Yalnızken bir boşluğa akıp gider sevgin, heba olur. Sen geldiğinde sevmek anlam kazandı içimde. Seni ömrüme eş yaptı yüreğim.
Aşk denilen şey bu olmalı! Sende kimsenin göremediklerini seviyorum. Ardında, arkanda saklanan ve bir sır gibi duran yaralarını, acılarını ve onları ustalıkla kendinde biriktirişini seviyorum.
Gidecek bir yerim, sığınacak bir limanım kalmamıştı seni ilk gördüğümde. Bir fırtınanın ortasında su alan ve parçalanan bir gemi gibiydim. Sonra sen geldin, elimi tuttun, güneş oldun.
Yavandı sensizlik, sensiz olduğumu bilmeden kendimi kandırdığım sessizlik. Sanki birkaç renkten oluşmuştu dünya ve seninle hiç görmediğim renkleri keşfettim.
Seni ne kadar sevsem az geleceğini hissettirdi gözlerin hep, ne kadar sevsem daha çok sevmek istedim. Ne kadar dokunsam tenine, daha çok sarılmak dileğim…
Hayat dediğin basit bir kurgudan ibaretse ve biz, bize yazılmış rolleri oynuyorsak; yani kaderse seninle karşılaşmak, bu rolde karşıma çıkman bir yazgıysa, onu yazanı seviyorum.
Seninle gelen bir nefes bu! Seni sevmek başka bir hayata gözlerini açmak gibi… Doğmuşum, bir yerlerde yaşamışım, ölmüşüm de seninle kimsenin bilmediği bambaşka bir gezegende yeniden var olmuşum gibi…
Ah, ne zor sana olan sevgimi kelimeler gibi aciz bir sessizliğe sığdırmak! Oysa duyguların dilde karşılığı yetersiz, az ve hatta şairin dediği gibi kifayetsiz!
Ben sana olan aşkımı anlatacak sözcükleri hangi dilde arasam, zayıf ve eksik kalıyor. Elim, dilim, gönlüm hep aynı şeyle çarpıyor; sevginle yeniden ve yeniden can buluyor.
Seni seviyorum demek belki yetmeyecek ama elimde en değerli bu sözcükler var sevgilim! Seni nefesim gibi seviyorum… Sevgililer Günün Kutlu Olsun!
Candan Ünal
Aşk denilen şey bu olmalı! Sende kimsenin göremediklerini seviyorum. Ardında, arkanda saklanan ve bir sır gibi duran yaralarını, acılarını ve onları ustalıkla kendinde biriktirişini seviyorum.
Gidecek bir yerim, sığınacak bir limanım kalmamıştı seni ilk gördüğümde. Bir fırtınanın ortasında su alan ve parçalanan bir gemi gibiydim. Sonra sen geldin, elimi tuttun, güneş oldun.
Yavandı sensizlik, sensiz olduğumu bilmeden kendimi kandırdığım sessizlik. Sanki birkaç renkten oluşmuştu dünya ve seninle hiç görmediğim renkleri keşfettim.
Seni ne kadar sevsem az geleceğini hissettirdi gözlerin hep, ne kadar sevsem daha çok sevmek istedim. Ne kadar dokunsam tenine, daha çok sarılmak dileğim…
Hayat dediğin basit bir kurgudan ibaretse ve biz, bize yazılmış rolleri oynuyorsak; yani kaderse seninle karşılaşmak, bu rolde karşıma çıkman bir yazgıysa, onu yazanı seviyorum.
Seninle gelen bir nefes bu! Seni sevmek başka bir hayata gözlerini açmak gibi… Doğmuşum, bir yerlerde yaşamışım, ölmüşüm de seninle kimsenin bilmediği bambaşka bir gezegende yeniden var olmuşum gibi…
Ah, ne zor sana olan sevgimi kelimeler gibi aciz bir sessizliğe sığdırmak! Oysa duyguların dilde karşılığı yetersiz, az ve hatta şairin dediği gibi kifayetsiz!
Ben sana olan aşkımı anlatacak sözcükleri hangi dilde arasam, zayıf ve eksik kalıyor. Elim, dilim, gönlüm hep aynı şeyle çarpıyor; sevginle yeniden ve yeniden can buluyor.
Seni seviyorum demek belki yetmeyecek ama elimde en değerli bu sözcükler var sevgilim! Seni nefesim gibi seviyorum… Sevgililer Günün Kutlu Olsun!
Candan Ünal