05-02-2012, Saat: 04:08 PM
[video=youtube]
http://www.youtube.com/watch?v=oAX4scJotqg [/video]
Son 30 yıldır hareketsizlik ve dengesiz beslenme, yorgunluğun görülme sıklığını artıran en önemli iki sebep… Önemsenmeyen yorgunluk belirtileri eş-dost-arkadaş tavsiyesi sonrasında alınan ilaç veya takviyelerle giderilmeye çalışılır. Oysa bu bir hatadır…
Aile Hekimi Dr. Murat Berksoy, “ Yorgunluk tanısının uzman tarafından konulması gerekir. Çünkü ilk evrede vücudun enerjiye yani daha çok aminoaside ihtiyacı olabilir. Vitamine değil. Çevre tavsiyesiyle alınan yanlış ilaç veya takviyeler rahatsızlığın zaman içinde kronik hastalığa dönüşmesine sebep olabilir†dedi.
Günümüzde ‘yorgunluk’ artık hastalık olarak kabul ediliyor. Yapılan araştırma sonuçlarına göre; zaman içinde sinsice ilerleyip kronikleşen yorgunluk kişinin aile, okul, iş ve sosyal yaşamını olumsuz etkilediği için boşanma, işte-derste başarısızlık hatta trafikte ölümle sonuçlanan kazalara sebep oluyor. Oysa zamanında önlem alınıp, tedavi edilebilse tüm bunları engellemek mümkün. Son 30 yıldır hareketsizlik ve dengesiz beslenmenin yorgunluğun görülme sıklığını artıran en önemli iki sebep olduğunu vurgulayan Aile Hekimi Dr. Murat Berksoy, şunları söyledi:“Yorgunluğa yönelik çözüm öneren vitamin-mineral ağırlıklı takviyeler vardır. Bu tip takviyeler enerjiden ziyade genel vücut sağlığına hizmet etmektedir. Kendini yorgun hisseden kişinin enerjiye yani daha çok aminoaside ihtiyacı vardır. Vitamine değil. Günlük enerji miktarını yükseltmek üzere doğrudan enerji metabolizması üzerine çalışan ve enerjinin en alt birimi olan ATP miktarını artırmaya yönelik takviyelerin kullanılması önerilebilir. Eş-dost-arkadaş tavsiyesiyle alınan takviyeler rahatsızlığın zaman içinde kronik hastalığa dönüşmesine sebep olabilir. Bu konuda mutlaka uzman doktorun yönlendirmesine ihtiyaç duyulmalıdır.â€
Yorgunluk iş gücünü nasıl etkiler?
Yorgunluk sendromunun vücutta yaptığı değişikliklerle çalışan kişilerde gün boyunca isteksizlik, konsantrasyon eksikliği, uykuya meyil, çabuk yorulma gibi fiziksel sorunlar oluşturduğunu ifade eden Dr. Murat Berksoy, “ Bu durum iş verimliliğini olumsuz yönde etkilemekle beraber iletişim becerilerini de azaltır. İşe geç kalan, işte bitkin olan, verimliliği azalan çalışanlar etrafındaki diğer çalışanların işgücünü de olumsuz etkiler adeta virüs gibi belirtiler işyerinde yaygınlaşabilir. Yorgunluk yaşam kalitesinde düşüşe sebep olmakla beraber iletişimde oluşturduğu güçlükler sonucu kişiler arasına çatışmalar ayrılıklara dostlukların, ortaklıkların bozulmasına birlikte çalışma ahenginin olumsuz yönde değişmesine sebep olmaktadır.†dedi.
* Yorgunluğun çözümünde aminoasitlerin rolü var mıdır?
Açıklamalarında yorgunluğun çözümünde aminoasitlerin rolüne de değinen Dr. Murat Berksoy; “Uzman bir doktor tarafından yapılan fiziksel muayene ve laboratuar testleri ile saptanmış sorunların tedavisi sırasında uygun dozda uygun süre vitamin, mineral, aminoasit gibi desteklerin yararı olmakla birlikte gelecekte yaşanacak sorunların önlenebilmesi için yaşam biçimi değişikliklerine ihtiyaç vardır. Bu desteklerden yararlanırken uzman doktorların düzenli kontrollerinin sağlanması ile kalıcı çözümlere ulaşılabilir. Ayrıca L-Karnitin başta olmak üzere, L-Arjinin, L-Glutamin, L-Treonin, L-Serin ve Vitamin B12 gibi bileşenlerin sinerjik aktivitesi; hücresel enerji üretimini artırmaya ve nöronal membranların bütünlüğünü sağlamaya katkıda bulunur. Dolayısıyla bu bileşenler, fiziksel ve zihinsel yorgunluk durumlarında geçici olarak azalan enerjinin yerine konmasına yardımcı olur ve böylece sabah başlayan gün boyu süren yorgunlukların önüne geçmek mümkündür.†dedi.
*Antibiyotik ve antidepresan ilaç kullanımı yorgunluğa sebep mi?
