Sonsuzluktan Geldim Sana…
Çok uzaklardan geldim yüreğine. Kapılarını açtın bana . Sana geldim sonsuzluktan. Senden önce uzun yollar aştım. Düştüm hayatın basamaklarından , düştüğüm yerlerden hep tek başıma kalktım. Düştüğümde yanımda ne sen vardın nede eller… Ama düştüğüm yerlerden kalktığımda sen vardın yanımda…
Sorgun yoktu bana , sualinde olmamıştı. Geçmiş sana göre karıştırılmaması gereken bir yaşanmışlıktı ve hiç önemi yoktu senin için. Sende sevmiştin beni kayıtsızca şartsızca. Eğemenlik kurmuştuk yüreklerimizde. Sana geldiğimde aslında basamaklarının en son adımındaydı yüreğim. Son basamaklardan bile inmiştim. Artık suya batmaktaydı hayallerim. Meleksi çocukluğum denizlere doğru adım adım yürümekteydi. Yüzme bilmeyen saflığım tertemizliğim onu kirletenlere inat adım adım yürüyordu denizlere ….. Boğulmayı göze almıştım artık..
Sonra en umulmadık anda sen çıktın karşıma. Belki son demde sevgimi hak eden sendin. Ellerimden tuttun. Tek tek indiğim basamakları , aslında hiç yabancısı olmadığım basamakları tek tek çıktık beraberce. Gerçekten çok sevdim seni yürekli çocuk… Hala seviyorum.. Biliyorumki sonsuza kadar seveceğim. Belki böyle Aşklar çok gerilerde kaldı. Belkide böylesine sevenler Aptal aşık sanıldı. Üzerimize ne etiket yapıştırılırsa yapıştırılsın. Ben seni seviyorum… Hep seveceğim…
Sonsuzluğum bildim seni. Biliyorum bu ömürden sonra bir hayat daha var . Sonum seninle işlediğim tüm günahlarımdan yanmak olsada cehennemlerde. Allah’ım bir gün affedecek beni biliyorum. Günahkar bir kulum ben, günahların kucağında yoğrulmuş. Cehennemden çıktığı ilk gün ki ruhum yine benim sözümü dinlerse sonsuzluğumuzla beraber seninle, sende bu yürek. Sonsuzluğumsun sen. Fani bu dünya, yalan biliyorum … biliyorsun. Ben seni sonsuz dünyam için sevdim. Bu dünyada canansın sadece . Ahiretimde ise CAN’sın… Önce can demişler bilirmisin yar önce can demişler…
Sonsuzluğumda CANIM’sın.
Sen.
SONSUZLUKTA BEKLENENSİN SEN…
Çok uzaklardan geldim yüreğine. Kapılarını açtın bana . Sana geldim sonsuzluktan. Senden önce uzun yollar aştım. Düştüm hayatın basamaklarından , düştüğüm yerlerden hep tek başıma kalktım. Düştüğümde yanımda ne sen vardın nede eller… Ama düştüğüm yerlerden kalktığımda sen vardın yanımda…
Sorgun yoktu bana , sualinde olmamıştı. Geçmiş sana göre karıştırılmaması gereken bir yaşanmışlıktı ve hiç önemi yoktu senin için. Sende sevmiştin beni kayıtsızca şartsızca. Eğemenlik kurmuştuk yüreklerimizde. Sana geldiğimde aslında basamaklarının en son adımındaydı yüreğim. Son basamaklardan bile inmiştim. Artık suya batmaktaydı hayallerim. Meleksi çocukluğum denizlere doğru adım adım yürümekteydi. Yüzme bilmeyen saflığım tertemizliğim onu kirletenlere inat adım adım yürüyordu denizlere ….. Boğulmayı göze almıştım artık..
Sonra en umulmadık anda sen çıktın karşıma. Belki son demde sevgimi hak eden sendin. Ellerimden tuttun. Tek tek indiğim basamakları , aslında hiç yabancısı olmadığım basamakları tek tek çıktık beraberce. Gerçekten çok sevdim seni yürekli çocuk… Hala seviyorum.. Biliyorumki sonsuza kadar seveceğim. Belki böyle Aşklar çok gerilerde kaldı. Belkide böylesine sevenler Aptal aşık sanıldı. Üzerimize ne etiket yapıştırılırsa yapıştırılsın. Ben seni seviyorum… Hep seveceğim…
Sonsuzluğum bildim seni. Biliyorum bu ömürden sonra bir hayat daha var . Sonum seninle işlediğim tüm günahlarımdan yanmak olsada cehennemlerde. Allah’ım bir gün affedecek beni biliyorum. Günahkar bir kulum ben, günahların kucağında yoğrulmuş. Cehennemden çıktığı ilk gün ki ruhum yine benim sözümü dinlerse sonsuzluğumuzla beraber seninle, sende bu yürek. Sonsuzluğumsun sen. Fani bu dünya, yalan biliyorum … biliyorsun. Ben seni sonsuz dünyam için sevdim. Bu dünyada canansın sadece . Ahiretimde ise CAN’sın… Önce can demişler bilirmisin yar önce can demişler…
Sonsuzluğumda CANIM’sın.
Sen.
SONSUZLUKTA BEKLENENSİN SEN…