Yeri gelir insanı hüngür hüngür ağlatır gecelerce.İsyan ettirir neden böyle dedirtir.Kavuşacağın günü özlemle beklersin.Ama o bekleyiş her gün ömründen bi parça alır götürür.Düşündükçe kalbine bir şeyler saplanır.Bi kere olsun dokunabilsem bir saniye olsun sarılabilsem dersin.Kokusunu içime çekebilsem...Her geçen saniye daha fazla istersin onuöyle böyle değildir artık çok koyar insana.Böyle acı çekmektense gitmeyi istersin ondan uzak durarak onu en derine gömmeye çalışırsın.Ama farkedemediğin bişey vardır ki sen onu özlediğin kadar aynı zamanda ona o derece bağlanmışsındır.Yapamazsın gidemezsin.Beyninle kalbin doğru orantılı çalışmaz çünkü mantıklı olan gitmekse bile kalbine asla ve asla söz dinletemezsin.Tek çare beklemektir dersin ve beklersinbeklersinbeklersin...Rüyalarda görürsün sadece sadece rüyalarda sarılırsın ona.Uyandığında ise gözünde bir damla yaş ve onun yerine sarıldığın bir yastık vardır kollarında..İşte gerçek budurgerçek canını acıtır.Sadece canını değil tüm ruhuna bıçak saplandığını hissedersin...
Elbet bir gün olur bekleyişlerin son bulur.Ama acıyla değil sevinçle.Evet sevinçle..Ona kavuşacağın tarih bile belli olmuştur.Öylesine bir mutluluk sarar ki ruhunu birden.Anlatılamaz bir duygudur bu.Ona sarılacağın anı düşündükçe içinde bir çocuk zıplar sevinçten..Ve o gün gelirrüyalarında yaşadığın anlar bir anda gerçek olur.Onu ilk gördüğün an işte bekleyişlerimin mükafatı dersin.Sonsuz bir mutluluk kaynağıdır o an.Hiç bir şey umurunda değildir artık aylardır beklediğin insan karşındadır daha ne istersin ki.Görür görmez öyle sıkıca sarılırsın ki ona hiç bırakmayacakmış gibi.Zaten o an bırakmak gibi bi fikir aklından geçmez bile sadece odaklanırsın ona.Kokusunu öyle bir içine çekersin ki kokladıkça daha da mutlu olursun...Günler günleri kovalar ve yeniden ayrılma vakti gelir.Engeller vardır işte ayrı şehirlerde kurulu düzenler vardır.Hiç bir zaman sonsuza kadar yanyana olamayacaksındır.Otobüse bindiğinde hıçkıra hıçkıra ağlarsın.Çünkü o otobüs seni sevdiğinden binlerce kilometre uzaklara götürecektir.O mutlu günleri hatırlar yine ağlarsın.Ona son bakışınson sarılışınson öpüşün gelir aklına..Daha da ağlarsın yok olmak istercesine ağlarsın.Gözleri düşer aklına.Yemyeşil gözleri...O gözleri son görüşün olacaktır o gün.Kahrolursun resmen.Ayrılalı 5 dakika bile olmadan özlemeye başlarsın.Çünkü bilirsin ki zaman geçtikçe aradaki mesafe de artacaktır.Sonunda yalnızlığa düşeceksindir yine...Ve sonra yine eski yaşantına dönersin boğazına pinpon topu kaçmış da yutsan yutulmaz çıkartsan çıkmaz bi durumun içinde bulursun kendini.Ama sonraları farkedersin ki artık o eski büyü bozulmuştur.Ne onda ne de sende eski aşk eski coşku vardır.Belkide artık o hasrete akla gelen ve iyice acıtan mutlu günlerin anılarının verdiği acı da eklenmiştir.Ya da birdenbire büyü bozulmaya başlamıştır..O uğrunda sözler verilenaylarca beklemeye değen aşk bir gün yine o malum cümleyle bozulur:
"Bitirelim mi?"
Ve sonunda kendine iyi bak diyip gidenler arasına karışmışsındır.Yine canın acır yine canın acır..Ağlarsınağlarsınağlarsın..İçindekileri sayfalara dökmek istersin gözyaşların sayfayı deler geçer.Ayrılık günü kalbinde bırakılan o kocaman deliğin aynısını içini döktüğün sayfaya gözyaşlarınla açmışsındır...Günler geçer ağlamakla aklında o vardır ama dönemezsin geri.Geri dönüş yoktur çünkü; tek yön vardırgeleceğe bakmak...Geleceğe giden o yolda yine gözyaşların sana eşlik eder.Ağlamanın ne demek olduğunuacı çekmenin ne demek olduğunu öylesine anlarsın ki..Çaresiz ağlarsın ağlarsın ve ağlarsın. Sonra ne mi olur? Yokluğuna alışırsın önce sonra da ruhundaki mezarlıkta onu her geçen gün en derine gömersin.Elde kalanlar ise; yarım kalmış bir beden ve aşkın varlığından şüphe duyan bir beyindir…