Yüreklerimiz mahzunken, acıları evlat edinmişken, hayata tedirgin gözlerle bakarken bulmuştuk birbirimizi. Yaralarımızı sardık, umutlandık. Bir daha hiç bulamacağız dediğimiz aşkı yakaladık. Çocuklar gibi sevindik ve deliler gibi sevdik. Yollar sana gelirken hep kısa, senden ayrılırken hep uzundu. Seninleyken yaşardım, sadece seni yaşardım. Böyle yakındık ya birbirimize, bu aşk hiç bitmez sanırdım.
Bir sevdayı büyütmek hiç kolay değildir yar, daha baştan "Benim sevdam büyük olmalı..." demiştim de "Korkutamazsın beni..." diye cevap vermiştin. Ben sevdamı adım adım büyütürken, sen kaçış planları yapıyormuşsun. Ayın karanlık yüzüne doğru kalkmışsında, ben fark edememişim. Gerçekten korktun, bu büyük sevdanın altında ezilmekten korktun. Beni, benim seni sevdiğim gibi sevmekten korktun. Suçlamıyorum seni, kimi sevsem, kime açsam yüreğimi aynı şeyi yaşıyorum, şaşırmıyorum.
Sözlerin çınlıyor kulağımda, "Seni sevmediğim gün ölüyüm ben..." deyişin geliyor aklıma. Yağmurlu bir gündü ve tepeden tırnağa sırılsıklamdık ikimizde. Boğaz'ın kıyısında sarılıp bana, sağa sola sallanırken söylemiştin bu sözü. Sonra da eklemiştin; " Ben yağmurda dans etmek için seni beklemişim meğerse..."