Yar... bakma gözlerime öyle..Göremezsin orada savaştan öte bir şey.Okunmaz bende mutluluğun izi..Saçlarımdan süzülür ayrılığın tadı.Gitmeler yer tutmuştur yüreğimde, hasret delip geçmekte ruhumu..
Ve aklım terk etti beni, senin ardından..
Yar...susma bana öyle , bir şey de..gel de geleyim, git de gideyim.Ama batırma içime bu sessizliği..
şimdi hangi şehre sığınırım, hangi kapılarda bulurum izini…
Hayat küsmüş, seninle basıyor üstüme, ölüm uzuyor içimdeki yollara. Ve ben yavaş yavaş düşüyorum gidişine astığın uçuruma… Şimdi ne okunur, ucuna kan bıraktığın dudağımda. Gözlerime yuva yapmış hüzün kırıkları, bata çıka yaşıyorum bu koca yalnızlığı…En keskin susmalarda öldürdün beni,harflerimi de adıma gömdün. Kara yazılarda okudum hikayemi..
Duvarlarda çürüdü parmak uçlarım.Soğuk bir hücre ayazına gömdüm, yüzümde açan gölgeni…
Yar... durma öyle uzakta, öteden estirme ayrılık rüzgarını.Hazan değdirme yaralarıma.Şimdi yalvarışlar dizilmiştir gözlerime, yüzüme bir bıçak gibi bakma ! Vurma içime bu soğuk sabahı.Unut gecenin en derin yaralarını.Varlığınla ört yüreğimi, uykuma geçit ver.Solgun düşler derledim yarına, saklımda büyüttüm ismini..
Yokuşlara dayanmaz ömrüm,idam et bu ayrılığı.
Yol ver gideyim, içimin en titrek yanına seni nöbet bileyim.hem daha mı çok benden kanayan yaraların?Bir yol ver,bir şey de ama susma !
İniltisinden durulmaz yoksa bu ayrılığın.Ve dokunmaz ellerim sana, sen aldırmasan da…
Gözlerindeki kor acıtmasın yüreğimi, ben unuttururum varlığımı…
Yar... yakma bu sonbahar düşkünü hayatımı,gömerim geçmişe adımı.Ama bitmesin bu ayrılığın son mısraları.Çünkü bu ;yarası içinde saklı bir bedenin son
duaları