SENİ SEVİYORUM
Sen benim aşkım olduğum günden beri
Ben hayatimi sana endekslemişim
Sen vazgeçilmez tutkum olduğun günden beri
Yasam gayesini sana bağlamışım
Kaptırdım kendimi fena bir şekilde
İçimdeki coşkuların, duyguların esiri olmuşum
Seni düşünmek mi diyorsun?
Güldürme!..
Acaba aklından çıkarıyor muyum?
Dalıyorum öyle derinlere
Şaşkınlık denilen kelimeyle arkadaş olmuşum
Sükûnet, yaa iste o sükûnet,
Varlığınla erişebileceğim bir hal olsa gerek...
Kalbe önlenemez çarpıntı veren, hasret ve özlem
Bir de yüzümde ki acı tebessüm
Mırıldanıyorum sessizce
İki dudağımdan dökülen iki kelime
Seni seviyorum...
Çoğu zaman haykırmak istiyorum bunu
Lakin olmuyor...
Duyuramıyorum kimselere
Gülüm, nazenin yârim...
Çünkü sen yoksun yanımda
Ama olsun
En azından içimde kopan fırtınalara
Fâsıla bulmayan şiddetli kasırgalara
Kucak açıp, yüklenen kâğıdım var önümde
Bir de sırdaşım, özümün tercümanı kalemim
Âh bir bilsen;
Sensiz geçen dakikalarda, saatlerde, günlerde
Neler yazıyoruz kalemimle...
Ne hayaller kuruyoruz kavuşmak uğruna
Tabi sen bunların hepsinden habersizsin
Yalnız su var ki;
Bence kalemimi dahi kıskanır dereceye getiriyor bu duygu yükü
Bazen de üzüyor kanaatimce
Ve her şeye rağmen, o şaşmaz gerçek çıkıyor ortaya
gönlümün sultani, biliyor musun?
Ben var ya ben,
Seni çok seviyorum be gülüm
..........ŞİİR SENSİN....
yazan ben değilim benden öte benliğim
kalem sensin kağıt benim
ben şair değilim
ben şair değilim sen şiirsin
ben kiremitleri paramparça çatısı delik
bir gecekonduda çocuk gibiyim
sen yağmursun sağanak sağanak yağan
ben çaresiz kalmış biriyim
bütün varlığıyla göz olmuş sana bakan
sen şiirsin ya sonumsun ya mutluluğum
adını andıkça yakıyor genzimi soluğum
çok acılar çektim yolunda, çekiyorum yine de
sana sormadan aşkına düşmekse suçum
sen şiirsin, güzelsin, anlayan, bağışlayansın
beni göğsünde dinlendir, ben sana vurgunum
Sen benim aşkım olduğum günden beri
Ben hayatimi sana endekslemişim
Sen vazgeçilmez tutkum olduğun günden beri
Yasam gayesini sana bağlamışım
Kaptırdım kendimi fena bir şekilde
İçimdeki coşkuların, duyguların esiri olmuşum
Seni düşünmek mi diyorsun?
Güldürme!..
Acaba aklından çıkarıyor muyum?
Dalıyorum öyle derinlere
Şaşkınlık denilen kelimeyle arkadaş olmuşum
Sükûnet, yaa iste o sükûnet,
Varlığınla erişebileceğim bir hal olsa gerek...
Kalbe önlenemez çarpıntı veren, hasret ve özlem
Bir de yüzümde ki acı tebessüm
Mırıldanıyorum sessizce
İki dudağımdan dökülen iki kelime
Seni seviyorum...
Çoğu zaman haykırmak istiyorum bunu
Lakin olmuyor...
Duyuramıyorum kimselere
Gülüm, nazenin yârim...
Çünkü sen yoksun yanımda
Ama olsun
En azından içimde kopan fırtınalara
Fâsıla bulmayan şiddetli kasırgalara
Kucak açıp, yüklenen kâğıdım var önümde
Bir de sırdaşım, özümün tercümanı kalemim
Âh bir bilsen;
Sensiz geçen dakikalarda, saatlerde, günlerde
Neler yazıyoruz kalemimle...
Ne hayaller kuruyoruz kavuşmak uğruna
Tabi sen bunların hepsinden habersizsin
Yalnız su var ki;
Bence kalemimi dahi kıskanır dereceye getiriyor bu duygu yükü
Bazen de üzüyor kanaatimce
Ve her şeye rağmen, o şaşmaz gerçek çıkıyor ortaya
gönlümün sultani, biliyor musun?
Ben var ya ben,
Seni çok seviyorum be gülüm
..........ŞİİR SENSİN....
yazan ben değilim benden öte benliğim
kalem sensin kağıt benim
ben şair değilim
ben şair değilim sen şiirsin
ben kiremitleri paramparça çatısı delik
bir gecekonduda çocuk gibiyim
sen yağmursun sağanak sağanak yağan
ben çaresiz kalmış biriyim
bütün varlığıyla göz olmuş sana bakan
sen şiirsin ya sonumsun ya mutluluğum
adını andıkça yakıyor genzimi soluğum
çok acılar çektim yolunda, çekiyorum yine de
sana sormadan aşkına düşmekse suçum
sen şiirsin, güzelsin, anlayan, bağışlayansın
beni göğsünde dinlendir, ben sana vurgunum