Nasıl bir bulutsun sen yağdıkça kendime getiriyorsun beni.
nasil ki çakan simseklerin ışığında sevgi parçacıklarını görebiliyorum sayende.
kendimi anlayamadığım bir noktanın neden üzerine basıyorsun,
her gözümü kapadığımda..
nasıl bir gök gürlemesi bu, içimde kopardığın.
gürültü degil de sessizligin haykırışı sanki..
çok diledim diye mi geldin sen..? yoksa kimse yokken, varsın diye mi görebiliyorum yüzünü..?
oysa ki ben yalnızdim, yalnızlığımla yürüyordum yolumda..
düslerimin efendisi yine yalnızlığımdı..
neden geldin yerlestin hemen düslerimin konağına.
ne biliyorsun oraya layik olup olmadığını..
ne biliyorsun bir düs kadar gerçek olup olmadığını..
ne zaman seni dinlesem kendimi dinliyor gibi oluyorum.
sanki diger yanımsın.. yüregin yüregime öyle yakin ki; yoklugunu bile hissedebiliyorum...
hiç varlıgını tanımamıs oldugum halde..
nereden biliyorsun topragımın yagmurlarına ihtiyaci oldugunu, karanlığımıın simşeklerinle son buldugunu,
gürlemelerinle yüreğimin tutuldugunu, nereden biliyorsun..?
hiç dokunmadım ki uzattığın ele..
sıkı sıkı tuttugum da ne öyleyse..
uzandığımda yakalayamamaktan korktugum,
yakaladığımda sıcacık bulduğum,
ısındığımda çözüldügüm ellerin neden uzandı dünyama..
ne güzel yalnızdım ben.. korktum yoktu gidenler için..
ne güzel duygularım uyuyordu yüregimde.. neden uyandırdın onları gecenin bir yarısı..?
ya bir daha uyumazlarsa..!
ya toprağım yağmurların olmadan varolmazsa..!
düsündün mü hiç bir düs gibi girerken gerçeklerime.. neden bekliyorum olmadığın zamanlarda seni..!
oysa ki;
zaten yoksun sen zaten hiç tanımamısım hayatımdan soluklanmanı..
senden gördüklerim, görmeyi hep beklediklerim, beklediklerim ise hiç görmediklerim..
benim topragım
ask yagmurundan mahrum kalalı çok oldu, çöle döndü..
yoksa bol suyun,
hiç yağma..
dayanamam sonra..!
bırak uyusun duygularım eger uykusuz yaşatacak kadar yüregin yoksa..!!!
nasil ki çakan simseklerin ışığında sevgi parçacıklarını görebiliyorum sayende.
kendimi anlayamadığım bir noktanın neden üzerine basıyorsun,
her gözümü kapadığımda..
nasıl bir gök gürlemesi bu, içimde kopardığın.
gürültü degil de sessizligin haykırışı sanki..
çok diledim diye mi geldin sen..? yoksa kimse yokken, varsın diye mi görebiliyorum yüzünü..?
oysa ki ben yalnızdim, yalnızlığımla yürüyordum yolumda..
düslerimin efendisi yine yalnızlığımdı..
neden geldin yerlestin hemen düslerimin konağına.
ne biliyorsun oraya layik olup olmadığını..
ne biliyorsun bir düs kadar gerçek olup olmadığını..
ne zaman seni dinlesem kendimi dinliyor gibi oluyorum.
sanki diger yanımsın.. yüregin yüregime öyle yakin ki; yoklugunu bile hissedebiliyorum...
hiç varlıgını tanımamıs oldugum halde..
nereden biliyorsun topragımın yagmurlarına ihtiyaci oldugunu, karanlığımıın simşeklerinle son buldugunu,
gürlemelerinle yüreğimin tutuldugunu, nereden biliyorsun..?
hiç dokunmadım ki uzattığın ele..
sıkı sıkı tuttugum da ne öyleyse..
uzandığımda yakalayamamaktan korktugum,
yakaladığımda sıcacık bulduğum,
ısındığımda çözüldügüm ellerin neden uzandı dünyama..
ne güzel yalnızdım ben.. korktum yoktu gidenler için..
ne güzel duygularım uyuyordu yüregimde.. neden uyandırdın onları gecenin bir yarısı..?
ya bir daha uyumazlarsa..!
ya toprağım yağmurların olmadan varolmazsa..!
düsündün mü hiç bir düs gibi girerken gerçeklerime.. neden bekliyorum olmadığın zamanlarda seni..!
oysa ki;
zaten yoksun sen zaten hiç tanımamısım hayatımdan soluklanmanı..
senden gördüklerim, görmeyi hep beklediklerim, beklediklerim ise hiç görmediklerim..
benim topragım
ask yagmurundan mahrum kalalı çok oldu, çöle döndü..
yoksa bol suyun,
hiç yağma..
dayanamam sonra..!
bırak uyusun duygularım eger uykusuz yaşatacak kadar yüregin yoksa..!!!