Denizlerin dalgalarıyla kavuşmasını izledim hep uzaktan.
Mavi gökyüzünün mavi denizin tam arasında uçup da ufuklara baktım hep... Uzaktan...
Yağmurlar düşerken toprağa korktum
Islanmaktan...
ve ben hep camın arkasından baktım uzaktan...
Ne bu mevsimden, ne havadan, ne gökyüzünden...
Ne de yağmurdan...
Ben yoruldum...
Güneşe özlemle bakarken, ay' a hasretlerimi dizmekten...
Üşümekten korktum..
Yoruldum...
Belli belirsiz hüzünlerden... Hiç gidemediğim yollarda yürümekten..
Yolda yürürken, sahte kırçiçeklerini koklamaktan...
Başı eğik yüzlerden.. Utandım...
Üzmekten korktuğum/ n kadar üzüldüm / üzenlerim...
Anladım...
Gitsem, daha da gitsem hiç bitmeyecek masalım...
Gördüm...
Bu yüzden masalımın sonunda uyuyan ve hiç uyanamayacak prenses olmayı bilmekten...
En başında yitirdiğim elmalarım, gökten hiç düşmeyeceklerim...
Yoruldum...
Düşlere dalmaktan, düşlerimden uyanamamaktan...
Firakların başımda uçuşmasından...
Görmekten korktum... Yitik olanların beni her defasında yitirmelerinden...
Direndiklerim...
Sustuklarım...
Asiliklerim...
Ah güllerim...
ya günlerim...?
Yoruldum...
Kimsesizliğimi alıp koynuma, şimşekler çakan gecelerde uyuyamamaktan...
Sabah olduğunda uyanamamaktan korktum...
Yoruldum...
Yoranlarım...
Yorduklarım...
Yoruldum artık...
ve sustum ölümüm/ n ardından ...