03-14-2012, Saat: 12:08 AM
Mangal gibi yürek olacak adam dediğinde. Öyle her patırtıya pabuç bırakmayacak. Bakışından toz olacak, bakışıyla şad olacaksın. Bakmayacaksın beylik laflar etmediğine, bileceksin ki yeri ve zamanı geldiğinde icraatıyla konuşacak.Adam dediğin konuşacağı yerde susup, susacağı yerde konuşmayacak. Az ama öz konuşacak. Kodum mu oturtacak tek bir lafıyla. Sözünü sohbetini dinletecek. Espriyle vakar, ciddiyetle saygı arasındaki çizgiyi ince çizecek. Sesindeki tını dan ayırt edebileceksin sevincini, kederini
Adam dediğin yüce gönüllü olacak. Öyle her koşana, her zorlayana açmayacak yüreğinin kapılarını. İki cicim bicime kanmayacak. Dudaktan dökülenle yürekten akanın ayrımına varabilecek. Yalnız kalmayı becerebilecek. Hayatın her evresinde kendi kendine yetebilecek. Duygusal karmaşalarda hata üstüne hata yapmayacak. Şişenin dibini de görecek gerekirse. Ama illa ki ağzıyla içecek. Acıyı da mutluluğu da Allahına kadar yaşamayı bilecek adam dediğin.
Kendine özgü bir duruşu olacak adam dediğinin. Örneğin merhametle şecaatin, sadakatle ihanetin, cehaletle nedametin ayrımına varabilecek. Söyledikleriyle yaptıkları çelişmeyecek.
Doğal olacak adam dediğin. İşine geldiği gibi davranmayacak. Özü neyse sözü de o olacak. Kırk yerinden eğip bükmeyecek lafı. Söylemeden önce ölçüp biçecek, söylediğinde de sözünün arkasında durmayı bilecek.
Adam dediğinde izzet– i nefis olacak. Midesi değil, yüreği geniş olacak. Kadını önce ana bilecek. Kızına da oğlu kadar evlat diyebilecek. Bacım dediğine meyil etmeyecek. Yar dediğini sahiplenecek. Duracağı yeri de durduracağı yeri de bilecek. Öyle kazanında her şey kaynamayacak.
Sevmeyi bilecek adam dediğin. Aşkın belden aşağıda değil sol yanında olduğunun farkında olacak. Ruhundaki tek korku sevdiğini incitmek, kaybetmek olacak. Yar yâdına düşende yaprak gibi titreyecek.
Adam dediğin haysiyetli olacak. ‘’Ben erkeğim yaparım!’’, demeyecek. Namusun bacak arasında değil yürekle beyin arasındaki o devasa arena da olduğunu bilecek. Sapla samanı karıştırmayacak. Yürekte başka, parmakta başka yüzük taşımayacak. Bir gönüle iki Leyla sığdırmaya kalkacak kadar aptal olmayacak.
Adam dediğin zeki olacak ve ikinci kez kandırılamayacak kadar da akıllı. Kadınca entrikaları yemeyecek. Bir lafı anlatana kadar kırk deveyi hendekten atlatmayacaksın. Sen konuşurken yüzüne bakacak. Sustuklarını da gözlerinden okuyacak.
Adam dediğin ağlamaktan korkmayacak. Takılmayacak öyle erkek dediğin….safsatalarına. Vara yoğa değil elbette. Ama ağlamanın kadına değil, insana özgü bir davranış olduğunun da bilincinde olacak. Gocunmadan ağlayacak gerektiğinde.
Adam dediğin derin olacak. Derinliklerinde gezinebilecek, lakin kaybolmayacaksın. En bildiğini sandığın şeyi aslında hiç bilmediğini gösterecek kadar derin olacak. Ve başını döndürecek kadar gizemli. Bileceksin ki bir okyanusta yüzüyorsun. Her kulaç atışında enginlere yol alacaksın. Unutmayacaksın muhteşem güzelliklere gidilen yolda yunuslar da var köpek balıkları da. Onun seni kaybetmekten korktuğu kadar sende korkacaksın yitirmekten. Aidiyet sınırına tecavüz etmeden bağlı kalacaksın.
