Emret Komutanım, Halkalı Ziraat ve Tarım Lisesi'nde çekiliyor. Adresi alıp yola çıktığımızda 'kime sorsanız gösterirler demişlerdi'. Sorduk, gösterdiler de ama ben gördüğümün bir lise olduğunu anlamakta zorluk çekince aynı cadde üzerinde defalarca tur atmak zorunda kaldık. Gerçi kim olsa buranın 56. Piyade Alayı değil de lise olduğuna inanamaz.
Okul mu, alay mı?
Girişte, nöbetçi kulübesinden nizamiye talimatnamesine kadar her şey gerçek gibi. Kapıdan içeriye girince askeriye atmosferi daha da yoğun hissediliyor. Diziyi, Altıoklar Film çekiyor. Yönetmen Kartal Tibet. Prodüksiyon ekibi ve Sanat Yönetmeni Fatoş Suda çok sağlam bir iş çıkarmışlar. Binaları, kaldırım taşlarını, bahçe çitlerini baştan aşağıya gerçek askeri bölge nasıl görünüyorsa öyle boyamışlar. Gerçi, bu lise binası daha önce de birçok filmde plato olarak kullanılmış. Birkaç taş bloktan oluşan okul, çok geniş bir alan üzerine kurulu. Bu sayede, rahat ve gerçeğe yakın çekimler yapılabiliyor.
Asker olunmaz, doğulur
Ben, sora sora 56. Piyade Alayı'na ulaştığımda ekip yemek molasındaydı. Oyuncuların pek çoğu yemeklerini yemiş dinleniyor. Biraz etrafı dolaşıp resim çekiyorum. Depo ve dinlenme odalarının bulunduğu bölgeden, dizinin Ahmet Başçavuş'u, oyuncu Naci Taşdöğen geliyor. Daha O'nun sahnelerinin çekimlerine çok var ama tam tekmil giyinmiş. Kamuflaj pantolonu ve yeşil tişörtüyle gerçek bir askerden hiç farkı yok. 'Asker olunmaz doğulur'un kanıtı gibi. Zaten yedek subay olarak askerliğini yaparken, askeriyede kalması teklif edilmiş ama oyunculuk isteği ağır bastığı için, kalamamış. Birkaç resmini çekmek istedim, hemen gidip G-3'ünü aldı (maket tabi), Rambo pozları verdi. Ah bir de boyu uzun olsaymış Arnold Schwarzenegger gibi dünya çapında bir oyuncu olurmuş (Kendisinin yalancısıyım). Bir insan hem zeki hem yetenekli bir oyuncu hem iyi bir dublaj sanatçısı, hem boylu poslu olabilir mi? Bence boy da eksik kalsın.
Perşembenin galibi
Emret Komutanım'ın 24 Mayıs'ta ilk bölümünün yayınlanmasından bu yana yedi hafta geçti. Her hafta mutlaka, hem AB grubunda hem de genelde 7,5 - 9 arasında reyting alıyorlar. Share denilen izlenme payları da % 40-45 civarı. Bu ne demek? Açıklayayım, yani dizinin yayınlandığı perşembe geceleri Türkiye genelinde açık olan her 100 televizyondan 45 tanesi onları izlemiş. 'İzleyen herkesi çok eğlendiren bu dizinin set arkası kim bilir ne kadar komiktir?' diye düşünüp benim yerimde olmayı istediğinizi biliyorum (ama bendeki şans... ). 'Set hazır herkes ziyaretçi parkına' dediklerinde sevine sevine gittim ve inanın öyle hüzünlü bir sahne çekiyorlardı ki neredeyse ağlıyordum. Efendim, Muzaffer Albay (Mehmet Ulay), Üsteğmen Levent'e (Ali Sarp Leventoğlu) hayata ve aşka dair nutuk çekiyor. Üsteğmen Levent ile Üsteğmen Çiğdem (Demet Evgar) arasında adı konmamış bir aşk yaşanıyor. Muzaffer Albay'da kendisini, ikisinin de babası saydığı için nasihat veriyor. Sahnenin hem felsefi bir yanı var hem de üst rütbeliler oynuyor ya, sanırım ondan acayip bir ciddiyet var.
