ACI ÇEKİYORUM
Bir çiçek daha öldü bugün
Kuruyan yapraklarla örtülü evim
Giren insanların ruhlarıyla yaşadığım
Giderek çürüyen bedenim
Ben unuttum,o çiçekleri sulamayı
Kızların ruhlarını beslemeyi
Siyahlarla örtülmüşken bedenim
Hata sizlerde bana gelmekle
İhtiyacım var sizlere biliyorsunuz
Tek dostumdunuz sevgili balıklarım
Ama sizlerde boğuldunuz sonunda
Bir kaşık su içinde
Sizlere ne oldu kuşlarım
Sevişirdiniz saatlerce,kur yapardınız
Unuttum sizleri de beslemeyi
Acı çektiniz benim gibi
Ben neyi doğru yaptım ki,bugüne dek
Hep yanlış yaptım,doğruları bulana dek
Doğru benden hep kaçmışsa
Suç sizde doğruyu bana getirmediniz diye
...................................................................................................
Elini Vermiyor Hayat!
Yerde kıvranan kalbimin üstünde dansediyor acılar
koparıp göğsümden yerlere fırlattığım kalbimin
kimse dönüp bakmıyor
görmüyor ateşler içinde kıvrandığını kalbimin
eğilip almıyor ateşler içinde
yanıyor kalbim!
kalbim ahhh!!!
Yaprakları acılı rüzgarlada ürperen
yorgun bir dağ lalesiyim bir yol başında
yaralı ceylanların gözlerinde inliyor bedenim
ruhum bir cellâtınki kadar soğuk ve tedirgin
kirli bir hayatın karanlık odalarında
mil çekiliyor gözlerime
kör oluyorum!
dost bildiklerim hançerini saplıyor göğsüme
yaralanıyor canevim
kan damlıyor her yerimden
yüreğimden
ellerimden
gözlerimden
dudaklarımdan...
ahhh!!!
Zifir karası gecelerin acısı zaptediyor ruhumu
kalbimin en ince sızısından vuruyor hayat
ne güneş ısıtıyor üşüyen anılarımı artık
ne de insanlardan kaçıp sığındığım tenhalar
çıkmaz sokaklarda yitirdim yolumu, şaşkınım
şimdi yüreğim çırpınan yaralı bir kuş gibi çaresiz
kış kadar soğuk bedenim şimdi
param parça her yerim
bir ihanet sisinde yitirdim herşeyimi
yıldızlar göz kırpmıyor , ay küs
sisli geçen her gecenin ardından yağmuru bekliyorum
Ah!!! Diyorum,
keşke bende duygusuz yaşamayı becerebilseydim
yalanlar sıralayabilseydim, yalanların ardından
aç çocukların gözlerine bakıp utanmasaydım
yanmasaydım bu kadar dünyanın acısına
gözlerime perde çekip, unutabilseydim her olup biteni
ihanetlere incitmeseydim yüreğimi bu kadar
Ey ömrüm ödedim borcunu acıların, azad eyle beni
anladımki söz geçmiyor yüreğe tufandan sonra
bağışlamıyor hayat yüreğiyle oynayanı
el yordamıyla yürüyorum şimdi yürüdüğüm yerde
yalanlardan örülmüş bir duvarın kenarından tutunarak,
onurlulara mahsus acılı taşlara yürüyorum...
bir sümüklüböceğin kabuğunu sürüklediği çaresizlikle
sürüklüyorum bölük pörçük hayatımı ardımdan.
Ey kalbe saplanan hançer
ey ciğere işlenen kurşun
bu yürek artık ağlamamalı,
yanmamalı acılara bu kadar
ağır geliyor onurlu bir ömrün çekilen yükü
bir yanım deniz, bir yanım uçurum, bir yanım ateş
yalnız bir yolcuyum meçhule giden dümensiz bir gemide
gözlerimde kaç bin yıllık ah!
yüzme bilmediğini bile bile denize atıyorum kalbimi
alıp götürsün diye upuzun yanlızlıklara dalgalar
Yorgun bir dağ lalesinin hazin hikayesi hayatım
yaşama sevincimi yıllar önce
çiçekleri çiğnenen bir bahçede yitirdim
ağrılar içindeyim şimdi ah! mavi kuş
yorgunum, bitkinim, dargınım!
elini vermiyor hayat!
bir uçurum kenarında
ha düştüm düşeceğim
her gece bir yıldız kayıyor gözlerimden
yüreğimden bir dilek sönüyor her gece
bu yüzden hep yetimdir bir yanım
bir yanım aşka ve acıya ayarlı
enkaz oldum, toz oldum, duman oldum
(*)"ben bu kahrı çeke çeke yoruldum"
kara bir dumanla boğuluyorum şimdi
şimdi kara gecelerin kör kelebeği gözlerim
karanlıklar içindeyim dipsiz bir kuyuda
dolunay
bulutların arkasından
bakar
bakar
darılır...
ben
dolunaya
bakar
bakar
utanırım...
.........................................................................................................
ACIMIN TOHUMLARI
Kuru toprağı seçtik bilinçsizce
Kökünü topraktan ayırdık
Yağmur yağdı üzerimize
Bahar geldikçe
Yeşerdi acılarımız
Tohumları avuçlarına aldı rüzgar
Savurdu uzaklara
Dağıldı göğün mavisinde
Geceye yıldız,
Denizlere yakamoz oldu acılarımız
Kumsala diz çöktü beyaz yüzün
Kara gözlerinden akan hüzün
Vaktiyle yüreğim yüreğine müebbet hüküm.
