Bir otobüsün camından seyrediyorum sensiz bu şehri..
Kulağıma ezan sesleri doluyor bir yandan motor gürültüleri.
Sanki herkes bana bakıyor, sanki herkes seni nasıl kaybedebildiğimle alay ediyor..
Gri havada sıcak bir güneş ve sokak kokuları sinmiş üstüme.. Hepsi sana benziyor.
Hepsi sessiz, hepsi gürültülü ve hepsi yanlışlarında beni kaybediyor..
Şimdi bir yağmur bastırsa bu aldatıcı mart sıcağında gerçekler ortaya çıksa..
Tıpkı senin gibi toz pembe gözlüklerin önüne düşen simsiyah yağmur damlaları..
Sevgililer birbirine sarılsa ve birbirlerini koruyamadıklarını ve hiç bir zaman koruyamayacaklarını farketse hayatın bu aniliklerinde..
Ortaya çıksa evde, güvende, kendinle olmanın güzelliği..
Yalnızlığın bir düğüm değil, bir makas olduğu anlaşılsa tüm düğümleri tek tek kesen.
Ve seni kaybettiğimi haykırmasa otobüsteki insanlar, bu motor sesleri, bu arabesk şarkılar..
Her denize baktığımda deymese gözlerin gözlerimeve bu kadar İstanbul´a benzemesen sen..
Dört bir yanı güzel, dört bir yanı nefes kesen, dört bir yanı deniz gibi görünen..
Karaya vurdum ben..
Şimdi hangi vapur geçse boğazdan hepsi adaya kalkıyor sevgili, hepsi bize kalkıyor..
Ya sen varsın içinde ya ben..
Hepsi hatıralara mesken olmuş, hepsi bizi çağırıyor..
Turan Amca öldü mü kaldı mı bu aldatıcı martta ıslandı mı yoksa..
Deniz seni anlatıyor, otobüs seni, İstanbul zaten sen..
Hiç birşey [b]eskisi gibi değil ve olmayacak biliyorum..
Sadece biraz sussa şu insanlar, motor sesleri kalbime değil kulağıma gelse, ve her bir siluet denizde sana benzemese..
Biz sussak biraz, aşk sussa.. İçimde bir yerlerde kanayan yarım kalınmışlıklar ve sahtelikleri başkaları duymasa..
Bir anda çıksan hayatımdan ya da dönsen bir anda.. Turan Amca´da üzülmese, ada vapurunda bizi bekleyen martılarda, o güzelim denizde.. Bir yanım sensizliğin altıncı ayında seni unutmaya yüz tutmuşken, bir yanım içimden hiç çıkmamanı istemese..
Biraz sussa şu insanlar, ben biraz sussam..
Ya da hep konuşsak..
İstanbul gibi..
Sen gibi..
Deli yanım gibi..[/b]
Aylin Bilgin
Mart 2008