Tat almadan geçiyorken gençliğim
Ellerimden tutan, ruhumdakı karanlıkları aydınlatan
Ve parçalanmış yasantıma anlam katan..SENDİN…
Bakıp da görmeyen gözlerime
Yasamın uc noktalarını gösteren
Umursamaz deli dolu yaşayıp
''baska hayat yok sevgili'' diye
Koşarcasına sürükleyip beni peşinden
Deli fisek gibi rüzgârlara katan… SENDİN…
Orselenmis bedenime vuran gün ışığını
Gözlerinde süzerek
Yedi renk gökkuşağı gibi yansıtan… SENDİN…
Söndüremediğim yürek yangınlarımı
Usul usul yagan yagmurlar gibi serinleten SEN…
Ve yine o yagmurlarla denize düşüp okyanuslara ulastıran,
Geçmişe ve geleceğe kafa tutturan… SENDİN…
'Son günümüz' diyerek başlayıp her yeni güne
Doldurup taşıran sendin ne varsa
Uykularımı bölen, karabasan misali sinsice bedenime çöküp
Nefes almaya çalıstıkca boğazıma düğümlenen
Yutkunamadıgım çirkinlikleri güzelleştiren… SENDİN…
Drama gibi oynarken tiyatro sahnelerinde yasamımı
Ve mora çalan hüzün gecelerimi
Tozpembe çiceklerle süsleyen SEN…
Sonra dağların koyaklarında
Ve ucurum kıyılarındaki kardelenleri
Koklatan deli cesaretim… SENDİN…
Zindan karanlığına dönen yüreğimin kuytuluklarında kalmış
Yaşama dair ne varsa bulup çıkaran
Ateş böcekleri gibi yolumu aydınlatan… SENDİN…
Göz yaşlarımı dindiren, yeni baştan kucak açtıran yaşama SEN
Benliğine nakış gibi islemiş
İçi dışı senle dopdolu BEN
And içelim… vazgeçmek yok birbirimizden…
Ellerimden tutan, ruhumdakı karanlıkları aydınlatan
Ve parçalanmış yasantıma anlam katan..SENDİN…
Bakıp da görmeyen gözlerime
Yasamın uc noktalarını gösteren
Umursamaz deli dolu yaşayıp
''baska hayat yok sevgili'' diye
Koşarcasına sürükleyip beni peşinden
Deli fisek gibi rüzgârlara katan… SENDİN…
Orselenmis bedenime vuran gün ışığını
Gözlerinde süzerek
Yedi renk gökkuşağı gibi yansıtan… SENDİN…
Söndüremediğim yürek yangınlarımı
Usul usul yagan yagmurlar gibi serinleten SEN…
Ve yine o yagmurlarla denize düşüp okyanuslara ulastıran,
Geçmişe ve geleceğe kafa tutturan… SENDİN…
'Son günümüz' diyerek başlayıp her yeni güne
Doldurup taşıran sendin ne varsa
Uykularımı bölen, karabasan misali sinsice bedenime çöküp
Nefes almaya çalıstıkca boğazıma düğümlenen
Yutkunamadıgım çirkinlikleri güzelleştiren… SENDİN…
Drama gibi oynarken tiyatro sahnelerinde yasamımı
Ve mora çalan hüzün gecelerimi
Tozpembe çiceklerle süsleyen SEN…
Sonra dağların koyaklarında
Ve ucurum kıyılarındaki kardelenleri
Koklatan deli cesaretim… SENDİN…
Zindan karanlığına dönen yüreğimin kuytuluklarında kalmış
Yaşama dair ne varsa bulup çıkaran
Ateş böcekleri gibi yolumu aydınlatan… SENDİN…
Göz yaşlarımı dindiren, yeni baştan kucak açtıran yaşama SEN
Benliğine nakış gibi islemiş
İçi dışı senle dopdolu BEN
And içelim… vazgeçmek yok birbirimizden…