.....................................................................................................
Bir çiçek daha öldü bugün
Kuruyan yapraklarla örtülü evim
Giren insanların ruhlarıyla yaşadığım
Giderek çürüyen bedenim
Ben unuttum,o çiçekleri sulamayı
Kızların ruhlarını beslemeyi
Siyahlarla örtülmüşken bedenim
Hata sizlerde bana gelmekle
İhtiyacım var sizlere biliyorsunuz
Tek dostumdunuz sevgili balıklarım
Ama sizlerde boğuldunuz sonunda
Bir kaşık su içinde
Sizlere ne oldu kuşlarım
Sevişirdiniz saatlerce,kur yapardınız
Unuttum sizleri de beslemeyi
Acı çektiniz benim gibi
Ben neyi doğru yaptım ki,bugüne dek
Hep yanlış yaptım,doğruları bulana dek
Doğru benden hep kaçmışsa
Suç sizde doğruyu bana getirmediniz diye
...................................................................................................
Elini Vermiyor Hayat!
Yerde kıvranan kalbimin üstünde dansediyor acılar
koparıp göğsümden yerlere fırlattığım kalbimin
kimse dönüp bakmıyor
görmüyor ateşler içinde kıvrandığını kalbimin
eğilip almıyor ateşler içinde
yanıyor kalbim!
kalbim ahhh!!!
Yaprakları acılı rüzgarlada ürperen
yorgun bir dağ lalesiyim bir yol başında
yaralı ceylanların gözlerinde inliyor bedenim
ruhum bir cellâtınki kadar soğuk ve tedirgin
kirli bir hayatın karanlık odalarında
mil çekiliyor gözlerime
kör oluyorum!
dost bildiklerim hançerini saplıyor göğsüme
yaralanıyor canevim
kan damlıyor her yerimden
yüreğimden
ellerimden
gözlerimden
dudaklarımdan...
ahhh!!!
Zifir karası gecelerin acısı zaptediyor ruhumu
kalbimin en ince sızısından vuruyor hayat
ne güneş ısıtıyor üşüyen anılarımı artık
ne de insanlardan kaçıp sığındığım tenhalar
çıkmaz sokaklarda yitirdim yolumu, şaşkınım
şimdi yüreğim çırpınan yaralı bir kuş gibi çaresiz
kış kadar soğuk bedenim şimdi
param parça her yerim
bir ihanet sisinde yitirdim herşeyimi
yıldızlar göz kırpmıyor , ay küs
sisli geçen her gecenin ardından yağmuru bekliyorum
Ah!!! Diyorum,
keşke bende duygusuz yaşamayı becerebilseydim
yalanlar sıralayabilseydim, yalanların ardından
aç çocukların gözlerine bakıp utanmasaydım
yanmasaydım bu kadar dünyanın acısına
gözlerime perde çekip, unutabilseydim her olup biteni
ihanetlere incitmeseydim yüreğimi bu kadar
Ey ömrüm ödedim borcunu acıların, azad eyle beni
anladımki söz geçmiyor yüreğe tufandan sonra
bağışlamıyor hayat yüreğiyle oynayanı
el yordamıyla yürüyorum şimdi yürüdüğüm yerde
yalanlardan örülmüş bir duvarın kenarından tutunarak,
onurlulara mahsus acılı taşlara yürüyorum...
bir sümüklüböceğin kabuğunu sürüklediği çaresizlikle
sürüklüyorum bölük pörçük hayatımı ardımdan.
Ey kalbe saplanan hançer
ey ciğere işlenen kurşun
bu yürek artık ağlamamalı,
yanmamalı acılara bu kadar
ağır geliyor onurlu bir ömrün çekilen yükü
bir yanım deniz, bir yanım uçurum, bir yanım ateş
yalnız bir yolcuyum meçhule giden dümensiz bir gemide
gözlerimde kaç bin yıllık ah!
yüzme bilmediğini bile bile denize atıyorum kalbimi
alıp götürsün diye upuzun yanlızlıklara dalgalar
Yorgun bir dağ lalesinin hazin hikayesi hayatım
yaşama sevincimi yıllar önce
çiçekleri çiğnenen bir bahçede yitirdim
ağrılar içindeyim şimdi ah! mavi kuş
yorgunum, bitkinim, dargınım!
elini vermiyor hayat!
bir uçurum kenarında
ha düştüm düşeceğim
her gece bir yıldız kayıyor gözlerimden
yüreğimden bir dilek sönüyor her gece
bu yüzden hep yetimdir bir yanım
bir yanım aşka ve acıya ayarlı
enkaz oldum, toz oldum, duman oldum
(*)"ben bu kahrı çeke çeke yoruldum"
kara bir dumanla boğuluyorum şimdi
şimdi kara gecelerin kör kelebeği gözlerim
karanlıklar içindeyim dipsiz bir kuyuda
dolunay
bulutların arkasından
bakar
bakar
darılır...
ben
dolunaya
bakar
bakar
utanırım...
.........................................................................................................
ACIMIN TOHUMLARI
Kuru toprağı seçtik bilinçsizce
Kökünü topraktan ayırdık
Yağmur yağdı üzerimize
Bahar geldikçe
Yeşerdi acılarımız
Tohumları avuçlarına aldı rüzgar
Savurdu uzaklara
Dağıldı göğün mavisinde
Geceye yıldız,
Denizlere yakamoz oldu acılarımız
Kumsala diz çöktü beyaz yüzün
Kara gözlerinden akan hüzün
Vaktiyle yüreğim yüreğine müebbet hüküm.
.....................................................................................................