Sen olmazsan biteceğimi düşünüyorsun ya, merak etme bana bir şey olmaz. Sen gittin diye dünya durmaz. Güneş yine doğar sabahları, yine akşam olur, yıldızlar parlar.
Her aşkın sonu gibi acıtır elbette içimi ayrılık. Yaşadıklarımıza koca bir tebessüm yapıştırır, yüreğimin kasasına kaldırırım.
Sonra bir müddet kendime dönerim. Yalnızlığımla mühürlerim kendimi. Suya, havaya, toprağa sığınırım. Bazen bir şarkı çalar, belki birkaç damla gözyaşı dökerim.
Bol bol kitap okurum, beste yaparım, eski Türk filmlerini izlerim. İlk günler battaniye altından çıkmam, televizyondaki gündüz kuşağında ne varsa, hepsini tek tek izlerim.
Arkadaşlarıma anlatırım ayrılığımızı, senden bahsederim biraz; onlar sıkılınca dinlemekten, alırım elime kağıt kalemi satırlara yazarım.
Bol bol yemek sipariş ederim dışarıdan. Elim kolum kalkmaz birkaç gün, belki bir hafta… Sonra iş, güç, faturalar, kira derdi ve hayatın yükleri dikilir kapının önüne. Depresyona girmenin, hastalanmanın bile lüks olduğunu anlarım yaşamımda.
Açarım perdeleri, odama güneş girer. Sonra uzun ve sıcak bir banyo yaparım. Ardından güzel bir kahve pişiririm, kokusu bütün eve yayılır. Alırım karşıma resmini, seni ararım, açmazsan mektup yazarım. İçimde kalanları tek tek anlatırım.
Sonra toplarım sana ait ne varsa, bir kutuya koyarım. Dolabın üstünde duran sandığa atarım. Diğerlerinin yanına….
Sen gittin diye dünya durmaz. En fazla biraz acı çeker, ağlarım. Onu da üstüne alınma, ben her biten aşkın ardından bu töreni yaparım.
Candan Ünal