Sana Sukütumu Hediye Ediyorum...
Acılarımın uçsuz bucaksız diyarlarından yazıyorum sana bu satırları...
içimde birikmiş o kadar sancı var ki... kalbimi burkuyor hepsi...
söylenmemiş sözlerim bir çığ oluşturdu içimde...
hangi boşluğa dalsa gözlerim resmini çiziyor...
ne vakit şiir yazmaya niyetlensem varlığımın katili hayalin peşimde dolanıyor...
boğazımı ha sıktı ha sıkacak...
sessizliğini dinliyorum...
sen şuan kimbilir neredelersin...
bense medet umuyorum geçen günlerden...ve kayan yıldızlara dileğimi asıyorum...
bu yaranın hiç dinmeyeceğini yeni fark ediyorum...
Simsiyah boğucu perde gibi yokluğun...ruhumun pencerelerini kapatıyor...
yokluk kötü şeymiş bunu anlıyorum
ve lanet olası şarkıların nasıl can yaktığını...
gözlerim dalıyor otobüslere... sahi hangi otobüs seni bana getirecek?
söylesene yar ne zaman geleceksin söyle de en güzel halimi giyineyim
sade ve yalın
sende bana en güzel halinle gel hani o çok sevdiğim gülüşlerinle...
yar özleminle boğuluyor bu yürek...
birgün daha bitti işte...
seni bekliyorum....
yüreğime söylediğim yalanların son kullanma tarihi geçiyor...
Öyle özledim ki gülüşünü...Sabahlarıma GÜNEŞ gecelerime AY IŞIÄžI gibi doğan o parıltıyı...ben artık gülemiyorum...gamzelerim çıkacak kadar...yanağıma elin dokunmuyor ya hep gözyaşlarımla ıslak...Seni çok özledim sevdiğim...çok özledim uzakları yakın eden bakışlarını...
asıyorum boynuma sensizlik iplerini...dipsiz kuyuya düşmek için bir adım kala
sana sükutumu hediye ediyorum....
zamanın akrebine mi saklandın yoksa yelkovanına mı bilemiyorum...
getirmiyor seni zaman...
ve anlıyorum
sen en çok beni bekletmeyi seviyorsun...
içimde birikmiş o kadar sancı var ki... kalbimi burkuyor hepsi...
söylenmemiş sözlerim bir çığ oluşturdu içimde...
hangi boşluğa dalsa gözlerim resmini çiziyor...
ne vakit şiir yazmaya niyetlensem varlığımın katili hayalin peşimde dolanıyor...
boğazımı ha sıktı ha sıkacak...
sessizliğini dinliyorum...
sen şuan kimbilir neredelersin...
bense medet umuyorum geçen günlerden...ve kayan yıldızlara dileğimi asıyorum...
bu yaranın hiç dinmeyeceğini yeni fark ediyorum...
Simsiyah boğucu perde gibi yokluğun...ruhumun pencerelerini kapatıyor...
yokluk kötü şeymiş bunu anlıyorum
ve lanet olası şarkıların nasıl can yaktığını...
gözlerim dalıyor otobüslere... sahi hangi otobüs seni bana getirecek?
söylesene yar ne zaman geleceksin söyle de en güzel halimi giyineyim
sade ve yalın
sende bana en güzel halinle gel hani o çok sevdiğim gülüşlerinle...
yar özleminle boğuluyor bu yürek...
birgün daha bitti işte...
seni bekliyorum....
yüreğime söylediğim yalanların son kullanma tarihi geçiyor...
Öyle özledim ki gülüşünü...Sabahlarıma GÜNEŞ gecelerime AY IŞIÄžI gibi doğan o parıltıyı...ben artık gülemiyorum...gamzelerim çıkacak kadar...yanağıma elin dokunmuyor ya hep gözyaşlarımla ıslak...Seni çok özledim sevdiğim...çok özledim uzakları yakın eden bakışlarını...
asıyorum boynuma sensizlik iplerini...dipsiz kuyuya düşmek için bir adım kala
sana sükutumu hediye ediyorum....
zamanın akrebine mi saklandın yoksa yelkovanına mı bilemiyorum...
getirmiyor seni zaman...
ve anlıyorum
sen en çok beni bekletmeyi seviyorsun...