04-05-2012, Saat: 09:59 PM
Bir ask için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan,
için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında
hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir ise yaramayacaktır.
Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır.
Hani ağzınla kus tutsan "Bu kusun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile
karsılaşabilirsin. İki ucu keskin bıçaktır bu isin. Yaptıklarınla değil
yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler
yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz.
Sen, "Ama senin için sunu yaptım" derken o, "sunu yapmadın" diye cevap
verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir
iddiayla karsılaşacaksındır. Üzülme, sen askı yaşanması gerektiği gibi yasadın.
Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın.
''Peki, o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur askta. Sen aşkını doya
yasarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yasıyorsa
ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin
ki onun için? Hayati ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü
sonuna kadar yasasın.
Her zamanki gibi yasayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu.
Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir
zaman bir tek kişiye bağlamadın ki... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.
Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında
gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. Yine içeceksin rakını
baliğin yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğüde cabası...
Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.
Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini
unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter
ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek
güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik
bitkiler değil, günesin çiçekleri dolduracak yüreğini...
Nazım Hikmet
için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında
hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir ise yaramayacaktır.
Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır.
Hani ağzınla kus tutsan "Bu kusun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile
karsılaşabilirsin. İki ucu keskin bıçaktır bu isin. Yaptıklarınla değil
yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler
yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz.
Sen, "Ama senin için sunu yaptım" derken o, "sunu yapmadın" diye cevap
verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir
iddiayla karsılaşacaksındır. Üzülme, sen askı yaşanması gerektiği gibi yasadın.
Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın.
''Peki, o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur askta. Sen aşkını doya
yasarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yasıyorsa
ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin
ki onun için? Hayati ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü
sonuna kadar yasasın.
Her zamanki gibi yasayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu.
Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir
zaman bir tek kişiye bağlamadın ki... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.
Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında
gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. Yine içeceksin rakını
baliğin yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğüde cabası...
Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.
Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini
unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter
ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek
güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik
bitkiler değil, günesin çiçekleri dolduracak yüreğini...
Nazım Hikmet