Fast-food yemeğe alıştığımız gibi, ilişkileri de hızlı tüketmeye başladık. Armut pişsin, ağzımıza düşsün istiyoruz. Tüm ilişkileri teknolojik hıza göre ayarlamaya başladık. Aşkımız, dostluklarımız, sevişmelerimiz, ne varsa yaşamı anlamlı kılan, hepsi hızla tüketilmek üzere mönü haline gelmiş.
Paket program seviyoruz. Ne kadar ödeyeceğimizi ve gelecek olanın içeriğini bilelim istiyoruz. Ben sana 2 aylık sevgili olacağım, sen karşılığında ne vereceksin? Önce sevişelim, tenimiz uyuşursa bakarız, ilişkiyi götürebilecek miyiz? Bana bir gecelik ilişki + telefon numarası, yanında büyük boy seksi kadın verir misiniz? Lütfen paket olsun, evde yiyeceğim.
Emek vermeye ne oldu? Kim kaldırdı aşkın üzerindeki fedakarlığı? Bana kendinden bahseder misin? “Sen bahset, ben bu arada gece seni nasıl eve atarım, onu düşüneyim. İnan, dinliyormuş gibi yapacağım, aradaki farkı anlayamayacaksın. Kaç kişiyi dinliyormuş gibi yaptım ben, antrenmanlıyım. Zaten hepiniz aynı şeyi anlatıyorsunuz. Aynı soruları sorunca muhabbet su gibi akıp gidiyor.” İşte bana kendinden bahseder misin cümlesinin altı bunlarla dolu. Ne üzücü değil mi?
Bir de yeni moda çıkmış. Beyler arasında da yayılmış. Kadını etkileyen cümlelerden biri olarak hepsinin diline yerleşmiş. “ Sen farklı bir kadınsın. İçinde bir kız çocuğu gizli ama bunu kimseye göstermiyorsun. Ben o içindeki kadını gördüm.” Bunun benzeri cümleler, trend olmuş. Kadın da sanıyor ki, karşısındaki adam çok dolu. Bir anda adamla ilgili fikirleri değişiyor. Aman dikkat, bu tuzağa düşmeyin!
Kendimi anlatmamı isteyen herkesten köşe bucak kaçıyorum. Zaman geçirmeden, paylaşmadan hatta bazen paylaşarak bile birini tanımak mümkün değil. Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim tadındaki, keyifsiz, sığ, içi dolmayan muhabbetler, sadece hedefe giden bir yol. Gerçekten tanımak isteyen adam, zaman ayırır. Farklı ortamlara birlikte gider, karşısındaki kadını gözlemler. Onun duruşundan, konuşmasından, yediğinden, içtiğinden bir takım fikirler elde eder. Tartar, irdeler, hakkında çaktırmadan bilgi alır. Arkadaşlarını, ailesini, nasıl bir hayat yaşadığını adım adım öğrenir.
Aşkı gelişinden tanırsınız. Gerçekten size uygun ve doğru yüreği bulduğunuz zaman, bunu hissedersiniz. Aşk dediğin bağıra bağıra gelir. Tepeden düşen çığ gibi, vakit geçtikçe büyür. O yüzden sonunda aşk olur mu acaba diye zaman harcamayın. Geldiğinde anlarsınız.Aşk asla bu cümleyle başlamaz: Bana biraz kendinden bahseder misin?
Paket program seviyoruz. Ne kadar ödeyeceğimizi ve gelecek olanın içeriğini bilelim istiyoruz. Ben sana 2 aylık sevgili olacağım, sen karşılığında ne vereceksin? Önce sevişelim, tenimiz uyuşursa bakarız, ilişkiyi götürebilecek miyiz? Bana bir gecelik ilişki + telefon numarası, yanında büyük boy seksi kadın verir misiniz? Lütfen paket olsun, evde yiyeceğim.
Emek vermeye ne oldu? Kim kaldırdı aşkın üzerindeki fedakarlığı? Bana kendinden bahseder misin? “Sen bahset, ben bu arada gece seni nasıl eve atarım, onu düşüneyim. İnan, dinliyormuş gibi yapacağım, aradaki farkı anlayamayacaksın. Kaç kişiyi dinliyormuş gibi yaptım ben, antrenmanlıyım. Zaten hepiniz aynı şeyi anlatıyorsunuz. Aynı soruları sorunca muhabbet su gibi akıp gidiyor.” İşte bana kendinden bahseder misin cümlesinin altı bunlarla dolu. Ne üzücü değil mi?
Bir de yeni moda çıkmış. Beyler arasında da yayılmış. Kadını etkileyen cümlelerden biri olarak hepsinin diline yerleşmiş. “ Sen farklı bir kadınsın. İçinde bir kız çocuğu gizli ama bunu kimseye göstermiyorsun. Ben o içindeki kadını gördüm.” Bunun benzeri cümleler, trend olmuş. Kadın da sanıyor ki, karşısındaki adam çok dolu. Bir anda adamla ilgili fikirleri değişiyor. Aman dikkat, bu tuzağa düşmeyin!
Kendimi anlatmamı isteyen herkesten köşe bucak kaçıyorum. Zaman geçirmeden, paylaşmadan hatta bazen paylaşarak bile birini tanımak mümkün değil. Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim tadındaki, keyifsiz, sığ, içi dolmayan muhabbetler, sadece hedefe giden bir yol. Gerçekten tanımak isteyen adam, zaman ayırır. Farklı ortamlara birlikte gider, karşısındaki kadını gözlemler. Onun duruşundan, konuşmasından, yediğinden, içtiğinden bir takım fikirler elde eder. Tartar, irdeler, hakkında çaktırmadan bilgi alır. Arkadaşlarını, ailesini, nasıl bir hayat yaşadığını adım adım öğrenir.
Aşkı gelişinden tanırsınız. Gerçekten size uygun ve doğru yüreği bulduğunuz zaman, bunu hissedersiniz. Aşk dediğin bağıra bağıra gelir. Tepeden düşen çığ gibi, vakit geçtikçe büyür. O yüzden sonunda aşk olur mu acaba diye zaman harcamayın. Geldiğinde anlarsınız.Aşk asla bu cümleyle başlamaz: Bana biraz kendinden bahseder misin?