Ölümse....ölüm....!! Yasamsa.....yasam..!!
Yazmak isterdim yaşanılamayanları,
ama yazacak kadar bile bir yaşam bulamıyorum..
En uçsuz kuytularda, en karanlık ormanlarda,
en derin rüzgarlarda kayboldu yüreğim...
Bütün kuşlar göçtü bu soğuk havalardan,
bu donmuş atmosferden..
bir ben kaldım şaşkın..
Uçurumun kıyısında oturuyorum
ayaklarım boşlukta sallanıyor
uzanmışım yıldızları seyrediyorum....
Kaybolmuş küçük yıldız,
saman yolundan kaçmış küçük yıldız,
evet işte o şimdi kaydı....
Gökyüzünden....
ışıklarını saça saça yokoluşa gidiyor....
Kesik kesik, kopmuş gibi hayat,
avuçlarımdan kayar gibi,
yok oluşa bir adım daha...
Adım adım hayat, adım adım ölüm gibi,
göz göre göre yok olmak gibi...
Umutsuz, umut bile umutsuz hayattan...
her umudun ucunda bir umutsuzlukta var azıcık..
Ne yana baksam adını koyamadığım bir nehir sızıyor,
akıyor, bazen coşuyor gözlerimden
Hayat.........ölüm........müdür?.......Yaşarken... ....
yaşamak kaybolmak karanlıkta......
Aydınlık bir mum ışığı sadece,
hayatlarımız fenersiz tünellerden geçiş gibi....
Herkesin bir yalanı var yaşadığı,
gözleri kapalı hayatlarda...
Oysa ben gözlerimi asla kapatmadan
tüm aydınlıkları görerek yaşamak isterim hayatı...
Yoksa hayat, hayat olmaz.......
tiyatro ve replikleri belli oyunlar.....
Birbirinin aynı hayatlar..kopyalanmış yürekler,
duygusuz, kalabalık boşluklar....
Bomboş boşluklar
uçurum gibi ve hep düşerken birşeylere
tutunma isteği.....
Oysa ben düşerken tutunmak istemiyorum
özgürce düşmek istiyorum.....
Ölümse ölüm...........yaşamsa yaşam......!
Yazmak isterdim yaşanılamayanları,
ama yazacak kadar bile bir yaşam bulamıyorum..
En uçsuz kuytularda, en karanlık ormanlarda,
en derin rüzgarlarda kayboldu yüreğim...
Bütün kuşlar göçtü bu soğuk havalardan,
bu donmuş atmosferden..
bir ben kaldım şaşkın..
Uçurumun kıyısında oturuyorum
ayaklarım boşlukta sallanıyor
uzanmışım yıldızları seyrediyorum....
Kaybolmuş küçük yıldız,
saman yolundan kaçmış küçük yıldız,
evet işte o şimdi kaydı....
Gökyüzünden....
ışıklarını saça saça yokoluşa gidiyor....
Kesik kesik, kopmuş gibi hayat,
avuçlarımdan kayar gibi,
yok oluşa bir adım daha...
Adım adım hayat, adım adım ölüm gibi,
göz göre göre yok olmak gibi...
Umutsuz, umut bile umutsuz hayattan...
her umudun ucunda bir umutsuzlukta var azıcık..
Ne yana baksam adını koyamadığım bir nehir sızıyor,
akıyor, bazen coşuyor gözlerimden
Hayat.........ölüm........müdür?.......Yaşarken... ....
yaşamak kaybolmak karanlıkta......
Aydınlık bir mum ışığı sadece,
hayatlarımız fenersiz tünellerden geçiş gibi....
Herkesin bir yalanı var yaşadığı,
gözleri kapalı hayatlarda...
Oysa ben gözlerimi asla kapatmadan
tüm aydınlıkları görerek yaşamak isterim hayatı...
Yoksa hayat, hayat olmaz.......
tiyatro ve replikleri belli oyunlar.....
Birbirinin aynı hayatlar..kopyalanmış yürekler,
duygusuz, kalabalık boşluklar....
Bomboş boşluklar
uçurum gibi ve hep düşerken birşeylere
tutunma isteği.....
Oysa ben düşerken tutunmak istemiyorum
özgürce düşmek istiyorum.....
Ölümse ölüm...........yaşamsa yaşam......!