Uykusuzluk, stresli çalışma ortamı, zorlu iş ilişkileri, sık geçirilen enfeksiyon, yoğun kullanılan antibiyotik ve antidepresan gibi ilaçların kişide kronik yorgunluk belirtilerini harekete geçirebileceğini belirten Berksoy sözlerine şöyle devam etti: “Sık kullanılan antibiyotikler bağışıklık sisteminin en önemli kısımlarından florayı bozar, antidepresanlar ve diğer ilaçlar da böbreküstü bezlerindeki hormon salınımını etkiler. Bunlar da yorgunluğa sebep olabilir.â€
http://www.youtube.com/watch?v=oAX4scJotqg [/video]
Son 30 yıldır hareketsizlik ve dengesiz beslenme, yorgunluğun görülme sıklığını artıran en önemli iki sebep… Önemsenmeyen yorgunluk belirtileri eş-dost-arkadaş tavsiyesi sonrasında alınan ilaç veya takviyelerle giderilmeye çalışılır. Oysa bu bir hatadır…
Aile Hekimi Dr. Murat Berksoy, “ Yorgunluk tanısının uzman tarafından konulması gerekir. Çünkü ilk evrede vücudun enerjiye yani daha çok aminoaside ihtiyacı olabilir. Vitamine değil. Çevre tavsiyesiyle alınan yanlış ilaç veya takviyeler rahatsızlığın zaman içinde kronik hastalığa dönüşmesine sebep olabilir†dedi.
Günümüzde ‘yorgunluk’ artık hastalık olarak kabul ediliyor. Yapılan araştırma sonuçlarına göre; zaman içinde sinsice ilerleyip kronikleşen yorgunluk kişinin aile, okul, iş ve sosyal yaşamını olumsuz etkilediği için boşanma, işte-derste başarısızlık hatta trafikte ölümle sonuçlanan kazalara sebep oluyor. Oysa zamanında önlem alınıp, tedavi edilebilse tüm bunları engellemek mümkün. Son 30 yıldır hareketsizlik ve dengesiz beslenmenin yorgunluğun görülme sıklığını artıran en önemli iki sebep olduğunu vurgulayan Aile Hekimi Dr. Murat Berksoy, şunları söyledi:“Yorgunluğa yönelik çözüm öneren vitamin-mineral ağırlıklı takviyeler vardır. Bu tip takviyeler enerjiden ziyade genel vücut sağlığına hizmet etmektedir. Kendini yorgun hisseden kişinin enerjiye yani daha çok aminoaside ihtiyacı vardır. Vitamine değil. Günlük enerji miktarını yükseltmek üzere doğrudan enerji metabolizması üzerine çalışan ve enerjinin en alt birimi olan ATP miktarını artırmaya yönelik takviyelerin kullanılması önerilebilir. Eş-dost-arkadaş tavsiyesiyle alınan takviyeler rahatsızlığın zaman içinde kronik hastalığa dönüşmesine sebep olabilir. Bu konuda mutlaka uzman doktorun yönlendirmesine ihtiyaç duyulmalıdır.â€
Yorgunluk iş gücünü nasıl etkiler?
Yorgunluk sendromunun vücutta yaptığı değişikliklerle çalışan kişilerde gün boyunca isteksizlik, konsantrasyon eksikliği, uykuya meyil, çabuk yorulma gibi fiziksel sorunlar oluşturduğunu ifade eden Dr. Murat Berksoy, “ Bu durum iş verimliliğini olumsuz yönde etkilemekle beraber iletişim becerilerini de azaltır. İşe geç kalan, işte bitkin olan, verimliliği azalan çalışanlar etrafındaki diğer çalışanların işgücünü de olumsuz etkiler adeta virüs gibi belirtiler işyerinde yaygınlaşabilir. Yorgunluk yaşam kalitesinde düşüşe sebep olmakla beraber iletişimde oluşturduğu güçlükler sonucu kişiler arasına çatışmalar ayrılıklara dostlukların, ortaklıkların bozulmasına birlikte çalışma ahenginin olumsuz yönde değişmesine sebep olmaktadır.†dedi.
* Yorgunluğun çözümünde aminoasitlerin rolü var mıdır?
Açıklamalarında yorgunluğun çözümünde aminoasitlerin rolüne de değinen Dr. Murat Berksoy; “Uzman bir doktor tarafından yapılan fiziksel muayene ve laboratuar testleri ile saptanmış sorunların tedavisi sırasında uygun dozda uygun süre vitamin, mineral, aminoasit gibi desteklerin yararı olmakla birlikte gelecekte yaşanacak sorunların önlenebilmesi için yaşam biçimi değişikliklerine ihtiyaç vardır. Bu desteklerden yararlanırken uzman doktorların düzenli kontrollerinin sağlanması ile kalıcı çözümlere ulaşılabilir. Ayrıca L-Karnitin başta olmak üzere, L-Arjinin, L-Glutamin, L-Treonin, L-Serin ve Vitamin B12 gibi bileşenlerin sinerjik aktivitesi; hücresel enerji üretimini artırmaya ve nöronal membranların bütünlüğünü sağlamaya katkıda bulunur. Dolayısıyla bu bileşenler, fiziksel ve zihinsel yorgunluk durumlarında geçici olarak azalan enerjinin yerine konmasına yardımcı olur ve böylece sabah başlayan gün boyu süren yorgunlukların önüne geçmek mümkündür.†dedi.
*Antibiyotik ve antidepresan ilaç kullanımı yorgunluğa sebep mi?
Uykusuzluk, stresli çalışma ortamı, zorlu iş ilişkileri, sık geçirilen enfeksiyon, yoğun kullanılan antibiyotik ve antidepresan gibi ilaçların kişide kronik yorgunluk belirtilerini harekete geçirebileceğini belirten Berksoy sözlerine şöyle devam etti: “Sık kullanılan antibiyotikler bağışıklık sisteminin en önemli kısımlarından florayı bozar, antidepresanlar ve diğer ilaçlar da böbreküstü bezlerindeki hormon salınımını etkiler. Bunlar da yorgunluğa sebep olabilir.â€