Tavla şampiyonları
Bu kadar ciddiyet bünyeye zarar o yüzden ufak ufak kaçayım. Prodüksiyon ekibinden aldığım tüyoya göre, çekim sırasını bekleyen oyuncuların dinlendiği bölümde sağlam bir muhabbet yakalama şansım var. Şöyle bir sahne düşünün bir sürü asker çayır çimen yayılmış, kepler fora, elde sigara tavla oynuyor. Evet normal bir alayda olmaz ama burası 56. Piyade Alayı. Set arası başka türlü vakit geçmeyeceği için tavlalar açılmış ciddi kapışmalar yaşanıyor. Ahmet Başçavuş, Posta Ferit'i fena yenmiş. Arda Kural'ın morali bozuk. Çekimden önce Üsteğmen Levent'in ifadesini almış olan Arıza Hamza (Sermiyan Midyat), karşısına Jumbo Gökhan'ı (Ferdi Kurtuldu) oturtmuş çekişmeli bir maç yapılıyor. Kazanan Ahmet Başçavuş'la oynayacak. Oyunu ve bir paket sigarayı kazanan yine Arıza oldu. Bu kez iddia yok, çünkü Naci Taşdöğen buna karşı. Setin tavla şampiyonu var mı diye merak ettim ama herkesin katıldığı bir turnuva organize edememişler. Gerçi turnuva için para toplanmış ama İsrafil Köse (Laz Çavuş Cemal) parayı alıp kaçmış. Hemen inanmayın canım, bu Sermiyan Midyat'ın şakası. Bir türlü turnuva yapamayınca sete üç tavla almışlar. (Arıza Hamza, bu konuda da arıza çıkarıyor ve pulları beğenmiyor) Sermiyan Midyat ve Naci Taşdöğer'in çekişmeli tavla maçı devam ediyor ama ekip yer değiştirmiş, alayın köpeği Tertip'in oynayacağı sahne çekiliyor. Kaçırmamam lazım, bu yetenekli Golden Retriewer cinsi harika köpeğin çekimlerini izlemek için sete gitmeliyim. Maç sonucu mu? Bilmiyorum. Ardından kim bilir kaç maç daha yapıldı, o yüzden kimsenin hatırladığını da sanmıyorum.
Kayıp telefonun peşinde
Eğimli ve sık çam ağaçlarının bulunduğu alanda seti kurmak biraz zahmetli. Ekip şaryoyu yerleştirmeye çalışırken, oyuncular yerlere oturmuş bekliyor. Tosun Paşa'yı oynayan Mehmet Kurt, Show TV'nin Türkiye'nin Yıldızları yarışmasının ortaya çıkardığı bir yetenek. Mehmet Kurt, rahmetli Kemal Sunal'ın oynadığı İnek Şaban tiplemesine benzerliğiyle dikkati çekiyor. Arda Kural'a göre, Kemal Sunal bu filmlerde Mehmet'i oynamış. Çok doğal, gözlerinin içi gülen biri, ama Gaziantep'i özlüyor ve İstanbul'daki insan ilişkilerinden şikayetçi (Kim değil ki?). Şimdi çekilen sahnede, Üsteğmen Levent, Posta Ferit ve Tosun Paşa, alayın köpeği Tertip ile kaybolan cep telefonunu arayacak. Çekim sırasında Mehmet Kurt, biraz hata yapsa da, Yönetmen Kartal Tibet ve diğer oyuncu arkadaşlarının yardımlarıyla birkaç tekrarın ardından işi kotarıyor. Asıl iş, Dost'un yani dizideki adıyla Tertip'in toprağı kazıp telefonu çıkartmasında. Ama bu da Kartal Tibet'in ve diğer oyuncuların sabrı sonucu defalarca tekrar edilerek hallediliyor.
Komedi dizisinde belgesel tadı aramayın
Dizideki askeri atmosferi, yok efendim çarşaflar neden beyazmış, yok efendim acemi asker çarşı iznine sivil çıkar mıymış diye eleştirdiklerine bakmayın. Hem bazı elde olmayan sebeplerden hem de bazı kuralların eleştiriyi yapan kişilerin askerliklerini çoktan yapmış olduklarından değişmiş olan kuralları bilmedikleri için olan şeyler. Böyle ufak tefek ayrıntılara takmazsanız dizideki atmosfer bire bir askeriyedeki gibi. Bu ortamı sağlayan dizinin askeri danışmanı müstafi Üsteğmen Yüksel Güçlü. Dizi çekimi başlamadan oyuncuları sıkı bir eğitimden geçiren Yüksel Güçlü çekim sırasında da askeri eğitimleri sürdürüyor. Diyalogları eleştiren ve askeriyede bu kadar laubali olunmaz diyenlere de Güçlü'nün yanıtı net 'askeriye formu aynen uygulansa bu bir komedi dizisi değil belgesel olur' Oyuncuların yarısı askerliğini yapmamış. Bu yüzden eğitimler oldukça sıkı geçmiş. Oyuncular o kadar gerçekçi eğitim almışlar ve almaya devam ediyorlar ki Genelkurmay'dan bir ricaları var. 'Bizi askere aldıklarında en azından acemilik döneminden muaf tutulalım' diyorlar. Elçiye zeval olmazmış, benden söylemesi.
