05-07-2012, Saat: 11:19 AM
Uzun uzun yazmak diyorum,
Sebepli sebepsiz,mantıklı saçma...
Sorgulamaksızın hiç kimseyi,sorgulamaksızın hiçbirşeyi.
Sade ve sadece hissetmek,hissettiğimi kaleme dökmek...
Sensiz geçirdiğim bu akşamdan sana sesleniyorum
Seni çok özledim...
Seni görmediğim,sesini duymadığım anlar bu dünya çekilmez geliyor bana.
Yüreğim sıkışıyor,kalbim acıyor...
Gözyaşlarım aktığında silenim olmuyor
Yada omzuna yaslanıp ağlayabileceğim biri..
YOK...
Hep yokluğunu yaşıyorum,hep sensizliği yaşıyorum.
Seni çok özledim..
Sensiz geçen her dakika,
Daha doğrusu sensiz geçirmeye çalıştığım her dakika hayatımda bir boşlukmuş gibi geliyor bana.
Sanki,
Sanki hayatım bir kitapta o sayfalar eksikmiş gibi..
Sanki tüm bu yaşadıklarım bir hikayeymişte,hikayenin bir bölümü eksikmiş gib.
Hasret diyorlar bunun adına.
Bense ölüm diyorum..
Çünkü sensiz kalmak ölüme,
Ölümse sensizliğe eşdeğer benim nazarımda...
Anlatmaya çalışıyorum sana beni.
Sensizken neler yaptığımı,neler yaşadığımı..
Ama olmuyor..
Sanki kalemim ne yazacağını biliyormuş gibi kendiliğinden akıyor.
Aklımın sesini hiç dinlemiyor,yüreğimin söylediklerininse bir harfini bile kaçırmıyor...
Seni, evet seni çok seviyorum be gülüm..
Şimdi yanında olmayı,gözlerinin içine bakıp,ellerini tutup
Seni ne kadar çok sevdiğimi yüreğine haykırmak isterdim..
Sonra ürkek bir kedi gibi göğsüne yaslanıp bir daha hiç ayrılmamacasına sıkı sıkı sarılmak sana..
Kulağına şarkılar fısıldamak isterdim.
Sonra yanında olduğum halde seni ne kadar çok özlediğimi anlatır
Ve şimdiki çaresizliğimi,sensizliğimi
Sensizliğimde neler çektiğimi sana iyice hissettirirdim ki
Benden asla vazgeçeme diye..
He sabah huzurla kalkıyorum yatağımdan.
Çünkü hala orada senin olduğun duygusu var içimde.
Sanki oraya gidince karşıma sen çıkacakmışsın gibi..
Ama yoksun...
O an içimden bir şey kopuyor sanki..
Hıncını kayalardan alırcasına kayalara çarpan deniz gibi bende kendime kızıyorum
Nedenini sorma bir tanem...
Çünkü inan bende bilmiyorum...
Kendime çiçekler alıyorum,
Tek başıma sahile iniyorum ve herşeyi tek başıma yapıyorum.
Bu öyle zorki...
Sonra seni düşünüyorum İstanbul a karşı
Senin için koskoca İstanbul u karşıma alıyorum
Çünkü, çünkü ben seni İstanbul dan daha büyük bir aşkla seviyorum...
İstanbul da şimdi akşam,hatta gece bile diyebilirim.
Bu saatlerde daha bir hüzün,daha bir sensizlik sarıyor yüreğimi
İçim titriyor..
Şimdi diyorum "O" olmalıydı,
Şimdi "BİZ" olmalıydık...
Korkuyorum gülüm.
Seni bu kadar çok severken,
Sana böyle delicesine aşıkken sensiz kalmaktan korkuyorum.
"Ya!" diyorum dönünce benden vazgeçersen,
Ya döndüğünde senden vazgeçersem...
Ya biterse içimizde birşeyler...
"Bitmez" de bana
"Ne ben senden vazgeçerim,ne de sen benden vazgeçersin" de..
"Beni senden ancak ölüm ayırır" de.
Eğer bu yazdıklarımın içinde seni kıran,inciten yada üzen bir şey olduysa
Ve eğerki saçmaladıysam sakın bana kızma,kırılma...
Unutmaki bunların hepsi sana olan sevgimden,hepsi heyecanımdan ve hepsi sana olan sonsuz sevdamdandır Gülüm.
