[INDENT]Benimle Yaşasaydın…
Benimle yaşasaydın, yavaş yavaş yaşlanmanı izlerdim. Saçlarına ilk ak düştüğünde, kendi kendine aynada üzgün bakarken gelir sırtını sıvazlardım.
[INDENT][INDENT][INDENT][INDENT][INDENT][INDENT]
Her halinle ne kadar çekici olduğunu kulağına fısıldardım. Karşı komşunun oğlu sana amca diye seslendiği için kızdığında ve “ne amcası velet, bana ağabey diyeceksin” dediğinde, kapıda durup gülümserdim.
Yolda yanından geçen genç kızlara çaktırmadan bakıp, gençlik günlerinden bahsettiğinde, seni sabırla dinlerdim. Eve geldiğimizde orta şekerli bir kahve yapar, tansiyon ilacını içmeni hatırlatırdım.
Akşam yemeğini fazla kaçırıp televizyon karşısında uyukladığında, üstüne battaniye örterdim. Pazar sabahları erkenden kalkıp balığa gidebil diye, doğum gününde olta takımı hediye ederdim.
Benimle yaşasaydın, emekliliğin geldiğinde evde olmandan sıkılmazdım. Özellikle bazı elektronik aletleri bozar, tamir edesin diye eline tutuştururdum. Sana haber vermeden gidip yenisini alırdım.
Askerlik anılarını her seferinde, sanki ilk defa duyuyormuş gibi dinlerdim. Televizyonun kumandasını seve seve sana verirdim.
Anılarını yazma hevesini hiç kırmaz, resim yapabiliyor olduğun inancını köreltmezdim. Mutfakta başıma dikilip, yıllardır yaptığım ve bayılarak yediğin yemekleri yapışıma karıştığında sözünü dinlerdim.
Erkeklerin de artık bakımlı olduğuna seni inandırır, ellerine kremler sürer, gözaltına botokslu kremlerle masaj yapardım.
Hastalandığında ve tüm aksiliğin üstündeyken, sana nazlı bir çocuk gibi davranırdım Baş ağrısından beyin tümörü, hafif ishalden bağırsak kanseri, üşütmeden ölüm ağırlığı çıkarmana gülümserdim.
Her gece yanında uyur, kötü rüyalar gördüğünde koynuma alıp güvende olduğunu söylerdim. Eğer benimle yaşasaydın, sana bakmaktan keyif alırdım. Onca yılı birlikte devirdiğim hayat arkadaşımın elinden tutarak gururla yürürdüm.
Benimle yaşasaydın, birlikte yaşlanırdık. Seninle uğraşmaktan, kendimi dinlemeye vaktim olmazdı. Şimdi hissettiğim şu kalp ağrısını hissetmezdim. Yaşama tutunacak bahanem, yüreğimin çalışmasını sağlayacak aşkım olurdu. Benimle yaşlansaydın, biz güzel bir çift olurduk…
[/INDENT]
Benimle yaşasaydın, yavaş yavaş yaşlanmanı izlerdim. Saçlarına ilk ak düştüğünde, kendi kendine aynada üzgün bakarken gelir sırtını sıvazlardım.
[/INDENT][/INDENT][/INDENT][/INDENT][/INDENT][/INDENT]Benimle Yaşasaydın…
Her halinle ne kadar çekici olduğunu kulağına fısıldardım. Karşı komşunun oğlu sana amca diye seslendiği için kızdığında ve “ne amcası velet, bana ağabey diyeceksin” dediğinde, kapıda durup gülümserdim.
Yolda yanından geçen genç kızlara çaktırmadan bakıp, gençlik günlerinden bahsettiğinde, seni sabırla dinlerdim. Eve geldiğimizde orta şekerli bir kahve yapar, tansiyon ilacını içmeni hatırlatırdım.
Akşam yemeğini fazla kaçırıp televizyon karşısında uyukladığında, üstüne battaniye örterdim. Pazar sabahları erkenden kalkıp balığa gidebil diye, doğum gününde olta takımı hediye ederdim.
Benimle yaşasaydın, emekliliğin geldiğinde evde olmandan sıkılmazdım. Özellikle bazı elektronik aletleri bozar, tamir edesin diye eline tutuştururdum. Sana haber vermeden gidip yenisini alırdım.
Askerlik anılarını her seferinde, sanki ilk defa duyuyormuş gibi dinlerdim. Televizyonun kumandasını seve seve sana verirdim.
Anılarını yazma hevesini hiç kırmaz, resim yapabiliyor olduğun inancını köreltmezdim. Mutfakta başıma dikilip, yıllardır yaptığım ve bayılarak yediğin yemekleri yapışıma karıştığında sözünü dinlerdim.
Erkeklerin de artık bakımlı olduğuna seni inandırır, ellerine kremler sürer, gözaltına botokslu kremlerle masaj yapardım.
Hastalandığında ve tüm aksiliğin üstündeyken, sana nazlı bir çocuk gibi davranırdım Baş ağrısından beyin tümörü, hafif ishalden bağırsak kanseri, üşütmeden ölüm ağırlığı çıkarmana gülümserdim.
Her gece yanında uyur, kötü rüyalar gördüğünde koynuma alıp güvende olduğunu söylerdim. Eğer benimle yaşasaydın, sana bakmaktan keyif alırdım. Onca yılı birlikte devirdiğim hayat arkadaşımın elinden tutarak gururla yürürdüm.
Benimle yaşasaydın, birlikte yaşlanırdık. Seninle uğraşmaktan, kendimi dinlemeye vaktim olmazdı. Şimdi hissettiğim şu kalp ağrısını hissetmezdim. Yaşama tutunacak bahanem, yüreğimin çalışmasını sağlayacak aşkım olurdu. Benimle yaşlansaydın, biz güzel bir çift olurduk…
[/INDENT]