezlere hazan yaprağı gibi… Sen tut beni.
Ben kayıyorum sırattan, Sen bırakma beni.
Bende kimsenin uğramadığı izbe köşeler var, karanlığın bile girmekten ürktüğü… Bende açılıp kapanmayan yaralar, rûhumu döven hırçın dalgalar var sonra… Dönüşü olmayan yollar uzaklığım kadar uzayan; dinmeyen gözyaşları var içime kanayan…
Küçük bir kız çocuğu var, yetim bayramlar yaşayan… Âhlar var, geceleri uyku tutturmayan… Soğuk kışlar var, bir bakış olup gözümde donan… Yakan ateşler var, öfkem olup çarpan…
Bende, derin bir muhabbetin yok; ulvî kılan, mümin yapan, arıtan, çoğaltan, merhamet olup yetim başlar okşayan, şefkat olup mâtemlerin civarında dolaşan, fakir sofralarda zengin kılan, cömertlik olup mahrumlara dağıtılan, cesâret olup İslâm’a engelleri yıkan.
Bende, derin bir muhabbetin yok; beni unutturup bana, sadece Sen’i hatırlatan, gündüz olup yüzler aydınlatan, gece olup hataları örten, kilit olup hayırlara açılan, merhamet olup hasta ruhuma dokunan…
Bende, derin bir muhabbetin; uzaklığıma rağmen, bana şah damarımdan daha yakın olan… Bende derin bir muhabbetin yok; edep edip başkalarını özlemekten, Sen’i özlettiren… Vefâ olup; hatırladıklarımı Seninle râbıtalı kılan…
Bende, derin bir muhabbetin yok; rüzgâr olup çöllerde iz iz Nebî’yi arayan, peyk olup bir Kutb’un etrafında dönen...
Bir derin muhabbetin yok bende; beni Sen’den kılan.
Sen varsan, neyim yoktur ki…
Sen yoksan gönlümde, neyim vardır ki…
Acizliğimle kapını çalıyorum Ya Rabbi...
Fakirliğime ancak sonsuz zenginliğin merhem.
İhtiyaçlarım gökteki yıldızlar kadar fazla.
Her nefeste Allah'ım İki kere muhtacım Sana.
Var ettiğin kainatın içinde, nokta kadar yer işgal etmezken.
Kainatı keşfedecek yürek sundun bana, yüreğimden dergahına yollar açtın.
Gecenin karanlığında Allah'ım yanımda sadece Sen vardın.
En gizli sırlarım Sana aşikarken, Settar ismini gönderdin imdadıma.
Örttün ayıplarımı karşılık beklemeden... Bir Sen bildin Allah'ım, bir de ben.
Seni anmaktan gafil kılma bedenimi, kanım zikrinle dolaşsın damar damar.
İman nuru yayılsın son hücreme kadar...
Çıkaramasın Allahım şeytanlaşan tağutlar.
Tevazu havuzunda erit gururumu, teslimiyet çeşmesiyle söndür musibetlerimi.
Kibirle ördüğüm benlik kulelerini, gelsin Hazreti İbrahim devirsin!
Vekilim sensin Allahım, hem de ne güzel vekilsin...
Yâ Rab, kusurumuzu affet. Bizi Kendine kul kabul et. Emânetini kabzetmek zamanına kadar bizi emânette emîn kıl.
Âmin!
"Allah'ım, Sana teslim oldum, Sana iman ettim, Sana tevekkül ettim, Sana döndüm, Senin için dava ettim ve Sana başvurdum. Önceden yaptıklarımı ve sonraya bıraktıklarımı, açık yaptıklarımı ve gizli yaptıklarımı bağışla. İleriye götüren ve geriye bırakan Sensin. Senden başka İlah yoktur."
Allah’ım!
Sen benim Rabbimsin, ben ise Senin bir kulunum.
Sen herşeyi yaratan Hà lık’sın, ben ise Senin bir mahlûkunum.
Sen rızık veren Rezzâk’sın, ben ise Senin rızkınla beslenen bir merzûkunum.
Sen mülk sâhibi Mâlik’sin, ben ise Senin kölen olan memlüküm.
Sen gerçek izzet sahibi olan Azîz’sin, ben ise âciz ve zelilim.
Sen hazîneleri bitmeyen zenginlik sahibi Ganî’sin, ben ise Senin ihsanına muhtaç fakr-ı mutlak içinde bir fakirim.
Sen gerçek hayat sahibi Hayy’sın; ben ise, Senin hayat verişin olmasa, bir ölüyüm.
Sen varlığı ebedî olan Bâkî’sin, ben ise gelip geçici bir fânîyim.
Sen sonsuz izzet ve şeref sahibi Kerîm’sin, ben ise zillet ve kötülükler içinde bocalayan bir leîmim.
Sen sonsuz ihsan sahibi Muhsin’sin, ben ise günah ve kötülük işleyen bir âsiyim.
Sen günahları bol bol bağışlayan Gafûr’sun, ben ise bir günahkârım.
Sen sonsuz azamet ve büyüklük sahibi Azîm’sin, ben ise küçük ve değersiz bir hakîrim.
Sen gerçek kudret ve kuvvet sahibi Kavî’sin, ben ise sınırsız acz içinde bir zaifim.
Sen bağış ve ihsanı veren Mu’tîsin, ben ise lûtuf ve ikramına muhtaç bir dilenciyim.
Sen her türlü zarar ve korkudan uzak Emîn’sin, ben ise maddî ve mânevî korkular içinde biriyim.
Sen cömertlik sahibi Cevâd’sın, ben ise Senin cömertliğine muhtaç bir miskinim.
Sen kullarının duâlarına cevap veren Mucîb’sin, ben ise ise Sana yalvaran duâcıyım.
Sen şifâ veren ŞÃ¢fî’sin, ben ise türlü türlü dertlere mübtelâ bir hastayım.
Öyleyse ise Sen benim günahlarımı affet, hatâlarımı bağışla, hastalıklarıma şifâ ver,
ey bütün kemâl sıfatlarla muttasıf olan Allah,
ey her şeye bedel,her şeye yeten Kâfi,
ey mahlûkatını besleyip büyüten ve mânilerini def’ eden Rab,
ey va’dini mutlaka yerine getiren Vâfi,
ey kullarına pek şefkatli olan Rahîm, ey maddî ve mânevî hastalıklara şifa veren ŞÃ¢fî,
ey ikram ve ihsânı bol olan Kerîm,
ey belâ ve musîbetleri def’ edip âfiyet veren Muâfi!
Benim bütün günahlarımı bağışla, her türlü hastalığa karşı bana âfiyet ver, beni ebediyen rızâna mazhar eyle. Bunu rahmetinle ihsân eyle ey Erhame’r-Râhimîn.
Âmin!