03-05-2012, Saat: 11:56 PM
Zor geçiyor her şey, sen ve ben olmadan bir ömrü sürdürmek çok zor. Daha sade, daha basit bir yaşam seçmiş olsaydım keşke. En başında, farklı bir kadere razı olsaydım, ne fark ederdi? Acılar kıyaslanır mı?
Bembeyaz bir pasta almıştı dostlarım, hiç bilmediğim insanlardan gelen çiçeklerim vardı. Şarkılarımı söyledim, eğlendik, gece bitti, süs bitti, sahne bitti.. Her tarafı koyu ve ıssız bir sessizlik sardı. Sahne bomboş kaldı… Etrafı düzenledi garsonlar, ışıklar kapandı, o koskoca mekanda elinde çiçeklerle ben yapayalnız kaldım.
Merdivenleri indim topuklu ayakkabılarım, yüzümde akmış makyajımla. Yağmur yağarken yürüdüm bomboş yollarda, gözlerim hep seni aradı. Her an bir yerlerden çıkıp gelecekmişsin gibi, hatırlıyormuşsun gibi umutlandım…
Ben sana öğretmiştim vefayı, biliyorsun sanıyordum. Erdemi, dostluğu, yoldaşlığı öğretmiştim aşktan önce. Belki öğrendiğini saydıklarıma güveniyordu bekleyişim…
Sessiz bir gecede, ıslak, yalnız ve elimde çiçeklerimle yağmurlu caddelerde yürüdüm. Yanımdan geçen araçlardan tuhaf bakan insanlara aldırmadım, ne düşündüklerini umursamadım, sadece yürüdüm.
Ağladım ama sessizce, içime döktüm kan gibi yaşları. Bir yıl daha yaşlanıyorum oysa ve en keyifli zamanlarımdı şimdi, keşke yanımda olsaydın…
Doğum günümdü ve sen yoktun, aslında uzun zamandır yoktun. Yalnız kaldım, ellerim soğudu, yüreğim soğudu.. Sevda bile üstüne bir battaniye çekip uyudu.
Bir ben, bir gece öyle yapayalnız kaldık soğukta. Sen yoktun, soğuktu, anladım ki, kaybolduk! Aslına bakarsan belki de hiç yoktuk…
Candan Ünal
Bembeyaz bir pasta almıştı dostlarım, hiç bilmediğim insanlardan gelen çiçeklerim vardı. Şarkılarımı söyledim, eğlendik, gece bitti, süs bitti, sahne bitti.. Her tarafı koyu ve ıssız bir sessizlik sardı. Sahne bomboş kaldı… Etrafı düzenledi garsonlar, ışıklar kapandı, o koskoca mekanda elinde çiçeklerle ben yapayalnız kaldım.
Merdivenleri indim topuklu ayakkabılarım, yüzümde akmış makyajımla. Yağmur yağarken yürüdüm bomboş yollarda, gözlerim hep seni aradı. Her an bir yerlerden çıkıp gelecekmişsin gibi, hatırlıyormuşsun gibi umutlandım…
Ben sana öğretmiştim vefayı, biliyorsun sanıyordum. Erdemi, dostluğu, yoldaşlığı öğretmiştim aşktan önce. Belki öğrendiğini saydıklarıma güveniyordu bekleyişim…
Sessiz bir gecede, ıslak, yalnız ve elimde çiçeklerimle yağmurlu caddelerde yürüdüm. Yanımdan geçen araçlardan tuhaf bakan insanlara aldırmadım, ne düşündüklerini umursamadım, sadece yürüdüm.
Ağladım ama sessizce, içime döktüm kan gibi yaşları. Bir yıl daha yaşlanıyorum oysa ve en keyifli zamanlarımdı şimdi, keşke yanımda olsaydın…
Doğum günümdü ve sen yoktun, aslında uzun zamandır yoktun. Yalnız kaldım, ellerim soğudu, yüreğim soğudu.. Sevda bile üstüne bir battaniye çekip uyudu.
Bir ben, bir gece öyle yapayalnız kaldık soğukta. Sen yoktun, soğuktu, anladım ki, kaybolduk! Aslına bakarsan belki de hiç yoktuk…
Candan Ünal