Karekök 4 = hav hav
Dost çok özel bir köpek, biraz bahsetmede geçemeyeceğim. Eğitmeni Bora Erbek tarafından üç aylıkken alınmış. Şimdi 1,5 yaşında. Arama, kurtarma eğitimi almış. Bu eğitimi alan köpeklere yapılan testte Türkiye'de tam puan alan tek köpekmiş. Otur, kalk, getir gibi temel ve kaldırıma çık kenardan yürü gibi karmaşık komutları çok sorunsuz algılıyor ama asıl marifeti matematik biliyor. Vallaha şaka değil. Gözümle gördüm. Dördün kare kökü kaç oğlum? Hav hav. Sekizden üç çıktı kaç kaldı? Hav hav hav hav hav. Eğitmeni soruyor o da havlayarak cevap veriyor. 'E, madem bu kadar akıllı, cep telefonunu topraktan kazıp çıkarması gereken sahne neden bu kadar uzadı?' Diye sorabilirsiniz, haklısınız. O da çok ilginç. Eğitmeni cep telefonuyla oynamasını daha önce yasaklamış ve Dost rol icabı da olsa cep telefonunu ağzına almayı istemedi. Uzun uğraşların sonunda rolünü başaran Dost'un ödülü ise 'good boy' diyerek başının sevilmesi. Dost'u pozitif eğitim sistemiyle eğiten Bora Erbek serbest olarak köpek eğitmenliği yapıyor. Cep telefonu 0 536 413 46 13. Benim de köpeğim sözümü dinlesin diyorsanız arayabilirsiniz.
Yemek molasında sohbet
Çekime ara verilmiş. Oyuncular sohbette. Aylardır sabah sekiz akşam altı çekim yapan ekip artık kardeş gibi olmuş. Resmin sağ alt köşesinde iştahla şeftalisini yiyen Erdinç Dinçer'in sette ilk günü. 7. Bölüm itibariyle konuk oyuncu olarak katılan Erdinç Dinçer, Astek Kerim'in (Orçun Kaptan) babasını oynuyor.
GÜLAY ALTAN
07 31 2005 aksam gazetesi
Okul mu, alay mı?
Girişte, nöbetçi kulübesinden nizamiye talimatnamesine kadar her şey gerçek gibi. Kapıdan içeriye girince askeriye atmosferi daha da yoğun hissediliyor. Diziyi, Altıoklar Film çekiyor. Yönetmen Kartal Tibet. Prodüksiyon ekibi ve Sanat Yönetmeni Fatoş Suda çok sağlam bir iş çıkarmışlar. Binaları, kaldırım taşlarını, bahçe çitlerini baştan aşağıya gerçek askeri bölge nasıl görünüyorsa öyle boyamışlar. Gerçi, bu lise binası daha önce de birçok filmde plato olarak kullanılmış. Birkaç taş bloktan oluşan okul, çok geniş bir alan üzerine kurulu. Bu sayede, rahat ve gerçeğe yakın çekimler yapılabiliyor.
Asker olunmaz, doğulur
Ben, sora sora 56. Piyade Alayı'na ulaştığımda ekip yemek molasındaydı. Oyuncuların pek çoğu yemeklerini yemiş dinleniyor. Biraz etrafı dolaşıp resim çekiyorum. Depo ve dinlenme odalarının bulunduğu bölgeden, dizinin Ahmet Başçavuş'u, oyuncu Naci Taşdöğen geliyor. Daha O'nun sahnelerinin çekimlerine çok var ama tam tekmil giyinmiş. Kamuflaj pantolonu ve yeşil tişörtüyle gerçek bir askerden hiç farkı yok. 'Asker olunmaz doğulur'un kanıtı gibi. Zaten yedek subay olarak askerliğini yaparken, askeriyede kalması teklif edilmiş ama oyunculuk isteği ağır bastığı için, kalamamış. Birkaç resmini çekmek istedim, hemen gidip G-3'ünü aldı (maket tabi), Rambo pozları verdi. Ah bir de boyu uzun olsaymış Arnold Schwarzenegger gibi dünya çapında bir oyuncu olurmuş (Kendisinin yalancısıyım). Bir insan hem zeki hem yetenekli bir oyuncu hem iyi bir dublaj sanatçısı, hem boylu poslu olabilir mi? Bence boy da eksik kalsın.
