İŞTE GİDİYORUM
Karşılıksız bir aşka kurban ettim ömrümü..
Toprak alsın benimde bu hazin öykümü..
İşte gidiyorum..
Gurbet yorgunu gövdemi çukura kim indirecek
İşte gidiyorum..
Bu menfur cinayeti,şimdi çıkıp kim üstlenecek..
Çürüdü gözlerim,yüreğim,bu yağmurlu şehirde..
İşte gidiyorum..
Beni kaldırın,hicran kalsın teneşirde..
Size yüzyıllardır sesini kaybetmiş
Bir türkü söyliyecektim...
Ve bir yayla şefkatiyle,
Kirpiğinizin ucundan öpecektim..
Bir masum türküydü sadece..
Yüzbinlerce madurun gönlünde
Belki söyleriz hepbirlikte
Belki, mahşerin birinci gününde
Nasıl sevmiştim hepinizi..nasıl böyle oldu akıbetim?
Ve nasıl çöle döndü
O benim gül gülistan memleketim..
İşte gidiyorum, hiçbiriniz, hiçbir dilde beni anlamadınız
Ben başımı verdim, sizinse
İnsafsız bir linç oldu karşılığınız
İşte gidiyorum
Penceresiz bir dünyanın labirentine
İşte gidiyorum
''Saçlarındaki yıldızları koparabilirsin anne''
Sonunda kaptırdım gönlümü
ölüm denen o kaypak türküye...
Ve işte kurtuldun benden
Şen olasın ey sevgilim Türkiye
Elbet benimde vardı
Kendime ve yurduma dair umutlarım
Belki bıraktığım yerden sürdürür
Dostlarım, çocuklarım...
Çatladı yüreğim çatladı sazım
Demekki böyleymiş yazım
Sizlere armağan olsun
Sizlerden ödünç aldığım bu yürek sızım...
Benim hiç hayalim olmadı anne
Ne seni rahat ettirdim, ne kendim ettim rahat
Bir mutluluk fotoğrafı bile çekdirmedi bu hayat
Kaybolmuş bir anahtar kadar sahipsizim anne
Ne omuzumda bir dost eli, ne saçımda bir şefkat...
Sayki yollarda akan, şu feydasız çamurdan anne...
Sayki ıslanmaktım, üşümektim
Sayki yağmurdum anne?
Bunca yıldır gözyaşını, hangi denizlere sakladın
Oy ben öleyim, sen beni ne diye doğurdun anne?
Karşılıksız bir aşka kurban ettim ömrümü..
Toprak alsın benimde bu hazin öykümü..
İşte gidiyorum..
Gurbet yorgunu gövdemi çukura kim indirecek
İşte gidiyorum..
Bu menfur cinayeti,şimdi çıkıp kim üstlenecek..
Çürüdü gözlerim,yüreğim,bu yağmurlu şehirde..
İşte gidiyorum..
Beni kaldırın,hicran kalsın teneşirde..
Size yüzyıllardır sesini kaybetmiş
Bir türkü söyliyecektim...
Ve bir yayla şefkatiyle,
Kirpiğinizin ucundan öpecektim..
Bir masum türküydü sadece..
Yüzbinlerce madurun gönlünde
Belki söyleriz hepbirlikte
Belki, mahşerin birinci gününde
Nasıl sevmiştim hepinizi..nasıl böyle oldu akıbetim?
Ve nasıl çöle döndü
O benim gül gülistan memleketim..
İşte gidiyorum, hiçbiriniz, hiçbir dilde beni anlamadınız
Ben başımı verdim, sizinse
İnsafsız bir linç oldu karşılığınız
İşte gidiyorum
Penceresiz bir dünyanın labirentine
İşte gidiyorum
''Saçlarındaki yıldızları koparabilirsin anne''
Sonunda kaptırdım gönlümü
ölüm denen o kaypak türküye...
Ve işte kurtuldun benden
Şen olasın ey sevgilim Türkiye
Elbet benimde vardı
Kendime ve yurduma dair umutlarım
Belki bıraktığım yerden sürdürür
Dostlarım, çocuklarım...
Çatladı yüreğim çatladı sazım
Demekki böyleymiş yazım
Sizlere armağan olsun
Sizlerden ödünç aldığım bu yürek sızım...
Benim hiç hayalim olmadı anne
Ne seni rahat ettirdim, ne kendim ettim rahat
Bir mutluluk fotoğrafı bile çekdirmedi bu hayat
Kaybolmuş bir anahtar kadar sahipsizim anne
Ne omuzumda bir dost eli, ne saçımda bir şefkat...
Sayki yollarda akan, şu feydasız çamurdan anne...
Sayki ıslanmaktım, üşümektim
Sayki yağmurdum anne?
Bunca yıldır gözyaşını, hangi denizlere sakladın
Oy ben öleyim, sen beni ne diye doğurdun anne?