02-08-2012, Saat: 05:16 PM
Okyanusun ortasında dalgalarla boğuşmaya, hep dümeni elimde tutmaya, savaş
vermeye, fırtınaya, şimşeğe alışmışım; güneşin yüzünü göstermesini
yadırgıyorum.
Fark ettim ki; yorgunum çünkü hep tetikte yaşıyorum. Her an kaosa, direnmeye,
mücadeleye hazırım. Kanayan bir yürekle nasıl baş edileceğini biliyorum.
Bilmediğim, tomurcuk veren bir kalple ne yapılacağı?
Seni unutmak; ömrünü hapishanede geçirip bir gün serbest kalmak gibi! Elinde
bavulunla salıverirler hayata hani, açılır hapishanenin büyük demir kapıları,
tel örgülerin ötesini görmek için bir adım atarsın. Arkandan demir kapının sesi
duyulur, şöyle bir dönüp son defa bakarsın. Özgürsün! Git gidebildiğin yere ama
nereye?
Bilmediğin, tanımadığın bir dünyaya, elinde o gereksiz bavulla seyirci
kalırsın. İşte, tam olarak böyle bir şey seni unutmak! Garip geliyor…
İçimde acı ve hüzünle kapladığın o yer, artık boş! Yolcusu henüz inmiş bir
trenin vagonu gibi yorgun ve kirli; ortalığı temizlemeden, havalandırmadan yeni
bir yolculuğa da çıkılmaz ki!
Hem güzel, hem buruk bir tadı var seni unutmanın. Alışkanlıklarından ne zor
vazgeçiyor insan! Sigara gibi, zararlı olduğunu bilirsin ama bırakamazsın.
Aklımın sensiz geçirdiği, saymadığım bilmem kaçıncı gününde ruhumdaki huzura
karşılık, ne yapacağını bilememe duygusunu hissediyorum.
Bunca kanayan geceden sonra, ne mutluluk verici şey seni unutmuş olmak.
Aklımdan çıktın, kalbimden silindin, dilimden düştün! Ve kırıldın!
Candan Ünal
Ne dilimden ne yüreğimden ...
vermeye, fırtınaya, şimşeğe alışmışım; güneşin yüzünü göstermesini
yadırgıyorum.
Fark ettim ki; yorgunum çünkü hep tetikte yaşıyorum. Her an kaosa, direnmeye,
mücadeleye hazırım. Kanayan bir yürekle nasıl baş edileceğini biliyorum.
Bilmediğim, tomurcuk veren bir kalple ne yapılacağı?
Seni unutmak; ömrünü hapishanede geçirip bir gün serbest kalmak gibi! Elinde
bavulunla salıverirler hayata hani, açılır hapishanenin büyük demir kapıları,
tel örgülerin ötesini görmek için bir adım atarsın. Arkandan demir kapının sesi
duyulur, şöyle bir dönüp son defa bakarsın. Özgürsün! Git gidebildiğin yere ama
nereye?
Bilmediğin, tanımadığın bir dünyaya, elinde o gereksiz bavulla seyirci
kalırsın. İşte, tam olarak böyle bir şey seni unutmak! Garip geliyor…
İçimde acı ve hüzünle kapladığın o yer, artık boş! Yolcusu henüz inmiş bir
trenin vagonu gibi yorgun ve kirli; ortalığı temizlemeden, havalandırmadan yeni
bir yolculuğa da çıkılmaz ki!
Hem güzel, hem buruk bir tadı var seni unutmanın. Alışkanlıklarından ne zor
vazgeçiyor insan! Sigara gibi, zararlı olduğunu bilirsin ama bırakamazsın.
Aklımın sensiz geçirdiği, saymadığım bilmem kaçıncı gününde ruhumdaki huzura
karşılık, ne yapacağını bilememe duygusunu hissediyorum.
Bunca kanayan geceden sonra, ne mutluluk verici şey seni unutmuş olmak.
Aklımdan çıktın, kalbimden silindin, dilimden düştün! Ve kırıldın!
Candan Ünal
Ne dilimden ne yüreğimden ...