Gözlerini özledi gözlerim...
Kokunu...
Sesini...
Tenini...
Seni...
Seni özledi yüreğim...
Her sabah kuşlar getirirdi düşlerii bana;kanat çırpışlarına kulak kesilir,birden kalkardım yatağımdan hatırlıyorumda...
Her geldiklerinde ve ben her duyduğumda seslerini,sen gelirdin aklıma sevdiğim...
En güzel düşümdün çünkü benim...
Çünkü kuşlar seni getirirdi bana...
Gözlerini özledi gözlerim...
Kokunu...
Sesini...
Tenini...
Seni...
Seni özledi yüreğim...
..................
Sevdiğim...
Ne çok özlemişim demeyi sana...
Sevdiğim,
Sen...
Sen,
Sevdiğim....
Ah!.. Ne çok özlemişim...
...............
Sisler inmeye başladı her gecenin sabaha karıştığı vakitlerde yatağıma...
Kuşlar mı ölüyordu yoksa ben miydim ölen bilmiyordum...
Sisler beni yatağıma mahkum ediordu ve ben her sabah bir kuşu yitiriyordum yatağımın başucunda...
Sen her adım attığında uzaklara, benim penceremdeki bir kuş daha yokoluyor; düşlerim gidişinle karanlığa karışıyordu sevdiğim...
Senin her adımında kanatları kırılıyordu kuşlarımın ve boynu bükük düşüyorlardı yatağımın kenarına...
Ben...
Esir sislerin arasında...
Gözyaşlarım sessiz sessiz akıyor sevdiğim...
Senin susuşunmu mi sel oluyor yoksa başucumdaki ölü kuşlara mı bilmiyorum..
Gözyaşlarım sessiz sessiz akıyor sevdiğim...
Senin ayak seslerini...
Senin sesini duya duya...
...........
Gitme demedin hiç ardımdan...
Sessizce dinledim susuşunu...
Sessizce bekledim gelmeni...
Ama sen...
Sen hiç gelmedin...
Ve ben...
Ben hep bekledim..
.........
Gözlerin düşlerimdi...
Düşlerim kuşlarda...
Kuşlarım ölü...
Düşlerim karanlıklarda...
Gitme demedin hiç..
sustum ve bekledim..
Giteme demeni diledim...
Ama sen susutun...
Ve ben...
Bittim...
Gözlerine inandığım, bu yazı sana...
Bekliyorum aynı yerde seni...
Elimde kuşlarım bekliyorum, Belki yine kanat çırparlar diye umut ediyorum...
Belki...
Belki getirirler kanat çırparak seni bana...
Yada...
Sen gelir canlandırırsın onları,düşlerimi hediye edersin bana...
Kokunu...
Sesini...
Tenini...
Seni...
Seni özledi yüreğim...
Her sabah kuşlar getirirdi düşlerii bana;kanat çırpışlarına kulak kesilir,birden kalkardım yatağımdan hatırlıyorumda...
Her geldiklerinde ve ben her duyduğumda seslerini,sen gelirdin aklıma sevdiğim...
En güzel düşümdün çünkü benim...
Çünkü kuşlar seni getirirdi bana...
Gözlerini özledi gözlerim...
Kokunu...
Sesini...
Tenini...
Seni...
Seni özledi yüreğim...
..................
Sevdiğim...
Ne çok özlemişim demeyi sana...
Sevdiğim,
Sen...
Sen,
Sevdiğim....
Ah!.. Ne çok özlemişim...
...............
Sisler inmeye başladı her gecenin sabaha karıştığı vakitlerde yatağıma...
Kuşlar mı ölüyordu yoksa ben miydim ölen bilmiyordum...
Sisler beni yatağıma mahkum ediordu ve ben her sabah bir kuşu yitiriyordum yatağımın başucunda...
Sen her adım attığında uzaklara, benim penceremdeki bir kuş daha yokoluyor; düşlerim gidişinle karanlığa karışıyordu sevdiğim...
Senin her adımında kanatları kırılıyordu kuşlarımın ve boynu bükük düşüyorlardı yatağımın kenarına...
Ben...
Esir sislerin arasında...
Gözyaşlarım sessiz sessiz akıyor sevdiğim...
Senin susuşunmu mi sel oluyor yoksa başucumdaki ölü kuşlara mı bilmiyorum..
Gözyaşlarım sessiz sessiz akıyor sevdiğim...
Senin ayak seslerini...
Senin sesini duya duya...
...........
Gitme demedin hiç ardımdan...
Sessizce dinledim susuşunu...
Sessizce bekledim gelmeni...
Ama sen...
Sen hiç gelmedin...
Ve ben...
Ben hep bekledim..
.........
Gözlerin düşlerimdi...
Düşlerim kuşlarda...
Kuşlarım ölü...
Düşlerim karanlıklarda...
Gitme demedin hiç..
sustum ve bekledim..
Giteme demeni diledim...
Ama sen susutun...
Ve ben...
Bittim...
Gözlerine inandığım, bu yazı sana...
Bekliyorum aynı yerde seni...
Elimde kuşlarım bekliyorum, Belki yine kanat çırparlar diye umut ediyorum...
Belki...
Belki getirirler kanat çırparak seni bana...
Yada...
Sen gelir canlandırırsın onları,düşlerimi hediye edersin bana...