Sana Gitmeler banaysa sevmeler yakıştı..
Geldin mi?
…
Geldin mi?
…
Geldin
…
Geldin mi?
…
Geldin
sandım!
Terk etti odamı yar güneş ve renkler.
Senden sefaya hasretim, cefalar yeter!
Bir lokma ekmek değil, su değil and isteğim…
Bir seda ver, bir fer ol, bir gel yeter!
İsli, sisli, pis, puslu bir odada seni beklemek(?)
Yüreğimden kan sızıyor, yardım et!
Döneceğine inandırarak gitmiştin. Ben vedaların vuslata gebe olmadığını ispatlamaya çalışırken, galip gelmiştin düşünceme. Ahh, ne erinçti bu yüreğime.
İş bölümü yapmıştık. Sen gidecektin, ben seni bekleyecektim, sen gelecektin, ben seni sevecektim…
Geçti…
Ne kadar zaman oldu bilmiyorum. Lakin; aklım başımdan, söz dilimden, ferim gözlerimden, kokun tenimden geçti. Tahta kuraları çerçeveleri yedi bitirdi, hayalin de beni.
Parmak uçlarında yüreğimin, nazlı sevdanla bekledim. Takvimlerden kışın eksileceğini haber ederken güzden kalma hüzünler, ne kadar kara varsa sildim. İlmek ilmek umut işledim seni beklerken. Ben vedaların vuslata gebe olmadığını ispatlamaya çalışırken, galip gelmiştin düşünceme.
Geçti…
Bir çiçekli bahar,
Bir sıcak yaz,
Bir serin hazan…
Bir sıcak yaz,
Bir serin hazan…
Sırada ne var?
Ben vedaların vuslata gebe olmadığını ispatlamaya çalışırken, sen yenildin düşünceme. Hiç bir doğru beni bu kadar acıtmadı…
Geldin
sandım!
Ki geldin de… Yüreğinin en kuytu köşesinde aşk diye bir şey vardı. Bulamıyorum şimdilerde.
Ki geldin de… Yüreğinin en kuytu köşesinde aşk diye bir şey vardı. Bulamıyorum şimdilerde.
Yani şimdi, sen geldin mi? Geldin sandım?...