Perşembenin galibi
Emret Komutanım'ın 24 Mayıs'ta ilk bölümünün yayınlanmasından bu yana yedi hafta geçti. Her hafta mutlaka, hem AB grubunda hem de genelde 7,5 - 9 arasında reyting alıyorlar. Share denilen izlenme payları da % 40-45 civarı. Bu ne demek? Açıklayayım, yani dizinin yayınlandığı perşembe geceleri Türkiye genelinde açık olan her 100 televizyondan 45 tanesi onları izlemiş. 'İzleyen herkesi çok eğlendiren bu dizinin set arkası kim bilir ne kadar komiktir?' diye düşünüp benim yerimde olmayı istediğinizi biliyorum (ama bendeki şans... ). 'Set hazır herkes ziyaretçi parkına' dediklerinde sevine sevine gittim ve inanın öyle hüzünlü bir sahne çekiyorlardı ki neredeyse ağlıyordum. Efendim, Muzaffer Albay (Mehmet Ulay), Üsteğmen Levent'e (Ali Sarp Leventoğlu) hayata ve aşka dair nutuk çekiyor. Üsteğmen Levent ile Üsteğmen Çiğdem (Demet Evgar) arasında adı konmamış bir aşk yaşanıyor. Muzaffer Albay'da kendisini, ikisinin de babası saydığı için nasihat veriyor. Sahnenin hem felsefi bir yanı var hem de üst rütbeliler oynuyor ya, sanırım ondan acayip bir ciddiyet var.
Tavla şampiyonları
Bu kadar ciddiyet bünyeye zarar o yüzden ufak ufak kaçayım. Prodüksiyon ekibinden aldığım tüyoya göre, çekim sırasını bekleyen oyuncuların dinlendiği bölümde sağlam bir muhabbet yakalama şansım var. Şöyle bir sahne düşünün bir sürü asker çayır çimen yayılmış, kepler fora, elde sigara tavla oynuyor. Evet normal bir alayda olmaz ama burası 56. Piyade Alayı. Set arası başka türlü vakit geçmeyeceği için tavlalar açılmış ciddi kapışmalar yaşanıyor. Ahmet Başçavuş, Posta Ferit'i fena yenmiş. Arda Kural'ın morali bozuk. Çekimden önce Üsteğmen Levent'in ifadesini almış olan Arıza Hamza (Sermiyan Midyat), karşısına Jumbo Gökhan'ı (Ferdi Kurtuldu) oturtmuş çekişmeli bir maç yapılıyor. Kazanan Ahmet Başçavuş'la oynayacak. Oyunu ve bir paket sigarayı kazanan yine Arıza oldu. Bu kez iddia yok, çünkü Naci Taşdöğen buna karşı. Setin tavla şampiyonu var mı diye merak ettim ama herkesin katıldığı bir turnuva organize edememişler. Gerçi turnuva için para toplanmış ama İsrafil Köse (Laz Çavuş Cemal) parayı alıp kaçmış. Hemen inanmayın canım, bu Sermiyan Midyat'ın şakası. Bir türlü turnuva yapamayınca sete üç tavla almışlar. (Arıza Hamza, bu konuda da arıza çıkarıyor ve pulları beğenmiyor) Sermiyan Midyat ve Naci Taşdöğer'in çekişmeli tavla maçı devam ediyor ama ekip yer değiştirmiş, alayın köpeği Tertip'in oynayacağı sahne çekiliyor. Kaçırmamam lazım, bu yetenekli Golden Retriewer cinsi harika köpeğin çekimlerini izlemek için sete gitmeliyim. Maç sonucu mu? Bilmiyorum. Ardından kim bilir kaç maç daha yapıldı, o yüzden kimsenin hatırladığını da sanmıyorum.
