Temizlik yaptım bugün..
Hem de tüm benliğimde.
Bütün kaslarımı sinirlerimi kemiklerimi hatta kanımı bile temizledim.
En küçük yerlerine kıvrımlarına girmiş sinmiş tüm pislikleri attım.
Kırgınlıklarımı dışarı çıkardım ilk önce.
Görmenizi isterdim.
Nasıl da çok yer kaplıyorlarmış inanmazsınız.
Bağışlamayı yerleştirdim yerine özenle.
Titizlikle her birinin üstüne ektim tohumlarını.
Her yere görebildiğim göremediğim her yere serptim.
Atarken kırgınlıklarımı bakmadım neydi onlar diye.
Geçmişimden de bir parça kalsın istemiyordum.
Gelecek geçmişten çok daha fazla yaşanası.
Bakmadım merak da etmedim.
Bağışlamayı ekerken tekrar kırılmaktan korkuyordum belki.
Kıskançlığımı çıkardım.
Meğer ben ne az kıskançmışım. Çok kolay oldu.
Sevindim.
Sanki kaybetmiş bir eşyamı bulmuş gibi oldum.
Çok şükür ki kin ve nefret yoktu yüreğimde.
Nasıl temizlerdim hiç bilmiyorum.
Sıra korkularıma gelmişti.
Çıkarmaya bile korktum önce.
Ne de çok alışmışım onlarla yaşamaya.
Bunca acı ve endişeye nasıl alışılır
İçten içe bir sevgi nasıl duyulur anlayamadım.
Yerini toprağını sevmiş mor bir menekşeydiler.
E... ne de olsa iyi bakmıştım onlara.
Her gün yeni yeni korkular ekleyip endişelerimle sulamıştım.
Mutluluklarımı ümitlerimi ne de çok ihmal ettiğimi anladım o an.
Bu ilgiyi onlara verseydim her gün onları düşünüp birer umut daha
ekseydim; almadan verip beklemeden sevseydim.
Her şeyden önce içimdeki gücün ve sevginin daha fazla farkında olsaydım
böyle bahar temizliklerine ihtiyacım kalmazdı.
Çok zorlandım korkularımla.
Birbirlerinin içine halkalar misali girmişlerdi.
Kenetlenmişlerdi adeta.
Ama onları da sevgiyle çıkardım.
Bir bebek şefkatiyle öperek severek okşayarak.
ve onları yaşamaktan hem de bir zamanlar bir kabus gibi yaşamaktan
pişmanlık duymadan çıkardım.
Kızsaydım onlara bağırıp çağırsaydım.
yine dönüp dolaşıp geleceklerini biliyordum.
Güzel kokular geliyor içimden.
Saçlarım hep parlak gibi dururdu ama parlak değilmiş.
Ellerim her zamankinden daha yumuşak
tenim hiç olmadığı kadar duru.
Bir su gibi sesim.
Temizlik yaptım bugün.
Bahar temizliği.
Neşe ektim hoşgörü güven sevgi ektim.
Almadan vermeyi sevilmeden de sevmeyi paylaşmayı ektim. .
Sağlık ektim bol sıhhat...
Korkusuzlukları ektim alabildiğine...
Saatlerce ektim korkusuzluğu...
Çılgınlık ektim doğallık. Sonsuzluk...
Bağışlama ektim.
Aşk ektim her hücreme.
Coşku heyecan sessizlik ektim.
Tüm güzel fikirler sessizken geliyor bana...
Kabullenme ektim.
Baş eğme değil. olduğu gibi kabullenme.
Hem de tüm benliğimde.
Bütün kaslarımı sinirlerimi kemiklerimi hatta kanımı bile temizledim.
En küçük yerlerine kıvrımlarına girmiş sinmiş tüm pislikleri attım.
Kırgınlıklarımı dışarı çıkardım ilk önce.
Görmenizi isterdim.
Nasıl da çok yer kaplıyorlarmış inanmazsınız.
Bağışlamayı yerleştirdim yerine özenle.
Titizlikle her birinin üstüne ektim tohumlarını.
Her yere görebildiğim göremediğim her yere serptim.
Atarken kırgınlıklarımı bakmadım neydi onlar diye.
Geçmişimden de bir parça kalsın istemiyordum.
Gelecek geçmişten çok daha fazla yaşanası.
Bakmadım merak da etmedim.
Bağışlamayı ekerken tekrar kırılmaktan korkuyordum belki.
Kıskançlığımı çıkardım.
Meğer ben ne az kıskançmışım. Çok kolay oldu.
Sevindim.
Sanki kaybetmiş bir eşyamı bulmuş gibi oldum.
Çok şükür ki kin ve nefret yoktu yüreğimde.
Nasıl temizlerdim hiç bilmiyorum.
Sıra korkularıma gelmişti.
Çıkarmaya bile korktum önce.
Ne de çok alışmışım onlarla yaşamaya.
Bunca acı ve endişeye nasıl alışılır
İçten içe bir sevgi nasıl duyulur anlayamadım.
Yerini toprağını sevmiş mor bir menekşeydiler.
E... ne de olsa iyi bakmıştım onlara.
Her gün yeni yeni korkular ekleyip endişelerimle sulamıştım.
Mutluluklarımı ümitlerimi ne de çok ihmal ettiğimi anladım o an.
Bu ilgiyi onlara verseydim her gün onları düşünüp birer umut daha
ekseydim; almadan verip beklemeden sevseydim.
Her şeyden önce içimdeki gücün ve sevginin daha fazla farkında olsaydım
böyle bahar temizliklerine ihtiyacım kalmazdı.
Çok zorlandım korkularımla.
Birbirlerinin içine halkalar misali girmişlerdi.
Kenetlenmişlerdi adeta.
Ama onları da sevgiyle çıkardım.
Bir bebek şefkatiyle öperek severek okşayarak.
ve onları yaşamaktan hem de bir zamanlar bir kabus gibi yaşamaktan
pişmanlık duymadan çıkardım.
Kızsaydım onlara bağırıp çağırsaydım.
yine dönüp dolaşıp geleceklerini biliyordum.
Güzel kokular geliyor içimden.
Saçlarım hep parlak gibi dururdu ama parlak değilmiş.
Ellerim her zamankinden daha yumuşak
tenim hiç olmadığı kadar duru.
Bir su gibi sesim.
Temizlik yaptım bugün.
Bahar temizliği.
Neşe ektim hoşgörü güven sevgi ektim.
Almadan vermeyi sevilmeden de sevmeyi paylaşmayı ektim. .
Sağlık ektim bol sıhhat...
Korkusuzlukları ektim alabildiğine...
Saatlerce ektim korkusuzluğu...
Çılgınlık ektim doğallık. Sonsuzluk...
Bağışlama ektim.
Aşk ektim her hücreme.
Coşku heyecan sessizlik ektim.
Tüm güzel fikirler sessizken geliyor bana...
Kabullenme ektim.
Baş eğme değil. olduğu gibi kabullenme.