- Vuruldum aşk tan vaktinde yaralarıma sardın gönül bayrağını.
Gönül mazgalından sızan ince hislerin akışına kapıldım. Bir kopuş yaşadım aşktan. Aşk kendinden kopmayı çoğaltmaktır.Tininde sobelendim, tenini hiç düşlemeden.
-Seni sevdiğim her karışa surlar ördüm, en büyük Çin Seddim sensin.
Aşkla kaplandı seni sevdiğim her yer. Sözlerimle özlerim arasında büyür imgesel yüceliş. Felsefi lirakalar yazıyorum sana.
-Biraz benden derin, biraz senden serin akıyor .
-Ağlayış risalende damlaların aşkın zemzemi olmuş. Ben gönül kabeni henüz yıkamadım. Müşrik de değilim. Seni tavafa geleceğim.
-Gün _ve ahlarımdan arınmak için
- Legal bir kavuşma istedim ,illegal eylemlerine son vermeni istedim ayrı kaldığın her andan.
-Her damlanı kurşun gibi akıttın sensiz nadaslarımı. Benim yüreğimin ovasında sevgi toprağı bitmez. Göz yaşların erozyon için akıyor durmadan.
- Canlı bomba olan tutkularım varken, bütün kutsi efsunlarda adıma şifreli harfler bulunurken,beni senden kim ayırtabilir ki Süveyda.
-Beni sevmediğini ihbarcımdan öğrendim. Külliyen yalan, sen beni kendinden çok seviyorsun. Pembe yalanların perisi olarak etek salama bensiz dillere.
-Sevgim, bitti demişsin. Hangi sevgi, hangi seviliş, hangi seviş biter ki gülüm.
-Ellere gönül telini verip eskiz türkülerimi besteleme. Kavuşamadığımız her kavuştakta seni çalıyor dünya ve aşk.
-Etinle yüzleştiğim günlerin sıcağını anımsadım. Tin il tenin arasında seni en derin manalarda düşünceye sordum
-Parçalanmaya muktedir bir gönül atomudur dediler.
O senin can kırıklarınla imha olmuş durumda. Senin onun en güvenli yaşadığın Nagazaki’sine ,Hiroşomas’ına iki atom atmışsın.
İki atom gece yaşattığın bir gönül seni nasıl affeder dedir sufle.
-Şimdi sığınağı bile olmayan can şehrindeyim. Sürekli sana acıyan dünyama bombaların yağıyor.
-Filistinli bir çocuk gibiyim. Her yanım karmakarışık meçhuller.
-Acıyan gözlerle gelmeni bekliyorum, Kudüs duvarına yazdığım dizeleri okumuşsudur, beni anlamışsındır diye bir dakikanı istedim .
- İmzasız tüm dizelerimi gönül postana yolladım. Kırgın kapını çaldı pişman olmuş postacılarım. Zilin mi bozuktu, yoksa, ruhunun tüm zerrelerine ihanetimin kanseri seni sarmış mı?
- İşgal gecelerinde basıldığım arzu kapanında yalnız beni suçlu olarak görme büyük aşkların kraliçesi.
-Hep sıfır çekmiş olabilirim, hep yanında sıfır bile olamayan güzellerin gözlerinde geceler batırmış olabilirim. Bir zamanlar aşkın küffarı olarak yaşamış olabilirim ; ama şunu bil ki ben senin tutku cennetinden hiç gitmedim. Kevserlerinden hep içtim, hep senli dualarda büyüdüm.Şimdi “0”rh negatif aşk kanına ihtiyacım var.
-Senin canın kanıyor, senin gönlün kanıyor, senin gidişin kanıyor, senin gelemeyişin kanıyor.
-Acil bir sen lazım Süveyda.
- Öylesine yoktun, öylesine vardın, öylesine gittin. Bu son muhtıranın sabahında seni aradım; ama sen tanklarını yürüttün ikimizin yaşadığı aşk yurduna.
-Benim aşk halkıma artık böyle devrik inatlarla gelme. Bot giyen gönül erinçlerine güvenme.
- Apoletlerin rüzgarında eslerini yollama can yaralarıma. Ben bilincin, mavzeriyim. Kendini vurma , ucuz oyunlarla.
-Gayrı devir değişti. Hep sevdiklerimleyim. Hep bilincin şurasındayım. Hep derin sızıların sıçanları özümün mutfağındaki en asil şeyler yiyecek değil ya.
- Bu sana bir intihar manifestosu değil, bu sana aşka toparlanış gülüm.
-Bu vatan, bu kalp, bu senli acılarıma bundan böyle kimse oyun oynayamaz Süveyda.
- Sen kelepçeleri derdine vurdun. Ben yalın bir tarihin aşk kadimiyim.
Senin ilk çalıştığın Sincan’da yirmi sekiz şubattan arta kalan tank yollarına gül ektim.
-Ben kanayan yarama gül ekerim, ben bilgeliğin, ben güzel dünyaların, ben sevginin soydaşı, Yunus ve Mevlan’nın aşk aynasındayım.
- Seni tarıyorum güzelliklere, yeniden gelmelere.
Ruhu her tene düşen lepra kokulu bir kadının teninde beni
sistemin terk edilmişi olarak atma.
- Ben ruhunla sevişmekteyim, beni ten kokulu etlerin gecelerine atmadan gel.
- Saçlarının beyazlarında, suçlarının kara mağaralarında saklandım.
Yağmur olup yar üstüme yağdın. Dolu olup gül bahçemdeki güllerine yağdın. Her gülümde senli bir yara, bu yüzden hangi güzele gül sunsam senli bir yara okunur, herkes beni senden bırakır.
Uzak şehirler üşür gözlerimin haritasında, senli kentler ayağa kalkar.
Uzar senli hecem, yanar göğsümde senli mumlar. Her güzel aydınlanır, her seven ışık alır ; ama mum dibindesin, mumyalanmış sevilişin aydınlanmaz Süveyda.
-Harlanır aşk, yücelir nemli gelişler bulutlara.
Tam ben,seni düşünürken, akar damlaların önce yaramın üstüne sonra bir günlere…
Sesine tellenir bam telim .Sen olur seni senden çalar,bitmesini dilemediğim türkünün sözlerinde sana kalakalarım bilesin Süveyda.
- Hiçbir ayrılığın bize bulamayacağı bir aşk kentinde saklanalım, kader bile ayırmasın bizi …