Okuyacak adam dediğin ama öyle laf olsun diye değil, bilinçli okuyacak. Elif i görünce övendere sanmayacak. Sadece tarzını değil bilakis tarzı olmayanı da okuyacak ki duruşunun hakkını verebilsin. Küçük veya büyük bir kütüphanesi olacak örneğin ve her konuda az çok söyleyebileceği bir sözü. Amma velâkin şiire Fransız kalmayacak. Ya yazacak ya okuyacak ya da dinlemekten keyif alacak.
Adam dediğin utanmayı bilecek. Arın, edebin insana mahsus meziyetler olduğunu aklından çıkarmayacak. Erkeklik kisvesine sığınıp her şeyin mubah olduğu yanlışına düşmeyecek. Dejenere olmayacak adam dediğin. Biraz çocuk, biraz baba, biraz abi, çokça da sevgili olacak. Amma illa ki biraz ukala olacak. Farkının farkındalığından kaynaklanan, küstahlık sınırına asla dayanmayan, zekâ ve aklın birleşiminden mürekkep ukalalıklar biçilmiş kaftan gibi cuk diye oturacak üzerine. Ve sen ukalalığın böylesine şık duruşuna şapka çıkaracaksın.
Adam dediğin kale gibi duracak. Korkmadan dönebileceksin arkanı. Bileceksin ki, o vurursa alnının ortasından vurur. Sırtından değil.. Cümle âlem tersini iddia etse de, o öyle diyorsa öyle olduğuna şeksiz şüphesiz inanacaksın. Aklın sadece özlediğin için onda olacak. Nerdedir, kiminledir krizlerine girmeyeceksin. Bilecek sin ki nerede olursa olsun seninledir.
Adam dediğinin detayları olacak. Senin bile farkında olmadığın ayrıntıları fark edecek. Şaşırtmayı da, şımartmayı da bilecek. Her haliyle içine sinecek, her halinle içine sindiğini bilmenin huzurunu duyacaksın
Adam dediğin;
Sarılacağı ve saracağı
Koşacağı ve duracağı
İşiteceği ve duyacağı
Bakacağı ve göreceği
Dinleyeceği ve anlayacağı
Sezeceği ve bileceği
Gideceği ve kalacağı zamanın ayrımında olacak
Erkek olarak doğmak yazgıdır elbette. Ama adam olabilmektedir marifet. Her erkek adam değildir. Fakat her adam da sadece erkek değildir. Tıpkı,her kadının ana olamadığı gibi..
Çünkü adam olmak, aslında insan olmaktır.
Bu yüzdendir
Adam gibi adama da, adam gibi kadın gerekir..
Adam dediğin yüce gönüllü olacak. Öyle her koşana, her zorlayana açmayacak yüreğinin kapılarını. İki cicim bicime kanmayacak. Dudaktan dökülenle yürekten akanın ayrımına varabilecek. Yalnız kalmayı becerebilecek. Hayatın her evresinde kendi kendine yetebilecek. Duygusal karmaşalarda hata üstüne hata yapmayacak. Şişenin dibini de görecek gerekirse. Ama illa ki ağzıyla içecek. Acıyı da mutluluğu da Allahına kadar yaşamayı bilecek adam dediğin.
Kendine özgü bir duruşu olacak adam dediğinin. Örneğin merhametle şecaatin, sadakatle ihanetin, cehaletle nedametin ayrımına varabilecek. Söyledikleriyle yaptıkları çelişmeyecek.
Doğal olacak adam dediğin. İşine geldiği gibi davranmayacak. Özü neyse sözü de o olacak. Kırk yerinden eğip bükmeyecek lafı. Söylemeden önce ölçüp biçecek, söylediğinde de sözünün arkasında durmayı bilecek.
Adam dediğinde izzet– i nefis olacak. Midesi değil, yüreği geniş olacak. Kadını önce ana bilecek. Kızına da oğlu kadar evlat diyebilecek. Bacım dediğine meyil etmeyecek. Yar dediğini sahiplenecek. Duracağı yeri de durduracağı yeri de bilecek. Öyle kazanında her şey kaynamayacak.
Sevmeyi bilecek adam dediğin. Aşkın belden aşağıda değil sol yanında olduğunun farkında olacak. Ruhundaki tek korku sevdiğini incitmek, kaybetmek olacak. Yar yâdına düşende yaprak gibi titreyecek.
