Tutsak olduğun her yarım kalmışlığında bir damla ateş olsan
düştüğün her yerde bir kıvılcım bırakacaksın .
Bu da seni duygusal anlamda yüz binlerce parçaya bölmeye yetecek .
Sonraları bir gün gelecek ve sen bir meşale yakmaya çalışacaksın ;
ancak elinde kalan bir tortu ateş parçası o meşaleyi yakmaya yetmeyecek .
Önemsiz diye geride bırakıp gittiğin o minik kıvılcımların önemini
sezeceksin ve ömrünün kalan yüzünü onları toplamaya adayacaksın .
Bir gün toplamış olup elinde kocaman alevler ile gelmiş olsan da
yakabileceğin bir meşalen olmayacak; çünkü sen ateşin derdine
düşüp onu yıllar öncesinde bıraktın .
Oraya hiç gidemeyeceksin ki zaten …
Şimdi söyle bana : Ey Sen !
Sana kalan tamamen senin olan bir duygun kaldı mı ?
Özlemin hangi söğüt ağacı altında kaldı öfken hangi şehit cenazesin de ?
Sevgin hangi soğuk otel odasın da inancını yaktığın kaç tütsüde bıraktın
ve cesaretin ve gücün ve hasretin ve sen Dünya’nın neresindesin ?
Haritanın hangi köşesinde yaşamışlığın canını yakan acıların hangi
kaldırım taşında saklı ?
Umutların hangi limandan çıkmış okyanuslara ?
Sen ! Kanatlan ve uç .
En yükseklere ta erişilmezlere kadar süzül gökyüzünde .
Bak yeryüzüne .
Sonra anlat bana ;
Her insanın kendi derdine düştüğünü boş bir çemberin içine dalıp gittiğini.
Sabır kelimesini defterden nasıl sildiklerini .
Anlat bana. Ey sen !
Susma .
Bazen susmak hiçbir şeyden öte her şeydir bilirim .
Ancak . Zaman susmak zamanı değil . Çek al benliğini bu girdaptan .
Karanlıktan korkma gündoğumu gelecek ışığı düşün .
Yalnızlığa isyan etme dost ol onunla onu da yalnızlığa terk etme .
Matemler tutma içinde çığlık at; tüm öfkeni saç örenlere .
Acımasın ciğerin her yutkunuşunda dingin ol .
Acıyı tat acının ne olduğunu bil anla .
Unutma sakın neden atıyor kalbin ve ne için sana bir beden bahşedildi.
Şimdi sen. Aslında ben !
Sen üstüne alma dost. Yazdıklarım içimdeki öteki ben’edir .
Peki sen hiç içindeki diğer senle konuşabildin mi ya da senden başka
bir başka daha sen olduğunun farkında oldun mu hiç ?.
Hey sen aslında ben !
Hadi koy artık noktayı ve oku neler yazmış sadece yazmayı
becerebilen ancak hiç uygulayamayan öteki ben .
Oku ki :
Karanlığı ışığın
Işığı yalnızlığın
Yalnızlığı dostun
Dostunu da bir tek içindeki sen belleyesin .
Ötesi yok …
Sana söylediğim her söz ettiğim her öğüt gösterdiğim her yol ve
koyduğum her soru işareti aslında kendimedir .
Sen bahanesin !
düştüğün her yerde bir kıvılcım bırakacaksın .
Bu da seni duygusal anlamda yüz binlerce parçaya bölmeye yetecek .
Sonraları bir gün gelecek ve sen bir meşale yakmaya çalışacaksın ;
ancak elinde kalan bir tortu ateş parçası o meşaleyi yakmaya yetmeyecek .
Önemsiz diye geride bırakıp gittiğin o minik kıvılcımların önemini
sezeceksin ve ömrünün kalan yüzünü onları toplamaya adayacaksın .
Bir gün toplamış olup elinde kocaman alevler ile gelmiş olsan da
yakabileceğin bir meşalen olmayacak; çünkü sen ateşin derdine
düşüp onu yıllar öncesinde bıraktın .
Oraya hiç gidemeyeceksin ki zaten …
Şimdi söyle bana : Ey Sen !
Sana kalan tamamen senin olan bir duygun kaldı mı ?
Özlemin hangi söğüt ağacı altında kaldı öfken hangi şehit cenazesin de ?
Sevgin hangi soğuk otel odasın da inancını yaktığın kaç tütsüde bıraktın
ve cesaretin ve gücün ve hasretin ve sen Dünya’nın neresindesin ?
Haritanın hangi köşesinde yaşamışlığın canını yakan acıların hangi
kaldırım taşında saklı ?
Umutların hangi limandan çıkmış okyanuslara ?
Sen ! Kanatlan ve uç .
En yükseklere ta erişilmezlere kadar süzül gökyüzünde .
Bak yeryüzüne .
Sonra anlat bana ;
Her insanın kendi derdine düştüğünü boş bir çemberin içine dalıp gittiğini.
Sabır kelimesini defterden nasıl sildiklerini .
Anlat bana. Ey sen !
Susma .
Bazen susmak hiçbir şeyden öte her şeydir bilirim .
Ancak . Zaman susmak zamanı değil . Çek al benliğini bu girdaptan .
Karanlıktan korkma gündoğumu gelecek ışığı düşün .
Yalnızlığa isyan etme dost ol onunla onu da yalnızlığa terk etme .
Matemler tutma içinde çığlık at; tüm öfkeni saç örenlere .
Acımasın ciğerin her yutkunuşunda dingin ol .
Acıyı tat acının ne olduğunu bil anla .
Unutma sakın neden atıyor kalbin ve ne için sana bir beden bahşedildi.
Şimdi sen. Aslında ben !
Sen üstüne alma dost. Yazdıklarım içimdeki öteki ben’edir .
Peki sen hiç içindeki diğer senle konuşabildin mi ya da senden başka
bir başka daha sen olduğunun farkında oldun mu hiç ?.
Hey sen aslında ben !
Hadi koy artık noktayı ve oku neler yazmış sadece yazmayı
becerebilen ancak hiç uygulayamayan öteki ben .
Oku ki :
Karanlığı ışığın
Işığı yalnızlığın
Yalnızlığı dostun
Dostunu da bir tek içindeki sen belleyesin .
Ötesi yok …
Sana söylediğim her söz ettiğim her öğüt gösterdiğim her yol ve
koyduğum her soru işareti aslında kendimedir .
Sen bahanesin !