[INDENT][SIZE="3"]"Güzel olan hiçbir şey eskimez." dedi dostum. İncecik bir sızı duydum sustum...
Gözlerimi kapayıp kana kana içtim kelimelerini. Eskimiyordu hiç biliyordum.
Senin gözlerimde hiç eskimediğin eskimeyeceğin gibi.
Ben seni bulmak için tüm dünyayı dolaşabilirdim ama sen buldun beni.
Bende kaybettiğim beni. Uzansam sana dokunmak bir şey değil yanmaktan korkuyorum.
Korktukça kaçıyorum senden kaçabildiğim kadar uzağa.
Ne kadar uzağa kaçsam o kadar yanıbaşımda oluyorsun sonra.
Ben de kalemimi elime alıp yazıyorum. Tükenmez kalemim tükeniyor
konuşan dilim lal oluyor anlatamıyorum seni kağıtlara.
Yaşam aşk rengine büründükçe dağlar hasrete yükleniyor. Dağlar taşır mı bu yükü bilmem ama ben eziliyorum hasretten. Aşkın tedavisi yok mu? Acılar çekiyoruz ve tel tel kopuyor hayat ellerimizden. Uzanıyorum tutamıyorum kopan ipleri.Dur ve bak şimdi geçmişe. Neredeyiz? Başta mı sonda mıyız yoksa bu sokağın adı aşk çıkmazı mı?
Her bahar bir başlangıç ve her güzel şey umuda yeni bir adım. Hadi çıkalım saklandığımız kuytudan. Sobelendik çoktan. Çıkalım ve geçen bahar gibi umudumuzu uçuralım kendi gökyüzümüzde bu baharda.İzin verelim martı seslerine çekelim içimize çiçek kokularını papatya bahçemizde.Hadi çıkalım saklandığımız kuytudan ve kaçalım bu dünyadan
Yorulduk.Yıprandık.Ama her bahar umut demek hala.Umudum var ama yine de gözlerim yanıyor.Göz pınarlarım kuruyuncaya kadar ağlıyorum.Sonra yüreğimde ebem kuşağı çıkıyor. Her renkte seni görüyorum. Mavi hayallerimizi sarı bizi ısıtan güneşi çağırıyor aklıma.
Tut ki bu bahar da diğer baharlar gibi bitsin. Ne çıkar.Kaç bahar kaldıysa ömrümde benim o kadar umudum var[/SIZE][/INDENT]
Gözlerimi kapayıp kana kana içtim kelimelerini. Eskimiyordu hiç biliyordum.
Senin gözlerimde hiç eskimediğin eskimeyeceğin gibi.
Ben seni bulmak için tüm dünyayı dolaşabilirdim ama sen buldun beni.
Bende kaybettiğim beni. Uzansam sana dokunmak bir şey değil yanmaktan korkuyorum.
Korktukça kaçıyorum senden kaçabildiğim kadar uzağa.
Ne kadar uzağa kaçsam o kadar yanıbaşımda oluyorsun sonra.
Ben de kalemimi elime alıp yazıyorum. Tükenmez kalemim tükeniyor
konuşan dilim lal oluyor anlatamıyorum seni kağıtlara.
Yaşam aşk rengine büründükçe dağlar hasrete yükleniyor. Dağlar taşır mı bu yükü bilmem ama ben eziliyorum hasretten. Aşkın tedavisi yok mu? Acılar çekiyoruz ve tel tel kopuyor hayat ellerimizden. Uzanıyorum tutamıyorum kopan ipleri.Dur ve bak şimdi geçmişe. Neredeyiz? Başta mı sonda mıyız yoksa bu sokağın adı aşk çıkmazı mı?
Her bahar bir başlangıç ve her güzel şey umuda yeni bir adım. Hadi çıkalım saklandığımız kuytudan. Sobelendik çoktan. Çıkalım ve geçen bahar gibi umudumuzu uçuralım kendi gökyüzümüzde bu baharda.İzin verelim martı seslerine çekelim içimize çiçek kokularını papatya bahçemizde.Hadi çıkalım saklandığımız kuytudan ve kaçalım bu dünyadan
Yorulduk.Yıprandık.Ama her bahar umut demek hala.Umudum var ama yine de gözlerim yanıyor.Göz pınarlarım kuruyuncaya kadar ağlıyorum.Sonra yüreğimde ebem kuşağı çıkıyor. Her renkte seni görüyorum. Mavi hayallerimizi sarı bizi ısıtan güneşi çağırıyor aklıma.
Tut ki bu bahar da diğer baharlar gibi bitsin. Ne çıkar.Kaç bahar kaldıysa ömrümde benim o kadar umudum var[/SIZE][/INDENT]