Adam dediğin haysiyetli olacak. ‘’Ben erkeğim yaparım!’’, demeyecek. Namusun bacak arasında değil yürekle beyin arasındaki o devasa arena da olduğunu bilecek. Sapla samanı karıştırmayacak. Yürekte başka, parmakta başka yüzük taşımayacak. Bir gönüle iki Leyla sığdırmaya kalkacak kadar aptal olmayacak.
Adam dediğin zeki olacak ve ikinci kez kandırılamayacak kadar da akıllı. Kadınca entrikaları yemeyecek. Bir lafı anlatana kadar kırk deveyi hendekten atlatmayacaksın. Sen konuşurken yüzüne bakacak. Sustuklarını da gözlerinden okuyacak.
Adam dediğin ağlamaktan korkmayacak. Takılmayacak öyle erkek dediğin….safsatalarına. Vara yoğa değil elbette. Ama ağlamanın kadına değil, insana özgü bir davranış olduğunun da bilincinde olacak. Gocunmadan ağlayacak gerektiğinde.
Adam dediğin derin olacak. Derinliklerinde gezinebilecek, lakin kaybolmayacaksın. En bildiğini sandığın şeyi aslında hiç bilmediğini gösterecek kadar derin olacak. Ve başını döndürecek kadar gizemli. Bileceksin ki bir okyanusta yüzüyorsun. Her kulaç atışında enginlere yol alacaksın. Unutmayacaksın muhteşem güzelliklere gidilen yolda yunuslar da var köpek balıkları da. Onun seni kaybetmekten korktuğu kadar sende korkacaksın yitirmekten. Aidiyet sınırına tecavüz etmeden bağlı kalacaksın.
Okuyacak adam dediğin ama öyle laf olsun diye değil, bilinçli okuyacak. Elif i görünce övendere sanmayacak. Sadece tarzını değil bilakis tarzı olmayanı da okuyacak ki duruşunun hakkını verebilsin. Küçük veya büyük bir kütüphanesi olacak örneğin ve her konuda az çok söyleyebileceği bir sözü. Amma velâkin şiire Fransız kalmayacak. Ya yazacak ya okuyacak ya da dinlemekten keyif alacak.
Adam dediğin utanmayı bilecek. Arın, edebin insana mahsus meziyetler olduğunu aklından çıkarmayacak. Erkeklik kisvesine sığınıp her şeyin mubah olduğu yanlışına düşmeyecek. Dejenere olmayacak adam dediğin. Biraz çocuk, biraz baba, biraz abi, çokça da sevgili olacak. Amma illa ki biraz ukala olacak. Farkının farkındalığından kaynaklanan, küstahlık sınırına asla dayanmayan, zekâ ve aklın birleşiminden mürekkep ukalalıklar biçilmiş kaftan gibi cuk diye oturacak üzerine. Ve sen ukalalığın böylesine şık duruşuna şapka çıkaracaksın.
Adam dediğin kale gibi duracak. Korkmadan dönebileceksin arkanı. Bileceksin ki, o vurursa alnının ortasından vurur. Sırtından değil.. Cümle âlem tersini iddia etse de, o öyle diyorsa öyle olduğuna şeksiz şüphesiz inanacaksın. Aklın sadece özlediğin için onda olacak. Nerdedir, kiminledir krizlerine girmeyeceksin. Bilecek sin ki nerede olursa olsun seninledir.
Adam dediğinin detayları olacak. Senin bile farkında olmadığın ayrıntıları fark edecek. Şaşırtmayı da, şımartmayı da bilecek. Her haliyle içine sinecek, her halinle içine sindiğini bilmenin huzurunu duyacaksın
Adam dediğin;
Sarılacağı ve saracağı
Koşacağı ve duracağı
İşiteceği ve duyacağı
Bakacağı ve göreceği
Dinleyeceği ve anlayacağı
Sezeceği ve bileceği
Gideceği ve kalacağı zamanın ayrımında olacak
Erkek olarak doğmak yazgıdır elbette. Ama adam olabilmektedir marifet. Her erkek adam değildir. Fakat her adam da sadece erkek değildir. Tıpkı,her kadının ana olamadığı gibi..
Çünkü adam olmak, aslında insan olmaktır.
Bu yüzdendir
Adam gibi adama da, adam gibi kadın gerekir..