Kayıp telefonun peşinde
Eğimli ve sık çam ağaçlarının bulunduğu alanda seti kurmak biraz zahmetli. Ekip şaryoyu yerleştirmeye çalışırken, oyuncular yerlere oturmuş bekliyor. Tosun Paşa'yı oynayan Mehmet Kurt, Show TV'nin Türkiye'nin Yıldızları yarışmasının ortaya çıkardığı bir yetenek. Mehmet Kurt, rahmetli Kemal Sunal'ın oynadığı İnek Şaban tiplemesine benzerliğiyle dikkati çekiyor. Arda Kural'a göre, Kemal Sunal bu filmlerde Mehmet'i oynamış. Çok doğal, gözlerinin içi gülen biri, ama Gaziantep'i özlüyor ve İstanbul'daki insan ilişkilerinden şikayetçi (Kim değil ki?). Şimdi çekilen sahnede, Üsteğmen Levent, Posta Ferit ve Tosun Paşa, alayın köpeği Tertip ile kaybolan cep telefonunu arayacak. Çekim sırasında Mehmet Kurt, biraz hata yapsa da, Yönetmen Kartal Tibet ve diğer oyuncu arkadaşlarının yardımlarıyla birkaç tekrarın ardından işi kotarıyor. Asıl iş, Dost'un yani dizideki adıyla Tertip'in toprağı kazıp telefonu çıkartmasında. Ama bu da Kartal Tibet'in ve diğer oyuncuların sabrı sonucu defalarca tekrar edilerek hallediliyor.
Komedi dizisinde belgesel tadı aramayın
Dizideki askeri atmosferi, yok efendim çarşaflar neden beyazmış, yok efendim acemi asker çarşı iznine sivil çıkar mıymış diye eleştirdiklerine bakmayın. Hem bazı elde olmayan sebeplerden hem de bazı kuralların eleştiriyi yapan kişilerin askerliklerini çoktan yapmış olduklarından değişmiş olan kuralları bilmedikleri için olan şeyler. Böyle ufak tefek ayrıntılara takmazsanız dizideki atmosfer bire bir askeriyedeki gibi. Bu ortamı sağlayan dizinin askeri danışmanı müstafi Üsteğmen Yüksel Güçlü. Dizi çekimi başlamadan oyuncuları sıkı bir eğitimden geçiren Yüksel Güçlü çekim sırasında da askeri eğitimleri sürdürüyor. Diyalogları eleştiren ve askeriyede bu kadar laubali olunmaz diyenlere de Güçlü'nün yanıtı net 'askeriye formu aynen uygulansa bu bir komedi dizisi değil belgesel olur' Oyuncuların yarısı askerliğini yapmamış. Bu yüzden eğitimler oldukça sıkı geçmiş. Oyuncular o kadar gerçekçi eğitim almışlar ve almaya devam ediyorlar ki Genelkurmay'dan bir ricaları var. 'Bizi askere aldıklarında en azından acemilik döneminden muaf tutulalım' diyorlar. Elçiye zeval olmazmış, benden söylemesi.
Karekök 4 = hav hav
Dost çok özel bir köpek, biraz bahsetmede geçemeyeceğim. Eğitmeni Bora Erbek tarafından üç aylıkken alınmış. Şimdi 1,5 yaşında. Arama, kurtarma eğitimi almış. Bu eğitimi alan köpeklere yapılan testte Türkiye'de tam puan alan tek köpekmiş. Otur, kalk, getir gibi temel ve kaldırıma çık kenardan yürü gibi karmaşık komutları çok sorunsuz algılıyor ama asıl marifeti matematik biliyor. Vallaha şaka değil. Gözümle gördüm. Dördün kare kökü kaç oğlum? Hav hav. Sekizden üç çıktı kaç kaldı? Hav hav hav hav hav. Eğitmeni soruyor o da havlayarak cevap veriyor. 'E, madem bu kadar akıllı, cep telefonunu topraktan kazıp çıkarması gereken sahne neden bu kadar uzadı?' Diye sorabilirsiniz, haklısınız. O da çok ilginç. Eğitmeni cep telefonuyla oynamasını daha önce yasaklamış ve Dost rol icabı da olsa cep telefonunu ağzına almayı istemedi. Uzun uğraşların sonunda rolünü başaran Dost'un ödülü ise 'good boy' diyerek başının sevilmesi. Dost'u pozitif eğitim sistemiyle eğiten Bora Erbek serbest olarak köpek eğitmenliği yapıyor. Cep telefonu 0 536 413 46 13. Benim de köpeğim sözümü dinlesin diyorsanız arayabilirsiniz.
Yemek molasında sohbet
Çekime ara verilmiş. Oyuncular sohbette. Aylardır sabah sekiz akşam altı çekim yapan ekip artık kardeş gibi olmuş. Resmin sağ alt köşesinde iştahla şeftalisini yiyen Erdinç Dinçer'in sette ilk günü. 7. Bölüm itibariyle konuk oyuncu olarak katılan Erdinç Dinçer, Astek Kerim'in (Orçun Kaptan) babasını oynuyor.
GÜLAY ALTAN
07 31 2005 aksam gazetesi