.''Gönderilmemiş aşk mektupları''.
Sebepli sebepsiz,mantıklı saçma...
Sorgulamaksızın hiç kimseyi,sorgulamaksızın hiçbirşeyi.
Sade ve sadece hissetmek,hissettiğimi kaleme dökmek...
Sensiz geçirdiğim bu akşamdan sana sesleniyorum
Seni çok özledim...
Seni görmediğim,sesini duymadığım anlar bu dünya çekilmez geliyor bana.
Yüreğim sıkışıyor,kalbim acıyor...
Gözyaşlarım aktığında silenim olmuyor
Yada omzuna yaslanıp ağlayabileceğim biri..
YOK...
Hep yokluğunu yaşıyorum,hep sensizliği yaşıyorum.
Seni çok özledim..
Sensiz geçen her dakika,
Daha doğrusu sensiz geçirmeye çalıştığım her dakika hayatımda bir boşlukmuş gibi geliyor bana.
Sanki,
Sanki hayatım bir kitapta o sayfalar eksikmiş gibi..
Sanki tüm bu yaşadıklarım bir hikayeymişte,hikayenin bir bölümü eksikmiş gib.
Hasret diyorlar bunun adına.
Bense ölüm diyorum..
Çünkü sensiz kalmak ölüme,
Ölümse sensizliğe eşdeğer benim nazarımda...
Anlatmaya çalışıyorum sana beni.
Sensizken neler yaptığımı,neler yaşadığımı..
Ama olmuyor..
Sanki kalemim ne yazacağını biliyormuş gibi kendiliğinden akıyor.
Aklımın sesini hiç dinlemiyor,yüreğimin söylediklerininse bir harfini bile kaçırmıyor...
Seni, evet seni çok seviyorum be gülüm..
Şimdi yanında olmayı,gözlerinin içine bakıp,ellerini tutup
Seni ne kadar çok sevdiğimi yüreğine haykırmak isterdim..
Sonra ürkek bir kedi gibi göğsüne yaslanıp bir daha hiç ayrılmamacasına sıkı sıkı sarılmak sana..
Kulağına şarkılar fısıldamak isterdim.
Sonra yanında olduğum halde seni ne kadar çok özlediğimi anlatır
Ve şimdiki çaresizliğimi,sensizliğimi
Sensizliğimde neler çektiğimi sana iyice hissettirirdim ki
Benden asla vazgeçeme diye..
He sabah huzurla kalkıyorum yatağımdan.
Çünkü hala orada senin olduğun duygusu var içimde.
Sanki oraya gidince karşıma sen çıkacakmışsın gibi..
Ama yoksun...
O an içimden bir şey kopuyor sanki..
Hıncını kayalardan alırcasına kayalara çarpan deniz gibi bende kendime kızıyorum
Nedenini sorma bir tanem...
Çünkü inan bende bilmiyorum...
Kendime çiçekler alıyorum,
Tek başıma sahile iniyorum ve herşeyi tek başıma yapıyorum.
Bu öyle zorki...
Sonra seni düşünüyorum İstanbul a karşı
Senin için koskoca İstanbul u karşıma alıyorum
Çünkü, çünkü ben seni İstanbul dan daha büyük bir aşkla seviyorum...
İstanbul da şimdi akşam,hatta gece bile diyebilirim.
Bu saatlerde daha bir hüzün,daha bir sensizlik sarıyor yüreğimi
İçim titriyor..
Şimdi diyorum "O" olmalıydı,
Şimdi "BİZ" olmalıydık...
Korkuyorum gülüm.
Seni bu kadar çok severken,
Sana böyle delicesine aşıkken sensiz kalmaktan korkuyorum.
"Ya!" diyorum dönünce benden vazgeçersen,
Ya döndüğünde senden vazgeçersem...
Ya biterse içimizde birşeyler...
"Bitmez" de bana
"Ne ben senden vazgeçerim,ne de sen benden vazgeçersin" de..
"Beni senden ancak ölüm ayırır" de.
Eğer bu yazdıklarımın içinde seni kıran,inciten yada üzen bir şey olduysa
Ve eğerki saçmaladıysam sakın bana kızma,kırılma...
Unutmaki bunların hepsi sana olan sevgimden,hepsi heyecanımdan ve hepsi sana olan sonsuz sevdamdandır Gülüm.
.''Gönderilmemiş aşk mektupları''.