11-02-2015, Saat: 09:23 AM
Ve Sen Gidiyorsun…
Elimde değil sana mani olabilmek. Ama gücüm olsaydı eğer, ben hep sende kalırdım. Müebbet yediğimi sanarak mutluluğun ilk deneylerini yaparken gözlerinde, gözbebeklerinden yansıyan huzuru yaşarken; Engizisyonist davrandın, bak gidiyorsun işte…
Ne senli olabilirdim, ne de sensiz. Senli hayat bana ilk saklambaç oynadığım gün gibi geliyordu. O mutsuz ve karamsar adamın içi içine sığmıyordu hani, sanki pamuk bira-midye yapmışım Kordon’da ya da sen bana candan kere Canım demişsin. Hepsi aynı…
Sen bilemezsin sensizken dizlerimi karnıma çekip oturakaldığımı, odanın en sessiz yerinde sessizliği bozmadan ağladığımı. Çünkü sen bilemezsin benim hep sessizlikten ve sensizlikten korktuğumu. Ama nerden bileceksin sessizliğin bana ölümü hatırlattığını ve sensizliğin ölümün daniskası olduğunu; Doğru bilemezsin!…
Hatalıyım biliyorum. Bazen benim bile kendime tahammülüm kalmadığında seni hatırlıyorum. Çünkü seni gerçekten hakketmişmiydim, sen gerçekten sevmişmiydin, şimdi gecenin bir yarısında uykumu bölmüş neden bunları düşünüyorum? Hiç bir fikrim yok. Benden daha iyilerine layıksın yalanını boşverirsek senin de söyleyecek sözün yok!
Öyleyse uğurlar ola…
Araf’tayım sevgili, hangi taraftayım bilemezsin
Kapılar açılır eğer sen açmasını bilirsen ya da sen ne kadarını görüyorsan dünya o kadarcıktır. Kurrduğun hayaller genişletir sana ait dünyanın dikenli sınırlarını. Ben o tellerin dışındayım sevgili, sana diktatoryanda mutluluklar!…
Valizin elinde, son vedanı yapıyorsun. Bütün dünya aynı anda başımın üzerinde zıplıyor ve sen gidiyorsun…
Şimdi dinle sevgili;
Sana and olsun bu kalem bir daha adının harflerini bir araya getirirse; O kalemi doldurdukları mürekkep balığının ………
Elimde değil sana mani olabilmek. Ama gücüm olsaydı eğer, ben hep sende kalırdım. Müebbet yediğimi sanarak mutluluğun ilk deneylerini yaparken gözlerinde, gözbebeklerinden yansıyan huzuru yaşarken; Engizisyonist davrandın, bak gidiyorsun işte…
Ne senli olabilirdim, ne de sensiz. Senli hayat bana ilk saklambaç oynadığım gün gibi geliyordu. O mutsuz ve karamsar adamın içi içine sığmıyordu hani, sanki pamuk bira-midye yapmışım Kordon’da ya da sen bana candan kere Canım demişsin. Hepsi aynı…
Sen bilemezsin sensizken dizlerimi karnıma çekip oturakaldığımı, odanın en sessiz yerinde sessizliği bozmadan ağladığımı. Çünkü sen bilemezsin benim hep sessizlikten ve sensizlikten korktuğumu. Ama nerden bileceksin sessizliğin bana ölümü hatırlattığını ve sensizliğin ölümün daniskası olduğunu; Doğru bilemezsin!…
Hatalıyım biliyorum. Bazen benim bile kendime tahammülüm kalmadığında seni hatırlıyorum. Çünkü seni gerçekten hakketmişmiydim, sen gerçekten sevmişmiydin, şimdi gecenin bir yarısında uykumu bölmüş neden bunları düşünüyorum? Hiç bir fikrim yok. Benden daha iyilerine layıksın yalanını boşverirsek senin de söyleyecek sözün yok!
Öyleyse uğurlar ola…
Araf’tayım sevgili, hangi taraftayım bilemezsin
Kapılar açılır eğer sen açmasını bilirsen ya da sen ne kadarını görüyorsan dünya o kadarcıktır. Kurrduğun hayaller genişletir sana ait dünyanın dikenli sınırlarını. Ben o tellerin dışındayım sevgili, sana diktatoryanda mutluluklar!…
Valizin elinde, son vedanı yapıyorsun. Bütün dünya aynı anda başımın üzerinde zıplıyor ve sen gidiyorsun…
Şimdi dinle sevgili;
Sana and olsun bu kalem bir daha adının harflerini bir araya getirirse; O kalemi doldurdukları mürekkep balığının ………