Bu gece susalım. Nasılsa bir gece daha var önümüzde. Sonra bir tane daha, ardından bir tane daha...
Bu gece susalım. Nasılsa birgün konuşuruz. Geceler uzar, günlere döner ve sen ve ben herşeyin en derininde, ya sonra?
Sonrası yok. Öyle işte...
Ellerime bakıyorsun. Elini tutuyorum, ama yalnızca ben, sen izliyorsun.
Ben seviyorum Sen izliyorsun...
Bu gece uyuyalım. Nasılsa bir gece daha var önümüzde, sonra bir tane daha, ardından bir tane daha...
Konuşuyorsun.
Sevebilir misin konuşunca?
Ve durur mu zaman gecenin en çocuk saatinde , Bir çocuk ağlar...
Bu gece konuşalım. Nasılsa bir gece daha var önümüzde, sonra bir tane daha, ardından bir tane daha.... Sonra? Sonrası yok, öyle işte...
Yüzüme bakıyorsun. Sesini duyuyorum. Ama yalnızca sen konuşuyorsun, ben izliyorum.
Sen seviyorsun
Ben izliyorum
İlaçlarımı aldım.
Alınca geçer mi?
Bütün herşey bir anda yok olur mu sahiden ve sever mi bir kadın gecenin en yalnız saatinde...
Bu gece gülelim. Nasılsa bir gece daha var sonra, sonra bir bir tane daha, ardından bir tane daha... Ya sonra?
Sonrası yok, öyle işte...
Sesim çıkmıyor.
Ve yüzümü nereye saklasam geçmiyor.
Sana baksam olmuyor
Ona bakınca
Gece saatlerinden utanıyor
Sevsem
Hiç birşey kabul etmiyor gözlerim ...
Bu gece öyle duralım. Bozuk saatler gibi... Nasılsa bir gece daha var, sonra bir tane daha, ardından bir tane daha... Sonra? Sonrası yok. Öyle işte...
Sevmiyorum.
Bu sevgi değil. Başka bir şey.
Yalnızlığın en gecesinde bir saat "tik- tak"larına yenilmiş.
Ve sonunda sesi çıkmaz olmuş, sevmemiş.
Ne gecesini zamanın, ne gündüzünü ve zaman intikam alınca durmuş saat bir kadının erkek yerinde...
Bu gece sevelim. Artık zaman kalmadı. Bir gece daha bitti. Yarın bir tane daha bitecek. Öbür gün bir tane daha... Ya sonra? Sonrası yok... öyle işte...
Seviyorum...
En çocuk yerinde zamanın ve beni en sevmediğin yerimde.
Seviyorum ...
Gecenin utanan saatlerinde susunca konuşunca durunca bir zamanın en kadın saatinde...
Gözlerim kan çanak ve sen sessiz bir tavşan uykusuyla sıçramalarda...
Ben severken
Sen uyurken...
Bu gece susalım. Nasılsa birgün konuşuruz. Geceler uzar, günlere döner ve sen ve ben herşeyin en derininde, ya sonra?
Sonrası yok. Öyle işte...
Ellerime bakıyorsun. Elini tutuyorum, ama yalnızca ben, sen izliyorsun.
Ben seviyorum Sen izliyorsun...
Bu gece uyuyalım. Nasılsa bir gece daha var önümüzde, sonra bir tane daha, ardından bir tane daha...
Konuşuyorsun.
Sevebilir misin konuşunca?
Ve durur mu zaman gecenin en çocuk saatinde , Bir çocuk ağlar...
Bu gece konuşalım. Nasılsa bir gece daha var önümüzde, sonra bir tane daha, ardından bir tane daha.... Sonra? Sonrası yok, öyle işte...
Yüzüme bakıyorsun. Sesini duyuyorum. Ama yalnızca sen konuşuyorsun, ben izliyorum.
Sen seviyorsun
Ben izliyorum
İlaçlarımı aldım.
Alınca geçer mi?
Bütün herşey bir anda yok olur mu sahiden ve sever mi bir kadın gecenin en yalnız saatinde...
Bu gece gülelim. Nasılsa bir gece daha var sonra, sonra bir bir tane daha, ardından bir tane daha... Ya sonra?
Sonrası yok, öyle işte...
Sesim çıkmıyor.
Ve yüzümü nereye saklasam geçmiyor.
Sana baksam olmuyor
Ona bakınca
Gece saatlerinden utanıyor
Sevsem
Hiç birşey kabul etmiyor gözlerim ...
Bu gece öyle duralım. Bozuk saatler gibi... Nasılsa bir gece daha var, sonra bir tane daha, ardından bir tane daha... Sonra? Sonrası yok. Öyle işte...
Sevmiyorum.
Bu sevgi değil. Başka bir şey.
Yalnızlığın en gecesinde bir saat "tik- tak"larına yenilmiş.
Ve sonunda sesi çıkmaz olmuş, sevmemiş.
Ne gecesini zamanın, ne gündüzünü ve zaman intikam alınca durmuş saat bir kadının erkek yerinde...
Bu gece sevelim. Artık zaman kalmadı. Bir gece daha bitti. Yarın bir tane daha bitecek. Öbür gün bir tane daha... Ya sonra? Sonrası yok... öyle işte...
Seviyorum...
En çocuk yerinde zamanın ve beni en sevmediğin yerimde.
Seviyorum ...
Gecenin utanan saatlerinde susunca konuşunca durunca bir zamanın en kadın saatinde...
Gözlerim kan çanak ve sen sessiz bir tavşan uykusuyla sıçramalarda...
Ben severken
Sen uyurken...