06-17-2016, Saat: 10:08 AM
Sisli puslu geçmişten yazıyorum sana
Okumayacağını yada okusan bile anlamayacağını bilerek
Çok şey değişti hayatımda, sen gittiğinden beri
Aslında değişen objeler mi ? insanlar mı ? yoksa ben miyim ?
Tüm soruları cevapsız bırakarak kendimi rüzgara teslim ettim.
Ne kadar çok ela gözlü insan varmış sen gidince anladım
Gözlerinin bana özel olduğunu sandığım için, galba öyle gelirdi.
Ne kadar çok kahve rengi gözler varmış meğer
Kendi gözlerime aynada bakmaktan vazgeçtiğimde anladım.
Merak ediyor musun ? bilmiyorum ama söylemeden edemeyeceğim
Gittiğinde çok üzüldüm ağladım, sızladım ve sana hakkımı helal ettim
Tek bir şey söyledim rabbim onu bildiği gibi yap seni ve aileni allaha havale ettim.
Senden sonra hiç gülmeyeceğim, hiç güvenmeyeceğim sandım ama yanıldım
Çok şey öğrendim senden ve ailenden
Karşıma kim çıktıysa önce ben dedim ben böyleyim ya böyle kabul edersin yada defolup gidersin
Kaybetmekten korkmadım, çünkü insan kaybettikçe daha çok şey öğreniyormuş
Kimse bulunmayan hit kumaşı değil ya..
Değiştim. Önce ruhen sonra fiziken
Şimdilerde daha bir çocuk ruhum
Fiziğim artık zayıf görenler şaşkın
Senden kalan ne varsa attım tıpkı senin yaptığın gibi
Hoşcakalla noktaladığın şiirlerim gibi
Sonra suskunluğunla yıktığın ben gibi
Herşey artık karanlık bomboş bir odada
Şiirlerimin şekli bile değişti
Ben büyüdüm artık
Sense küçüldün
hatırlıyor musun ?
O sinema salonunu
O Şemsiye altında yürümemizi
O şarkıyı
Mektupları
Sabırsız bekleyişlerimi
Ve işte geldim seni uğurladığım son yere tren garına
Hatırlasan ne değişir ki
Hiç bir şey
Artık hiç bir şey demek için bile geç
Şimdi ben yeniden istanbul’u fethediyorum
Merak etme sana kızgın değilim
Aksine sana minnettarım bana özgürlüğümü yaşamayı verdiğin için
Şimdi beni tanırmısın ? anlarmısın bilmem
hadi eyvallah.
Okumayacağını yada okusan bile anlamayacağını bilerek
Çok şey değişti hayatımda, sen gittiğinden beri
Aslında değişen objeler mi ? insanlar mı ? yoksa ben miyim ?
Tüm soruları cevapsız bırakarak kendimi rüzgara teslim ettim.
Ne kadar çok ela gözlü insan varmış sen gidince anladım
Gözlerinin bana özel olduğunu sandığım için, galba öyle gelirdi.
Ne kadar çok kahve rengi gözler varmış meğer
Kendi gözlerime aynada bakmaktan vazgeçtiğimde anladım.
Merak ediyor musun ? bilmiyorum ama söylemeden edemeyeceğim
Gittiğinde çok üzüldüm ağladım, sızladım ve sana hakkımı helal ettim
Tek bir şey söyledim rabbim onu bildiği gibi yap seni ve aileni allaha havale ettim.
Senden sonra hiç gülmeyeceğim, hiç güvenmeyeceğim sandım ama yanıldım
Çok şey öğrendim senden ve ailenden
Karşıma kim çıktıysa önce ben dedim ben böyleyim ya böyle kabul edersin yada defolup gidersin
Kaybetmekten korkmadım, çünkü insan kaybettikçe daha çok şey öğreniyormuş
Kimse bulunmayan hit kumaşı değil ya..
Değiştim. Önce ruhen sonra fiziken
Şimdilerde daha bir çocuk ruhum
Fiziğim artık zayıf görenler şaşkın
Senden kalan ne varsa attım tıpkı senin yaptığın gibi
Hoşcakalla noktaladığın şiirlerim gibi
Sonra suskunluğunla yıktığın ben gibi
Herşey artık karanlık bomboş bir odada
Şiirlerimin şekli bile değişti
Ben büyüdüm artık
Sense küçüldün
hatırlıyor musun ?
O sinema salonunu
O Şemsiye altında yürümemizi
O şarkıyı
Mektupları
Sabırsız bekleyişlerimi
Ve işte geldim seni uğurladığım son yere tren garına
Hatırlasan ne değişir ki
Hiç bir şey
Artık hiç bir şey demek için bile geç
Şimdi ben yeniden istanbul’u fethediyorum
Merak etme sana kızgın değilim
Aksine sana minnettarım bana özgürlüğümü yaşamayı verdiğin için
Şimdi beni tanırmısın ? anlarmısın bilmem
hadi eyvallah.