Ben yaşlanınca torunlarıma sana nasıl aşık olduğumu anlatacaktım. senin için ne kadar değiştiğimi gururla anlatıp onlara aşkı öğütleyecektim..
Mesela uzun yıllar huzurla kollarında uyuyacaktım.. sana kızınca bakkal listesinde bilerek birşeyleri unutacaktım. sen şimdi geldim niye söylemedin diye mızmızlanacaktın Ben şımarıkça unutmuşum diyecektim.
Mesela her yaz kıyafet kavgası yapacak ve buna kızacaktım..
Mesela kızımıza senden gizli çarşı izinleri verecektim, geç kalmasın senden erken gelsin diye camlarda bekleyecektim.
Ondan da önce mesela ben hamileyken sana ayaklarımı ovduracaktım..
Bana kızdığın zamanlar duş alıp saçlarımı kim tarayacak diye soracaktım..
Ben seni her gün öpebilmeyi hayal etmiştim. seninle her gün gülüşmeyi, her gün koklayabilmeyi..
Artık anlamsız hepsi, sen beni görmek bile istemezsin değil mi? beni tanıdığına da pişman mısın peki?
Gidiyorum, karşılaşmayacağız, seni hatırlatmayacak sokaklar.. beni evimde hatıralarımla bırakıp tertemiz lekesiz hayatına devam etmiştin ya, bende ayak izlerimizi sana emanet ediyorum şimdi. kalan son anılar, oturulan cafeler, gidilen sinemalar, buluşulan köşeleri sen sakla, ben de tertemiz günleri hak ediyorum çünkü..
Gidiyorum, son nefesimde adını anacağımı bilerek.. içimden içim kopa kopa gidiyorum.. söyle bakalım bu da bi çeşit cehennem değil mi?
Ben, otobüsümün yolunu kesecek cesur adamı hayal etmekten vazgeçtim, sadece yıllar sürse bile bir gün bana beni istediğini söylemeni beklemeye gidiyorum.
aynı göğün altında olacağız ya hem.. ne farkeder değil mi?
[Alıntıdır - Konuyu arattırdım ama aynısı varsa silinebilir ]